Defalarca toplantı yapmalarına rağmen Altılı Masa liderlerinin üzerinde bir türlü uzlaşamadığı 'ittifakın cumhurbaşkanı adayı kim olacak?' meselesi tam da büyük bir çıkmazda derken patlak veren İmamoğlu krizi, CHP'de bu konuda yaşanan rahatsızlığın ortaya dökülmesine neden oldu.

PARTİLİLERİN SABRI TAŞTI

Aylardır ısrarlı adaylık sorularını geçiştiren CHP'liler, yargılandığı davada mahkumiyet kararı verilmesini Akşener eşliğinde sevinçle karşılayan İmamoğlu ile ilgili her soruya agresif yaklaşıyor. Öyle ki bugüne kadar İmamoğlu ismini son derece nazik bir şekilde reddeden Genel Başkan Kılıçdaroğlu bile artık sabrının taştığını açıkça belli ediyor.

Gazetecilerle bir araya geldiği toplantıda İYİ Parti Genel Başkanı Akşener'in, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş'ın adaylığına dair, "İki arkadaşımızdan biri aday gösterilse hayır demeyeceğiz" sözleri ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Kılıçdaroğlu, "Bir parti başka bir partinin içişlerine karışmamalı. Her partinin kendi kuralları var" diyerek olabilecek en keskin şekilde bu konudaki görüşünü dile getirdi.

Kılıçdaroğlu, masanın adayının kim olacağı ile ilgili soruya da, "Doğal olanı şudur: 6'lı masadan birinin belirlenmesi" dedi. Yani daha önce defalarca yaptığı gibi belediye başkanlarına adaylık yolunu kapattı.

Nitekim benzer bir yol kapatma eylemi CHP Sözcüsü Faik Öztrak'tan da geldi.
Önceki gün düzenlediği basın toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Öztrak bir muhabirin, "Ekrem İmamoğlu'na 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası verildi. Bu gelişmenin ardından İmamoğlu'nun adaylık ihtimalinin yükseldiği yorumları yapılıyor.
CHP Genel Merkezi bu görüşe katılıyor mu?" sorusuna adaylık belirlenmesi konusundaki sürecin net olduğunu belirterek, "Altılı masanın Cumhurbaşkanı adayı nerelerde yazıldığı belli olmayan siyaset mühendisliği senaryoları ile hiçbir zaman belirlenmeyecektir" ifadeleriyle cevap verdi.

ÇİZGİLER KESKİNLEŞTİ

Yani anlayacağınız CHP Genel Merkezi'nde açıkça belli olan bir İmamoğlu antipatisi var artık.
CHP, yol ayrımlarının da görüş ayrılıklarının da keskin çizgilerle belli olduğu bir süreçten geçiyor.
Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusundaki iddiasını belediye başkanlığını kazandığı yerel seçimlerden beri farklı şekillerde açık eden İmamoğlu, o günden bugüne kullandığı üslup ve izlediği yol haritasıyla CHP ile gerçekten aynı çizgide olmadığını gösterdi.
Her adımıyla yavaş yavaş CHP çizgisinden saptı. Son yargı kararı sonrası izlenen tavır da İBB Başkanı'yla CHP'nin yollarının çok başka olduğunu iyiden iyiye ortaya koydu. İmamoğlu'na kameralar önünde destek vermek zorunda kalan Kılıçdaroğlu'nun da başlarını çektiği birçok CHP'li, adaylık ihtimalinde bile başlarına bela olan İBB Başkanı'nın gerçekten cumhurbaşkanı adayı olsa neler yapabileceğini tahmin bile etmek istemiyor büyük ihtimalle.
Üstelik bu görüş, düzenlenen destek toplantıları ya da yan yana verilen fotoğraf kareleriyle öyle kolayca değişmeyecek.

Zümrüt Yılmaz - yeni asır