Klasik konuşmaların, temennilerin, güven tazelemelerin ve görüş alışverişlerinin ötesinde, somut aksiyon planlarının ortaya çıktığı toplantılar gibisi yoktur. İşte bu hafta DEİK ev sahipliğinde düzenlenen Türkiye-İtalya İş Forumu da, böyle bir içeriğe sahip verimli bir program oldu. Madem öyle oldu, bir parça bahsetmekte fayda var.

Evvela arka planı hatırlayacak olursak; Türkiye ile İtalya arasındaki ticari ilişkilerin, ilgili listelere bakıldığında üst düzey olduğunu söyleyebiliriz. Veriler 2016 itibariyle 17,8 milyar dolarlık bir mal hacmine işaret ederken, ihracat-ithalat diye ayrıştırırsak, 7,6-10,2 Türkiye aleyhine işleyen bir skor var. Bununla birlikte, İtalya'nın 2016'da ihracat listemizde 3. sırada yer alan Irak ile başa baş bir veriyle 4. büyük pazarımız olduğunu da ekleyeyim. Bunun yanı sıra, Türkiye'de faaliyet gösteren İtalyan şirketlerin sayısı 1300 civarlarına yükselmiş iken, çeşitli dev altyapı projelerimizde İtalya ile işbirlikleri yaptığımızı hatırlayacağız.

İTALYA'NIN NEKAHETİ

İtalya ekonomisi, bildiğiniz gibi global kriz sonrasında bolca yalpaladığı zor bir dönem geçirdi. Adım adım iyileşerek ilerlettiği bu süreç akabinde, 2016 itibariyle büyüme hızını ancak yıllık %0,9'a çıkartabildi. Diğer belli başlı AB ekonomilerine baktığınızda, bu tempo oldukça yavaş?

Tabii ülkenin başından ayrıca, bir yandan kritik bir bankacılık sorunu diğer yandan da siyasi sıkıntılar eksik olmuyor. Haliyle geçenlerde gelen 2016 son çeyrek büyüme verisi, hiç parlak olmasa da, "bu ortamda neyse ki düşmedik" babında bir oh dedirtti.

Bu arada bir yandan da kamu borcunu tamir etmesi gereken İtalya, yılsonunda yüzleri güldürten sanayi üretimindeki kıpırdanmanın sürmesini hayal ediyor. Bu noktada, ekonomiyi ayakta tutmanın ve iyileşmeye devam etmenin kritik ayaklarından biri olarak ise, dış ekonomik ilişkileri canlandırmanın da önemli olduğu aşikâr.

İŞBİRLİĞİNİN DETAYLARI

Şimdi haftanın forumuna geri dönecek olursak; İtalya'nın Türkiye'ye duyduğu ilgiye dair şöyle bir başlangıç yapayım: İtalya, 2017 ve 2018 yılları için Türkiye'yi ekonomik işbirliklerinde hedef ülke olarak belirlemiş durumda. Amaç; teknoloji, yatırımlar ve ticaret alanlarında bağları güçlendirmek?

Bu yaklaşım doğrultusunda forumda öne çıkan maddeler arasında ise, Eximbank'lar geliyor. Nitekim Türk Eximbank ve ilgili İtalyan kurumu SACE arasında varılan anlaşma gereği, karşılıklı ticaret ve yatırımlara hız kazandırılması bu yıl gündemde olacak. Bu gayeye hizmet etmesi amacıyla ise, iki banka arasında büyüklüğü bilahare belirlenecek ortak bir fon oluşturulacak.

Öte yandan görüşmelerde, DEİK ve karşı kanat kuruluş Confindustria arasında oluşturulacak platformun da, işbirliklerini sağlam bir zemine oturtmasına karar verildi. Varılan mutabakata göre, hem Confindustria hem de DEİK Türkiye-İtalya İş Konseyi'nin kendi içlerinde seçecekleri takımlar, kafa kafaya verip spesifik projeler üzerinde çalışacaklar. Özellikle odaklanılacak alanlar ise, sağlık, ulaştırma, enerji ve tarım olarak zikredildi. Ve bu arada TİM'in de, 2017 yılında İtalya'da bir ticaret merkezi açacağı açıklandı.

HAT DIŞINA DA ÇIKILACAK

Daha önce çeşitli kereler AB partnerlerimiz ile 3. ülke işbirlikleri potansiyelini kullanmamız gerektiğine dair yazdığımı hatırlarsınız. İşte Türkiye-İtalya İş Forumu'nun verdiği meyvelerden biri de bu bağlamda oldu. Nitekim iki tarafın ilgili çalışmalarının, Türkiye-İtalya hattının dışına da çıkmasında ve hedef olarak belirlenen Somali ve Mozambik'e yayılmasında mutabık kalındı.

Öte yandan, forumun etkin geçmesinde belki de en önemli dinamiklerden biri, İtalya'nın sergilediği güven aşılayıcı ve destekleyici tutumdu diyebiliriz. Türkiye'nin AB hususunda İtalya'ya her zaman güvenebileceğini vurgulayan İtalya Ekonomik Kalkınma Bakanı Calenda, bilhassa Gümrük Birliği'nin (GB) revizyonu meselesinin sıkı takipçisi olacaklarını ifade etti. Gelinen noktada bildiğiniz gibi, GB müzakerelerinin başlayabilmesi için Avrupa Komisyonu'nun tüm üye ülkelerden yetki alması gerekiyor.

Ve o halde Gümrük Birliği demişken, Brüksel kuşlarının uçurduğu haberler de şöyle: GB güncellenmesi konusunun, etki analizleri sonucunda bir kazan-kazan durumu getireceğinin muhataplarımızda bir kabul gördüğü anlaşılıyor. Bu kapsamda elbette belli aktörlerde direnç yaratabilecek meseleler var ancak Malta'nın da, dönem başkanlığında süreci hızlı ilerletme niyeti hissediliyor.

Köşemizin bugünkü misafiri İtalyanlar ve birçok millet ne demiş?

İstek varsa, yol da vardır.