Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan yerel seçim mesajı: Birilerinin dizleri titremeye, paçaları tutuşmaya başladı
Yerel seçime dair önemli mesajlar veren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 31 Mart için takvimin işlemeye başladığını söyledi. Erdoğan ayrıca seçimler yaklaştıkça maskelerin düştüğünü belirtirken, muhalefetin panik havası içerisinde olduğunun da altını çizdi.
Türkiye, ulaşım alanında hızlanmaya devam ediyor...
Ulaşımda önemli bir kolaylık sağlayacak olan 'Gayrettepe-İstanbul Havalimanı Metro Hattı' Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın teşrifiyle açıldı.
İstanbulluların hayatını kolaylaştıracak metro hattının açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz laf üstüne laf koyanlardan değil, taş üzerine taş koyanlardan olmanın peşindeyiz" dedi.
Siyasette parolanın kesintisiz hizmet olduğunu da sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, yerel seçime dair de mesaj verdi.
"İstanbul'un Muradına ereceğini" söyleyen Erdoğan, kimin şehrine aşkla hizmet ettiği kimin ise yan gelip yattığının belli olduğunu belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan devam eden açıklamasında ise şu ifadeleri kullandı;
"Birilerinin dizleri titremeye, paçaları tutuşmaya başladı"
31 Mart seçimleri ile ilgili takvim işlemeye başladıkça maskeler düşüyor. Herkesin gerçek niyeti ortaya çıkıyor. Kimi şehrine aşkla hizmet ettiği, kimin de 5 yıl boyunca 3 dönüm bostan yan gel yat Osman misali vaktini boşa geçirdiği netleşiyor. Sandıkta millete hesap verme günü yaklaştıkça görüyoruz ki birilerinin dizleri titremeye, paçaları tutuşmaya başladı.
Ülkenin ikinci büyük partisinin acemi genel başkanının bir kaç gün önce belediye başkan adayları ile ilgili yaptığı skandal açıklama muhalefette yaşanan panik havasının bir işaretidir. Neymiş, illerde farklı partilerden adayların olması oyunmuş, tezgahmış. Bakınız çok açık ve net söylüyorum.
Dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde böyle bir beyana rastlayamazsınız. Milli iradeye saygı duyulan hiçbir ülkede muhalefet partisinin çoğulcu demokrasinin gereği olan yarıştan korktuğunu, ürktüğünü, rakiplerinin sayısı karşısında hırçınlaştığını göremezsiniz. Meselenin çok daha vahim tarafı suçladığı partilerin daha 8 ay öncesine kadar beraber Türkiye'yi yönetmeye talip olduğu siyasi yapılar olması.
Bunlar 6'lı masada beraber değiller miydi? Gerekirse 16'lı masa kurarız diyenler bunlar değiller miydi? Ne oldu şimdi olay bu. Birkaç gün öncesine kadar işbirliği görüşmeleri yaptığı partileri daha içtikleri çayın dumanı kalkmadan ihanetle suçlamak, beraber siyaset yaptığı insanları ihanetle itham etmek tam bir siyasi basiretsizlik örneğidir.
İstanbul'un omuzlarındaki yükü azaltacak bir proje daha
Bugün giderek ağırlaşan trafik sorunundan dolayı adeta omuzları çöken İstanbul'umuzun yükünü hafifletecek bir projemizi daha hayata geçirmenin bahtiyarlığını yaşıyoruz.
Biliyorsunuz, geçen sene İstanbul Havalimanı Kağıthane Metrosu'nun açılışını yapmış bu önemli projeyi vatandaşlarımızın hizmetine sunmuştuk.
Bugün bu hattı Gayrettepe'ye bağlayan Kağıthane-Gayrettepe kesiminin açılışını yapmak üzere bir aradayız.
"Biz söyledik mi yaparız"
Böylece İstanbul Havalimanı ile Gayrettepe arasında kesintisiz metro ulaşımını sağlamış oluyoruz. Toplam 37,5 kilometre uzunluğundaki Gayrettepe-Kağıthane Metrosu İstanbullu kardeşlerimizin hayatını fevkalade kolaylaştıracaktır.
9 istasyondan oluşan ve hızı saatte 120 kilometreye ulaşan hattımızın günlük yolcu kapasitesi 600 bin kişidir. Hattımızın devreye girmesiyle birlikte Gayrettepe-İstanbul Havalimanı arası 30 dakikaya, Göktürk-Mahmutbey arası 38 dakikaya, Tekstilkent-İstanbul Havalimanı arası 45 dakikaya, Taksim-İstanbul Havalimanı arası 41 dakikaya, Taksim-Göktürk arası 26 dakikaya, 4. Levent-İstanbul Havalimanı arası 35 dakikaya inecektir.
Bu hattımızın da hizmete alınmasıyla İstanbul'da tamamlanan raylı sistem ağlarının uzunluğu 338,5 kilometreye çıkıyor. Biz söyledik mi yaparız. Ortada bırakmayız.
"Biz yapıyoruz, dışarıdan ithal yok"
Belediye başkanlığımdan tutun, daha sonra hükümete geldik ve hükümette de ulaştırma bakanlığı olarak nasıl bu yolları, bu hızlı tren hatlarını, yüksek hızlı tren hatlarını nasıl yaptıysak aynı şekilde İstanbul'umuzda da bunu yaptık.
Ama birileri de hatırlayın maalesef hafriyatla ne yaptılar? Kim olduğunu biliyorsunuz benim söylememe gerek yok. Raylı sistem projelerinde en önemli, hassas, zor konulardan birisi hattın beyni diyebileceğimiz sinyalizasyon sistemidir. Hamdolsun ASELSAN-TÜBİTAK işbirliği ile artık bu alanlarda başkalarına bağımlı olmaktan kurtuluyoruz.
ASELSAN sinyalizasyon sistemi için gerekli araç üstündeki ekipmanları, hatlara konulacak sistemlerle istasyona konulacak akıllı sinyal sistemlerini TÜBİTAK geliştirdi. Biz yapıyoruz. Dışarıdan ithal yok.
"Her projede yerli-milli teknolojilerin payının artırılmasına ağırlık vereceğiz"
Yine bu hatta kullanılacak 60 adet sürücüsüz metro aracı da Ankara Sincan Organize Sanayi Bölgesi'ndeki fabrikada üretiliyor. Gayrettepe-Havalimanı metro hattının ilk etüd projesinden uygulamasına kadar tüm süreçlerini kendi yerli mühendislik ve tasarım birikimimizle gerçekleştirmekten gurur duyuyoruz.
İnşallah bundan sonra hangi alanda olursa olsun hayata geçirdiğimiz her projede yerli-milli teknolojilerin payının artırılmasına ağırlık vereceğiz.
Savunma sanayii başta olmak üzere teknolojiye dair her konuda tam bağımsız Türkiye hedefine ulaşıncaya kadar azimle çalışacağız.
"Millete efendilik olmaz, hizmetkarlık olur"
Bizler iki günü birbirine eşit olan ziyandadır anlayışına sahip bir inancın mensuplarıyız. Siyasette de parolamız vatandaşa kesintisiz hizmet vermektir. Kimin ne dediğine bakmadan şehirlerimizin ihtiyaçlarını gidermeyi, sıkıntılarına çözüm bulmayı ana vazifemiz olarak görüyoruz.
Bizim siyaset tasavvurumuzda millete efendilik olmaz, hizmetkarlık olur.
Millete tepeden bakanlar, milleti hor hakir görenler, millete karşı kibirli, nobran davrananlar siyasette kaybetmeye mahkumdur. Şimdi 31 Mart akşamı inşallah bunları da hep beraber göreceğiz.
"Millete hizmet sevdamızla aramıza kimsenin girmesine müsaade etmedik"
Türk siyasi tarihine şöyle bir göz attığınızda bunun sayısız örneğine şahit olursunuz. Milletin yetki tevdi ettiği, emaneti teslim ettiği ancak bunun hakkını veremeyen nice bakanın, başbakanın, belediye başkanının siyaset sahnesinin tozlu raflarında unutulup gittiğini görürsünüz.
Aynı şekilde şehrine, ilçesine ve ülkesine kazandırdığı hizmetlerle milletin gönlüne taht kurmuş sayısız siyasetçimiz devlet adamımız var. Bu gerçekler ışığında biz de kendimizi sürekli hesaba çekiyor her gece bugün ülkemiz, milletimiz ve insanlık için ne yaptık sorusunu kendimize soruyoruz. Geride hayırla, şükranla yad edilecek bir miras bırakmayı arzu ediyoruz.
Siyasetin inişli-çıkışlı yolculuğunda bugüne kadar pek çok zorlukla, engelle, haksızlık ve hukuksuzlukla karşılaştık. Vesayetin gölgesinin ülkemizin üzerine karabasan misali çöktüğü 1990'lar Türkiye'sinde büyükşehir belediye başkanlığı yapmış bir kardeşiniz, bir siyasetçi olarak zorluklar karşısında yılmadım.
Yılgınlığa asla kapılmadım. Millete hizmet sevdamızla aramıza kimsenin girmesine müsaade etmedik. Her zaman söylüyorum, biz laf üstüne laf koyanlardan değil, taş üstüne taş koyanlardan olmanın peşindeyiz.
"Şartlar ne olursa olsun önümüze hangi engeller çıkarsa çıksın ülkeye ve millete hizmet mücadelesinden asla vazgeçmiyoruz"
Vatandaşımızın şöyle içtenlikle söylediği Allah ondan razı olsun duasını her türlü siyasi ve dünyevi hesabın üzerinde görüyoruz. Bizim anlayışımızda ülkesine ve insanına gerçekten hizmet götürmek isteyen ya bir yol bulur ya bir yol açar. Ama yolda kalanlardan kesinlikle olmaz. Elbette her kul gibi bizim eksiğimiz, kusurumuz, hatamız olabilir.
Tüm samimi gayretlerimizle tüm çabalarımıza, tüm emeklerimize rağmen gerçekleştiremediğimiz hususlar çıkabiliyor. Ama şartlar ne olursa olsun önümüze hangi engeller çıkarsa çıksın ülkeye ve millete hizmet mücadelesinden asla vazgeçmiyoruz.
"Türkiye Yüzyılı hedefimiz doğrultusunda sabırla yürümeyi sürdürüyoruz"
Zorluklara aldırmadan, sorunları gözümüzde büyütmeden, bahane arama kolaycılığına kaçmadan Türkiye Yüzyılı hedefimiz doğrultusunda sabırla yürümeyi sürdürüyoruz.
Burada bir kez daha altını çizerek şu hususu ifade etmek isterim; Bizim nazarımızda 85 milyon vatandaşımızın tamamı oy tercihlerinden bağımsız olarak eşit şekilde hizmete ve hürmete layıktır. İktidarlarımızın 21 yılı aşkın döneminin hiçbir saflasında belediyelerimizi siyasi rengine göre ayırmadık.
Kampanya dönemi boyunca yaptıklarımızı anlattık, projelerimizi paylaştık, muhalefet ile ilgili eleştirilerimizi açık yüreklilikle dile getirdik. Seçimin bittiği gün sandıktan çıkan iradaya saygı gösterip kaldığımız yerden hizmetlerimize devam ettik. Bu durum İstanbul için de geçerlidir. Şayet İstanbul bugün mevcut durumundan çok daha kötüye gitmemişse bunun en büyük sebebi bizim elimizi taşın altına koymamızdır.
"Muradınıza ermek istiyorsanız Murat'a sahip çıkacaksınız"
Hükümetin görev alanına giren hizmetlerden çok daha fazlasının İstanbul'a kazandırarak şehrin iflas bayrağını çekmesinin önüne geçtik. Kağıthane'deyiz. Bu Kağıthane'nin Haliç'e bağlanan kısmının nasıl pislik olarak aktığını hatırlıyor musunuz? Bütün bu pisliği, boğazın temiz suyunu biz buraya bağladık. Ondan sonra buranın suyu ne oldu, tertemiz oldu.
Biz yaptık, söyledik mi yaparız. Bundan sonra da yapacağız. Murat'ımızla yapacağız. Muradınıza ermek istiyorsanız Murat'a sahip çıkacaksınız. Belediyeler, bir taraftan hükümet olarak biz. İkimiz el ele vereceğiz ve ülkemizi ayağa kaldıracağız.
İstanbulumuzu, Ankaramızı, İzmirimizi, Eskişehirimizi ayağa kaldıracağız. Sadece son iki yıl içinde 51 kilometrelik metro hattını İstanbulluların hizmetine sunmanın sevincini yaşadık.
"Kağıthane'de sandıkların patladığını görmek istiyorum"
Kağıthane'den sandıkların patladığını görmek istiyorum. Buna var mısınız? Kimseyi küstürmeyeceksiniz. Kucaklayacaksınız. Nefret diliyle değil, kucaklayıcı dille konuşacaksınız.
Üzerinde kurulan vesayetin zincirlerini kırma iradesi göstermek yerine sağa sola sataşarak rüştünü ispat peşinde koşandan kendi partisine de, ülkeye de hayır gelmez. Halbuki ortak adayla seçime gitmek nasıl demokratik yöntemse her partinin kendi adayını çıkarması da gayet tabiidir. Biz de Cumhur İttifakı bünyesinde diğer siyasi partilerle ortak belediye başkan adayı belirleme noktasında görüşmeler yürüttük.
Halen görüşmelerimizin devam ettiği partiler var. Anlaştığımız illerde beraber yol yürüyor, anlaşamadığımız il ve ilçelerde demokratik bir yarış için hazırlığımızı yapıyoruz.
Ama hiçbir şekilde kimseyi ihanetle, oyun bozanlıkla, gafletle, oyuna gelmekle, şuursuzlukla suçlamıyoruz. Çünkü seçime nasıl girilirse girilsin nihayetinde hükmü millet verecek.
"Yeniden İstanbul diyoruz"
Yeniden İstanbul diyoruz. Millet vaatlere bakacak, bunları gönül ve fikir terazisinde tartacak. Hangi belediye başkanı tarafından şehrinin yönetilmesini istiyorsa tercihini ona göre yapacak. Sandıktan çıkan iradeyi baş tacı edeceğiz. Milletin iradesine ipotek koymak dikta hevesinin tezahürü olabilir.
Bu ifadeler bunların çarpık zihin dünyalarında nasıl bir Türkiye hayal ettiklerini de göstermektedir. Bunlar halen açık oy gizli sayımla milletin iradesinin gasbedildiği tek parti özlemiyle yaşıyorlar.
Yıllar gelip geçiyor, fakat bunların faşizan kodlarında zerre miskal gerileme olmuyor. 31 Mart'ta sandıktan çıkacak güçlü iradeyle İstanbul başta olmak üzere demokrasiden ürken bu kibirli zihniyet hak ettiği dersi alacaktır.
İstanbul'un kronikleşen sorunlarına dair çözüm önerilerimizi Murat Kurum kardeşimizle İstanbul halkıyla paylaştı. Sistem İstanbul adını taşıyan proje paketiyle ulaşımdan kentsel dönüşüme kadar İstanbul'u yeniden hak ettiklerine kavuşturmayı istiyoruz.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.