PİYASALAR

  • BIST 1009524.59-0.06%
  • ALTIN2505.4050.86%
  • DOLAR32.5620.08%
  • EURO34.648-0.2%
  • STERLİN40.4-0.52%
  1. HABERLER

  2. Avrupa'da hassas zamanlar
Avrupa'da hassas zamanlar

Avrupa'da hassas zamanlar

A+A-
Trump sonrasında ışığı hepten sönen TTIP riski son dönemde gündemimizden aşağı yuvarlanırken, Atlantik'teki başka bir gemi epeyce yol almakta. CETA isimli söz konusu hikâye, yıllardır kavuşturamadığı AB ve Kanada taraflarını mutlu sona erdirecek gibi duruyor. Nitekim geçtiğimiz sonbahar anti-globalizmin son zamanlardaki yükselişine inat imzalanan anlaşma, Çarşamba günü tüm tepkilere rağmen Avrupa Parlamentosu'nda onaylandı.
AB ile Kanada arasındaki ekonomik ilişkileri kolaylaştırmak için dizayn edilen CETA'nın (Comprehensive Economic and Trade Agreement / Kapsamlı Ekonomi ve Ticaret Anlaşması) hayata geçmesi, Avrupa Parlamentosu'nun (AP) onayı ve AB üye ülkelerinin parlamentolarından çıkacak evetlere bağlı idi. Dolayısıyla bu hafta ilk koşul gerçekleşmiş oluyor. Ve ikinci koşul ise çıkmaz ayın son Çarşamba'sına kadar gerçekleşmeyebilecekken, uygulama "şartlı" denerek anlaşmanın gelecek aylarda yürürlüğe sokulması da mümkün gözüküyor.

TEPKİ ÇEKİYOR

Hatırlayacak olursak, sonbaharda anlaşmanın imzalanmasından önce Belçika'nın Valon Bölgesi'nin itirazlarıyla krizin eşiğine gelinmiş ancak sonrasında durum toparlanmıştı. Şimdi ise, küreselleşmenin yaşamasına yönelik anlamlı bir destek mesajı niteliğinde olan CETA'ya AP onayı çıktı çıkmasına ancak tıpkı TTIP gibi, bu girişim de halklardan antipati toplamakta...
Anlaşmanın, sağlığa, çevreye, hukuka, demokrasiye aykırı olduğu gerekçeleriyle katmerlenen karşıtlıklar, özellikle çok uluslu firmaların devletlere dava açabilmesini beraberinde getiren boyut nedeniyle çığ gibi büyüyor. Zaten Çarşamba günü AP'de hayır diyenlerden de, bu doğrultuda sesler duyuldu.
Mesela bu anlamda, Fransa'nın Cumhurbaşkanı adayı aşırı sağcı Marine Le Pen dikkat çekenlerdendi. Le Pen, kapalı kapılar ardında gelişen bu anlaşmanın yanlışlıklarını haykırırken kızgındı. Konuşmasındaki bitiş cümlesi ise, AB'nin esaslı bir riskini ortaya döküyordu: Anlaşmaları müzakere etmek ülkelerin/milletlerin kendi işidir, vatandaşların haklarını değil de kendi menfaatlerini savunan seçilmemiş yapıların değil?

BİRLİĞİN GELECEĞİ

Böylelikle 2017 seçimlerini ve potansiyel AB sarsıntılarını ima eden Le Pen, Fransa seçimlerinden sirayet edebilecek etkiler anlamında, bildiğiniz gibi kritik önem taşıyor. Ve pek çok seçimin ajandada olduğu Avrupa için, kimse de artık aşırıya kaçan bu tür ihtimalleri göz ardı edemiyor.
Zira ya öteden beri "hayatta olmaz" denen olursa? Brexit öncesi yanılgı, Trump öncesi yanılgı, ya Fransa seçimlerinde de tekrarlanırsa? Evet, bugüne kadar bir şekilde önlendi ancak ya artık tablo derinden değiştiyse?
Peki ya, mesela Hollanda? Bakınız, Wilders gümbür gümbür geliyor.
Dolayısıyla etrafı, olur da aşırı sağın yükselişi, Avrupa'yı sararsa korkusu sarıyor. İngiltere'nin start verdiği AB'den exit yapma serüveni bu birkaç kritik noktadan ilerlerse diye epeyce korkuluyor. Ki bu riskler içinde Brexit'ten farklı olarak, Euro'yu ve bölgesini çok daha yakından ilgilendiren ekonomik unsurlar barınıyor.
Üstelik şunu da belirtmek gerekir ki; CETA gibi bir sembolik hamlenin yükselen karşıt akıma nispet kabul edilmesi, bölgedeki söz konusu olumsuz duyguları daha da kabartma tehlikesini beraberinde getiren bir malzeme niteliği taşıyor. Ve bir madde daha eklemeden geçmeyeyim: Avrupa'daki karşıt kesimler için, üvey kardeşi TTIP suya düşerken CETA'nın doğması, bir açıdan daha hoş değil. O açıyı da, ABD-Kanada arasındaki kurumsal entegrasyon derecesi ile ölçebiliriz diyerek hatırlatayım.
Şimdi tüm bunları bir yana koyup dönelim Türkiye'ye? AB'nin geleceği açısından kritik sahnelere şahit olacağımız hassas 2017 yılı, bölgeyle siyasi ve ekonomik ilişkilerimizin istikbalini kavramamız açısından bizim için de mühim olacak. Bu bağlamda, onca risk ve belirsizliğin içinde, Avrupa ekonomisinde kısa dönemde öyle ivmeler, coşmalar beklemek de zorlaşıyor. Ve en son satırlarda en başa dönecek olursam, CETA anlaşması vesilesiyle, bizim için Gümrük Birliği'nin güncellenmesinin önemi bir kez daha ortaya çıkmış oluyor.
Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.