Sağlam, darbeci askerlere karşı eline Türk bayrağı ile direndi. Vurulduğunda ise ağır yaralanmıştı ve birden yere yığıldı. Bu rağmen elinde tuttuğu Türk bayrağını bırakmayan Serkan Sağlam, İstanbul'un fethi sırasında Doğu Roma surlarına ilk sancağı diken onlarca okla yaralanmasına kaşın bayrağı elinden düşürmeyen Ulubatlı Hasan'ı hatırlattı.

Genç yaşına rağmen "Şimdi olsa hiç düşünmeden tekrar çıkarım" diyebilen Sağlam, yaşananların bir darbe girişimi olduğunu anlayınca, Acıbadem Muhtarlığı önünde toplanan kalabalık bir grupla cuntacı askerlerin üzerine doğru yürüyüşe geçti.

Cuntacılara doğru henüz 30-40 metre kadar ilerlemişken üzerlerine kurşun yağmaya başladığını vurgulayan Sağlam, o kanlı gecede yaşadıklarını anlattı.

HERKES MERMİLERİN ÜZERİNE DOĞRU YÜRÜDÜ İLK MERMİ BANA GELDİ

Serkan Sağlam, ilk önce darbeyi eşinin telefonuyla öğrendikten sonra internet üzerinden de araştırma yaparak olayın bir darbe kalkışması olduğu açıklamalarını görünce vakit kaybetmeden sokağa çıktıklarını aktardı.

Sağlam, daha sonra Acıbadem'e inerken arkadaşları ile toplanıp Muhtarlığın önüne doğru yürüyüşe geçtiklerini söylediklerini dile getirerek, şunları kaydetti:
'' Acıbadem'e gittiğimizde askerler toplanmıştı. Önce önlerini kestik 'kışlalarınıza dönün' çağrısı yaptık. Onlar bizim dönmemiz gerektiğini söyledi. Biz geri dönmeyince Yüzbaşı 'nişan al' diye askerlere emir verdi. Seslerini rahat bir şekilde duyabiliyordum.

Askerler nişan aldı, 15-20 el ateş ettiler. Ama kurşunlardan hiçbiri kimseye isabet etmedi. Yüzbaşı o sırada halka küfür edip bağırarak kendi eline silah aldı. Halkın üzerine doğru ateş etmeye başlayan cuntacı Yüzbaşı, ilk beni vurdu. Birinden tekme yedim sandım. Vurulduğumu o an hissetmedim. Yavaşça kendimi yere bıraktım. Sonra ambulans beklemeden birileri beni özel bir hastaneye götürdü. Hastaneye gittiğimizde yerde abartısız 2-3 cm kalınlığında kan vardı.

Doktorlar, hemşireler yerdeki kandan kayarak düşüyorlardı. F-16 uçakları o sırada ses bombası attılar. Hastane başımıza yıkılıyor zannettim. Hastanede doktor ve hemşire kalmamıştı. Herkes kaçışıyordu. Bir doktor 'gelin nereye gidiyorsunuz' diye bağırdı. Göğüs cerrahı geldi yanıma, beni hemen ameliyata aldı.

Bilincim ameliyata girene kadar açıktı. 27 gün hastanede kaldım. 10 günü yoğun bakımda geçirdim. Kendime geldiğimde ilk Cumhurbaşkanımızı sordum. Ailem iyi olduğunu, görevinin başında ve milletinin yanında olduğunu söyledi. O an hiçbir ağrımı hissetmedim ve Cumhurbaşkanımız için dua ettim.''

Sağlam, Sakarya'da yaşayan eşinin darbeyi ilk öğrendiğinde 'Ne duruyorsun, sokağa çık' sözlerini anlatarak, şöyle tamamladı:
'' Eşimle telefonla görüştüğümde, darbeyi engellemek için sokağa çıktığımı söyledim. Eşim durduğun hata, vatan için elinden gelen her şeyi yap dedi. Eşimle helalleştikten sonra, vatanım, milletim, ve çocuğumun geleceği için kendimi sokağa attım. Ne olursa olsun bunu engellememiz gerekiyordu.''

Kurşun Hala İçeride O Bana Vatanımın Büyük Bir Hediyesi

Cuntacı Yüzbaşının kurşununa rağmen ölmediğini söyleyen Sağlam, konuşmasını şöyle sürdürdü:
'' Doktorlar 24 saat yaşamazsın dediler. Ama ben ölmedim, öldüremediler beni. Yine olsa kanımın son damlasına kadar savaşmaya hazırım. Siz beni öldüremezsiniz. Sizin kurşununuz beni öldürmez. Size bu ülkeyi asla bırakmayız. Allah, Cumhurbaşkanımızı başımızdan eksik etmesin.''