Ukrayna Barış Zirvesi: Hedef dayanışma mı barış mı?

Zirve, gerçek müzakereler için bir platform oluşturmaktan ziyade, dengeli ve kalıcı bir barışı kolaylaştırabilecek kritik ülkelerin yokluğunda Ukrayna'ya verilen desteği pekiştirme çabası gibi görünüyor.

TRT World Research Centre Araştırmacısı Hüseyin Özdemir, 15-16 Haziran'da Rusya'nın ve Çin'le Hindistan gibi bazı önemli aktörlerin yokluğunda İsviçre'de gerçekleştirilecek Ukrayna Barış Zirvesi'nin dayanışma gündemini ve olası riskleri AA Analiz için kaleme aldı.

15-16 Haziran 2024 tarihlerinde İsviçre'de gerçekleştirilecek Ukrayna Barış Zirvesi, devlet başkanlarını bir araya getirerek Ukrayna'da adil ve kalıcı bir barışa giden yolda ortak bir anlayış geliştirmeyi amaçlıyor.

Ancak bazı kilit ülkelerin yokluğu ve zirvenin hedefi, anlamlı sonuçlar elde etme potansiyeli konusunda şüphe uyandırıyor. Zirve, gerçek müzakereler için bir platform oluşturmaktan ziyade, dengeli ve kalıcı bir barışı kolaylaştırabilecek kritik ülkelerin yokluğunda Ukrayna'ya verilen desteği pekiştirme çabası gibi görünüyor.

Küresel ilginin Gazze'deki trajediye kayması nedeniyle kenara itildiğini düşünen Ukrayna'nın bu zirveyi barışa ulaşmaktan ziyade uluslararası gündemdeki konumunu güçlendirmek için düzenlediği iddia edilebilir.

Katılım listesi manidar

Zirvenin katılımcı listesi oldukça açıklayıcı. Zirveye 90 ülke katılıyor ve önemli bir uluslararası katılım söz konusu. Fransa, İngiltere ve diğer Avrupa Birliği (AB) üyeleri gibi önemli Batılı ülkeler Ukrayna'ya güçlü desteklerini göstermek üzere üst düzey temsilciler gönderiyor. Ancak Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Joe Biden zirveye katılmayacak ve ABD daha az kıdemli bir delegasyon gönderecek.

Buna karşılık Rusya ile yakın bağları olan Macaristan Başbakanı Viktor Orban, AB'nin Ukrayna ihtilafı konusundaki iç bölünmelerini sergilemek üzere dışişleri bakanını gönderiyor. Buna ek olarak, Küresel Güney'in 2 önemli oyuncusu olan Brezilya ve Hindistan'dan katılım olmaması, çatışmaya yönelik küresel tepkinin parçalı olduğunun altını çiziyor.

Ayrıca zirve, önemli bir oyuncu olan Çin ve daha da önemlisi çatışmanın başlıca taraflarından biri olan Rusya olmadan devam edecek. Çin'in yokluğu, savaş üzerindeki önemli ekonomik, askeri ve siyasi etkisi ve Ukrayna'ya yönelik son barış önerileri göz önünde bulundurulduğunda zirvenin sınırlılıklarının daha da altını çiziyor. Bu kilit katılımcılar olmadan zirve, gerçek bir kapsamlı barış çabasından ziyade saflarını güçlendiren tanıdık müttefiklerin bir araya geldiği bir toplantı olarak görülme riski taşıyor.

Devletçilik yerine dayanışma

AB'nin zirvedeki rolü, gerçek hedefleri konusunda soru işaretlerine yol açıyor. Rusya'nın dışlandığı bu zirvede AB, çözüm bulmaktan ziyade Ukrayna ile dayanışma içinde olduğunu göstermeye öncelik veriyor gibi görünüyor. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy zirveyi Rus saldırganlığına karşı küresel muhalefeti vurgulamak için kullandı. Ancak bu yaklaşımın ne kadar akıllıca olduğu merak konusu. Bu hamle daha fazla dayanışma sağlamak ve Rusya karşıtı koalisyonu güçlendirmek için tasarlanmış olsa da, çatışmadan etkili bir çıkışa dönüşmeyebilir. Zelenskiy'nin uluslararası birliği sergilemenin Rusya'yı Ukrayna topraklarından çekilmeye zorlayacağı yönündeki kumarı geri tepebilir ve Moskova'yı bir çözüme ulaşma konusunda daha da isteksiz hale getirebilir.

Bu ayın başlarında AB üye ülkeleri Ukrayna'ya verilen silahların Rusya topraklarındaki hedeflere karşı kullanılabileceğini duyurarak savaşı görünüşte Ukrayna'nın lehine çevirmeyi amaçlayan bir hamle yaptılar. Ancak sahadaki durum Ukrayna için giderek daha elverişsiz bir hal alıyor. AB seçimlerinde birçoğu Moskova tarafından finanse edilen sağ partilerin yükselişi Ukrayna'nın üzerinde bir kara bulut gibi dolaşıyor. Dahası, ABD'de yaklaşan Biden-Trump seçimleri ve tırmanan nükleer tehditler barış için iyiye işaret değil. AB kuşkusuz zirvede güçlü bir birliktelik mesajı vermeyi amaçlasa da, bu geçici birlikteliğin zamana karşı dayanıklı olup olmayacağı belirsizliğini koruyor.

Rusya'nın varlığı neden önemli?

Rusya'nın zirvenin dışında bırakılması kritik bir handikaptır. Tüm savaşan tarafların dahil olmadığı herhangi bir barış sürecinin başarılı olması pek mümkün değildir. Rusya'nın katılımı, toprak anlaşmazlıkları ve güvenlik kaygıları gibi çatışmanın merkezinde yer alan temel meselelerin ele alınması açısından hayati önem taşıyor. Zirve, Rusya'yı davet etmeyerek bu kritik konularda doğrudan müzakere imkanını ortadan kaldırıyor.

Türkiye'nin 2022'deki arabuluculuk çabaları, tüm tarafların diyaloğa dahil edilmesinin önemini vurgulamıştı. İstanbul'daki görüşmeler bir ilerlemeyle sonuçlanmasa da, tüm tarafların katılımı sağlandığında ilerlemenin mümkün olduğunu göstermişti. Esir takası ve tahıl koridoru gibi girişimler, hem Ukrayna hem de Rusya'nın katılımıyla Türkiye'nin arabuluculuğunda gerçekleştirildi. Böylesi kapsayıcı bir yaklaşım olmaksızın İsviçre "Barış" Zirvesi, gerçek bir barış inşası platformu olmaktan ziyade sadece Ukrayna yanlısı duyguların dile getirildiği bir yankı odası oluşturma riski taşıyor.

Kapalı bir buluşma neden riskli

Zirve, gerilimi azaltmak yerine tırmandırma riski taşıyor. Rusya'yı dışlayarak, Rusya karşıtı duyguları harekete geçirerek ve Ukrayna'ya yönelik uluslararası desteği pekiştirerek, zirve şimdiden bazı çevreler tarafından sadece bir provokasyon olarak algılanıyor.

Bu durum çeşitli sorunlara yol açıyor; öncelikle Rusya'nın tutumunu sertleştirerek gelecekte olası bir barış görüşmesinin gerçekleşmesi ihtimali zayıflayabilir. İkinci olarak, çatışmanın çözümünde pragmatik bir yaklaşımı savunan ciddi arabulucular sürece yabancılaştırılarak kapsamlı bir barış anlaşmasının önüne geçilebilir.

Önümüzdeki süreçte uluslararası toplum Ukrayna'da kalıcı barışın ancak ilgili tüm tarafların dahil olduğu müzakereler yoluyla sağlanabileceğini kabul etmelidir. Gelecekteki çabalar kapsayıcı diplomasiye öncelik vermeli, Ukrayna ve Rusya'yı temel endişelerini ele almak üzere doğrudan görüşmelere dahil etmelidir. Ancak bu tür kapsamlı çabalarla bu yıkıcı çatışmayı sona erdirebilir ve Ukrayna'da barışı yeniden tesis edebiliriz.

Mütercim: Hatice Karahan

[Hüseyin Özdemir, TRT World Research Centre'da Araştırmacıdır.]

*Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Dünya Haberleri

Honduras'ta "Ulusal Acil Durum" ilan edildi
Filipinler'de tayfun nedeniyle birçok kişi tahliye edildi
ABD'den UFO raporu: Evrende yalnız değiliz
Çin'de bir kişi aracını yürüyüş yapanların üzerine sürdü: 35 ölü 43 yaralı
Putin ile görüşen Trump'tan tarihi çağrı! Ukrayna-Rusya savaşı için çarpıcı iddialar