PİYASALAR

  • BIST 10010643.583.14%
  • ALTIN2504.0050.06%
  • DOLAR32.199-0.09%
  • EURO34.8980.11%
  • STERLİN40.77-0.03%
  1. HABERLER

  2. GÜNDEM

  3. Çin ve Rusya artık bölgede istenmiyor! Türkiye liderliğinde birleşecekler
Çin ve Rusya artık bölgede istenmiyor! Türkiye liderliğinde birleşecekler

Çin ve Rusya artık bölgede istenmiyor! Türkiye liderliğinde birleşecekler

Avrasya coğrafyasında dengeler hızla Rusya aleyhinde değişiyor. Rusya'nın Türk Cumhuriyetlerinde inşa ettiği güvenlik ve ekonomi mekanizmaları çökmek üzere. Çin'in bölgedeki baskın varlığına yönelik şikayetler de giderek artıyor. Türk devletleri özellikle Türkiye liderliğinde uzun vadede iş birliklerini artırarak, birbirleriyle daha yakın ilişkiler kurmayı hedefliyor. Böylece Çin ve Rusya'nın bölgedeki etkisi kırılmak isteniyor.

A+A-

Rusya'nın Ukrayna'yı işgali sonucunda, Rusya ile yakın bağları olan Avrasya bölgesindeki ülkeler için endişeler ve yeni olasılıklar ortaya çıktı.

Hali hazırda Rusya'nın Soğuk Savaş sonrasında Asya ve Kafkaslar'da tesis ettiği nüfuz alanı sorgulanır hale gelmişti. Ukrayna işgaliyle birlikte, bölgedeki dengelerin Rusya aleyhine değişimi hızlandı.

Rusya'nın arka bahçesi kabul ettiği Avrasya coğrafyasında inşa ettiği güvenlik ve ekonomi mekanizmaları çöküşün eşiğinde... Çin'in Orta Asya'da önemli miktarda yatırımları olmasına rağmen bölgedeki baskın varlığına yönelik şikayetler de gittikçe artıyor.

Türk devletleri özellikle Türkiye liderliğinde uzun vadede iş birliklerini artırarak, birbirleriyle daha yakın ilişkiler kurmayı hedefliyor. Böylece Çin ve Rusya'nın bölgedeki etkisini kırmak istiyor.

Bölgede Çin ve Rusya artık istenmiyor


Türk Cumhuriyetlerindeki bu değişimi yorumlayan Uluslararası İlişkiler Uzmanı Ali Memmedov, "Bölge ülkeleri, Rusya-Ukrayna çatışmasının olası maliyetlerinden ve tehlikelerinden kaçınmak için Türkiye ve Azerbaycan öncülüğünde iş birliğini güçlendirmeye çalışıyor" değerlendirmesinde bulundu.


Türki Cumhuriyetlerin birçok farklılıklarına, Rusya ve Çin gibi diğer güç bloklarının etkisine rağmen, kendilerini her zaman aynı ailenin üyeleri olarak gördüklerini vurgulayan Memmedov, "Bu ülkelerin atalarının ortak olmasının bir sonucu olarak, uzun zamandır birbirleriyle daha yakın işbirliği yapmak istemiştir. Türk işbirliğine öncülük etme arzusu, özellikle daha yakın işbirliğinin arkasındaki temel itici güç olan Türkiye'de hiç olmadığı kadar belirgindir. İktidar partisi olan AK Parti ve milliyetçi parti MHP'nin arasındaki bağların güçlenmesiyle birlikte bu istek hiç olmadığı kadar belirgindir." dedi.

Türk milletleriyle daha yakın bir ortaklıkla ilgilenen bir başka devletin de Kazakistan olduğunu belirten Memmedov, "Bu ilgi, Kazakistan'ı Türk halkının tek bir çatı altında toplanması konusunda daha fazla heveslendi ve sürece aktif katılımını sağladı. Bu da daha sonra Türk Konseyi'nin adının Türk Devletleri Örgütü olarak değiştirilmesiyle sonuçlandı" değerlendirmesinde bulundu.

Memmedov, "Rusya dikkatini şu anda Ukrayna'daki savaşa odaklandığından, bu durum Türk devletlerinin birbirleriyle olan bağlarını geliştirmeleri için mükemmel bir fırsat sunuyor." diyor.

"Türk devletleri arasındaki ortak tarihe ek olarak, Türkçe konuşan ülkeler arasındaki iş birliğinin daha fazla artırılması isteği daha pragmatik bir dizi başka nedenden dolayı garanti edilmektedir" diyen Memmedov, bu nedenleri şöyle ifade etti:

"Birincisi, Rusya, Ukrayna'yı işgal ederek, eskiden Sovyetler Birliği'nin bir parçası olan diğer ülkelere, onlara hükmetmek için askeri güç kullanmaktan korkmadığını gösterdi. Bu, Gürcistan örneğinde açıkça görülen bir şey.

Kazakistan, Ukrayna'daki ihtilaf sırasında Rusya'nın yanında yer almama kararını verdikten sonra bile, Rus eleştirmenler Kazakistan'ın Rusya'nın saldırganlığına kurban gidecek bir sonraki ülke olacağı tehdidinde bulunmaya başladılar.

Bundan sonra bir Kazak yetkili, gelecekteki işbirliği olasılığını görüşmek üzere Türkiye'nin askeri ataşesi ile bir toplantı yaptı. Daha sonra Özbek Savunma Bakanı ve Türk Savunma Bakanı aralarında işbirliği anlaşması imzaladı.

Bu mücadelenin, Türk cumhuriyetlerini işgal ihtimaline karşı savunmalarını güçlendirmek için daha fazla ittifak arayışına ittiği çok açıktır.

Daha büyük bir şeyin mensubu olmak, Türk devletlerine karşı bu tür askeri operasyonların yapılma olasılığını azaltabilir. Bunun bir sonucu olarak, Türk devletleri milli güvenlik konularında birlikte çalışmaktan büyük fayda sağlayacaktır.

İkincisi, çatışma Rusya'nın olumsuz imajına katkıda bulundu. Bu da Türk hükümetlerinin Rusya ile aşırı ilişki kurmaktan kaçınmasına neden oldu. Bunun nedeni, Rusya'nın yakın bir müttefiki olarak üne sahip olmanın Batı ile ilişkiler üzerinde olumsuz bir etkisi olmasıdır. Buna Beyaz Rusya iyi bir örnektir; Rusya ile olan sıkı ilişkisi nedeniyle Avrupa'da daha az müttefiki var. Öte yandan Türk devletleri de bu şekilde anılmalarını istememektedirler.

Türki cumhuriyetlerin çoğunluğu aslen Sovyetler Birliği'nin bir üyesiydi. Rusya'nın koordine ettiği entegrasyon programlarına katılmaya devam ediyorlar ve onlar Rusya'nın stratejik müttefikleridir. Meselenin özüne inmek için, onları Rusya ile ilişkilendirmekten başka bir şey yapılamaz.

Fakat mevcut koşullar nedeniyle bu hükümetler, dünyanın geri kalanına tamamen Rusya'ya bağımlı olmadıklarını ve Batı'nın kendilerini Rusya'nın yakın müttefikleri olarak gördüğü fikrini ortadan kaldırmak için kendi sonuçlarına varabileceklerini gösterme ihtiyacı hissedebilirler.

Bunun doğrudan bir sonucu olarak, Rusya'nın beklentilerinin aksine, Ukrayna'daki eylemlerine tek bir Türk devleti destek vermedi. Çünkü Rusya'nın Ukrayna'yı işgalini destekleselerdi, dünyanın geri kalanına Rusya'nın yaptığı her şeyi kabul etmeye istekli olduklarını göstermiş olurlardı. Bu da dünyanın geri kalanına verilen çok kötü bir mesaj olurdu."

Rusya'dan bu kopuş, iki temel nedenden dolayı Türk devletleri arasındaki bağların güçlenmesine yol açabileceğini söyleyen Memmedov; "Bu devletlerin yeni bir kimlik inşa etme isteği ve Çin'in bölgedeki aşırı etkisinden kaçınma hedefi, Türk Cumhuriyetleri'ni birbirine daha fazla yakınlaştırmaktadır" dedi.

Memmedov; "Orta Asya'daki insanlar, Çin'in bölgeye önemli miktarda yatırım sağlamasına rağmen, Çin'in bölgedeki baskın varlığından şimdiden şikayet ediyor. Ayrıca, Orta Asya devletleri, sessizliklerine rağmen, Çin'in Uygur Türklerine yönelik muamelesi sonucunda Çin'den giderek daha fazla endişe duyuyor olabilirler. Bu eleştiri, Çin'in Türk azınlıklara yönelik tutumunun bir sonucudur. Bu Türkiye'nin de tepkisini çekiyor." ifadelerini kullandı.

Türk devletleri birbirine yaklaştıran üçüncü nedenin ise, Batı'nın Rusya'ya uyguladığı gaz ve petrol satışının yanı sıra ticari ve parasal işlemler açısından etkin olarak uyguladığı yaptırımlar olduğunu belirten Memmedov, "Rusya yaptırımlarla yasaklandığı için Orta Asya devletleri mallarının Avrupa'ya nakledilebilmesi için yeni ticaret ortakları arıyorlar. Şu anda, bir ulaşım kaynağı olarak Rusya'ya güvenmek tehlikelidir. Bunun bir sonucu olarak, Orta Asya cumhuriyetleri Azerbaycan ile işbirliğini genişletmekle ilgilenebilirler. Çünkü bu ülke, Batı ülkelerine mal taşımak için uygun bir alternatiftir. Halihazırda iş birliği yapılmaktadır ancak projelerin tamamlanma hızını artırmak ve iş birliği için harcanan süreyi artırmak, Türk hükümetleri arasındaki bağları güçlendirmeye hizmet edecektir." değerlendirmesinde bulundu.

Memmedov, "Bu kapsamda yakın bir zaman önce Azerbaycan ve Özbekistan, enerji sektöründe iş birliği yapmak üzere anlaştı ve 2023'te sona eren dönem için hedeflerini açıkladı. Aynı zamanda SOCAR ve Özbekneftegaz, aralarındaki işbirliğini geliştirme kararı aldı. Bunun bir başka örneği de, Azerbaycan'ın Kazakistan ile yaptığı ve bunlardan biri Orta Koridor üzerinde birlikte çalışmayı içeren son anlaşmalardır." dedi.

Rusça'dan vazgeçiyorlar
Memmedov, "Özellikle son dönemlerde, Türk devlet başkanları arasında Rusça'nın ana dil olmadığını belirtmek gerekir. Bu sıra dışı bir durum çünkü daha önce Sovyetler Birliği'ne ait olan ülkelerin devlet başkanları arasındaki toplantılarda genellikle Rusça konuşuluyordu. Diğer birçok durumda da İngilizce kullanılırdı. Ancak şimdi toplantılarda liderler kendi ana dillerinde konuşuyorlar. Bu, yalnızca Rus kontrolünü kabul etme konusundaki isteksizliklerini değil, aynı zamanda ulusların ortak kökenleri üzerindeki vurgularını da gösterdi" dedi.

Son dönemde Türkiye ve Azerbaycan cumhurbaşkanlarının sırasıyla Kazakistan ve Kırgızistan'a eş zamanlı ziyaretleri de Türk entegrasyonunun önemli bir örneği olduğunu vurgulayan Memmedov, "Buna en iyi örnek ise Türk devletleri arasında dilleri birleştirmek için "Alfabe Komisyonu"nun kurulmasıdır" dedi.

Memmedov, "Rusya-Ukrayna savaşının doğurduğu fırsat sonucu, Türk devletlerinin işbirliklerini daha fazla genişletmelerine ve birbirleriyle daha da yakınlaşmaya meyilli olduklarının işaretlerini veriyorlar. Bu işaretler yukarıda açıklanan yönlerde görülebilir" değerlendirmesinde bulundu.

Bunun yanında Türk devletlerinin üstesinden gelmesi gereken konularının da olduğunu belirten Memmedov, "Son zamanlarda Tacikistan ile Kırgızistan arasında patlak veren çatışmalar bu zorluklara örnek teşkil edebilir. Fakat buna rağmen, Türk devletleri uzun vadede daha sık işbirliği yapmaları ve birbirleriyle daha yakın ilişkiler kurmaları halinde uzun vadede Çin ve Rusya'nın bölgedeki etkisini dengeleyebilirler" ifadelerini kullandı.

Star Gazetesi

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.