Türkiye Gazetesi'nden Necmi Çiçekçi'nin haberine göre; konut sektöründe yaşanan problemler yaklaşık üç yıldır devam ediyor. Pandemi ile başlayan süreç, 2023 yılında en sancılı halini aldı. Öyle ki geçen yıl 1 milyon 225 bin adetlik konut satışı ile son 10 yılın en kötü dönemini yaşadık. 2024 yılı için sektör temsilcileri umutlu olsa da hala çözüm bekleyen sıkıntılar var. Gayrimenkul sektörünü yalnızca barınma ve tasarruf tarafı ile ele almak doğru bir yaklaşım değil. Mutlaka büyük resmi görmemiz gerekiyor. Çünkü doğrudan 2 milyon, dolaylı olarak ise 6 milyon kişinin ekmek yediği bu sektör ekonominin lokomotifi konumunda bulunuyor.
BARINMA PROBLEMİ BÜYÜYOR
Konut sektörü; demir, çimento, mobilya, beyaz eşya, tekstil, yalıtım, elektrik malzemesi, cam-pimapen, parke-dekorasyon, peyzaj, plastik sektörü, demir saç-çivi, boya gibi birçok sektöre destek oluyor. Dolayısıyla sektörün kalkınması, ekonomiye doğrudan etki yapıyor. Yalnızca sanayi tarafından değil, vatandaşların ev alması, konut ihtiyaçlarını gidermesi, işsizliğin azaltılması ve fiyatların dengeye oturmasına açısından önem taşıyor. Bu haftaki sayfamızda sektörün önemine ve ekonomiye etkisine değineceğiz. Verilen desteklerin nasıl geri dönebileceğini anlatmaya çalışacağız.
FİNANSMAN PROBLEMİ MUTLAKA ÇÖZÜLMELİ
Sektörün en büyük sivil toplum kuruluşu GYODER, Türkiye Gayrimenkul Sektörü 2023 4. Çeyrek Raporu yayınladı. Rapor 'Tasarruf amaçlı konut alımı azaldı' başlığı ile basına servis edildi. Bu başlığı daha da ileriye taşıyarak 'barınmak için bile konut almak hayal oldu' demek yanlış bir tabir olmaz. Sektörün bu denli çıkmaza girmesinde birçok sebep var. Bunların başında finansman sorunu geliyor. Bankaların kredi musluklarını kısması ve yüksek faizler alım talebinin önünü kesti. Bu durumu rakamlar ile açıklamak gerekirse; 2023 yılında satılan 1 milyon 225 bin konutun sadece 177 bin adedini ipotekli konut satışları oluşturdu. Oysaki 2015-2020 yılları arasında toplam satışların yüzde 40'ını kredili alımlar oluşturuyordu.
YABANCIYA SATIŞIN ÖNÜ AÇILMALI
Yabancılara yapılan konut satışları ise oldukça sert bir gerilemeye sahne oldu. Yabancıya yapılan satışlar 2023 yılında bir önceki seneye göre yüzde 48,1 azalarak 35 bin adet satış gerçekleşti. 2024'ün ilk iki ayında satılan 93 bin 902 konutun sadece 1.846 adedini yabancılar aldı. Türkiye'de siyaset malzemesi haline getirilen 'yabancı düşmanlığı' ekonominin lokomotifi pozisyonunda bulunan sektöre darbe vurdu. Oysaki dünyanın birçok ülkesi yabancı konut alıcılarına çeşitli imkan ve destekler sağlıyor. Ancak Türkiye'de bu yatırımcılara tabiri caizse düşman gözüyle bakılıyor. Halbuki ülke ekonomisine katkı sağlayan, Türkiye'den ev alarak yaşamını burada sürdüren ve kazancını ülkemizde harcayan birçok yabancı ekonomiye ciddi anlamda katkı sağlıyor. Muhalefetin söylemleri de bu yangını körüklüyor. Öyle ki ülkemize 400 bin dolar yatırım yaparak vatandaşlık alan ve gelir seviyesi yüksek olan "nitelikli yatırımcı" mülteciler ile bir tutuluyor.
GİRDİ MALİYETLERİ DENGEYE OTURMALI
Müteahhitlerin artan girdi maliyetlerindeki artış da üretime darbe vurdu. TÜİK rakamlarına baktığımızda inşaat maliyet endeksine 2023 yılında, bir önceki yıla göre yüzde 70 oranında arttı. Tabii bu iyimser bir rakam. Reel sektörü dinlediğimizde proje üretme maliyetinin yüzde 150 civarında arttığı ifade ediliyor. İşçilik ve inşaat malzemesi fiyatlarının dışında, projelerde arsa maliyetlerinin de arttığı ifade ediliyor. 2020 yılında bir projenin arsa maliyeti yüzde 20'lerde iken, bugün yüzde 50'lere kadar dayandı.
EV SAHİPLİĞİ ORANI 'HIZLA DÜŞÜYOR'
TÜİK'in ev sahipliği ve kiracı istatistikleri raporuna göre; Türkiye'de ev sahipliği oranı her geçen yıl düşüyor. Açıklanan verilere göre konut sahipliği oranı son dokuz yılda yaklaşık 5 puan düşerek 2023 yılında yüzde 56,2'ye geriledi. Verilere göre 2006'dan bu yana en az 5,6 milyon yurttaş evini kaybetti. Aynı dönemde yüzde 22,1 olan kirada oturanların oranı 5,7 puan artarak yüzde 27,8'e çıktı.
Gayrimenkul fonlama mekanizması kurulmalı
GYODER'in sektörü analiz ettiği raporda 'Gayrimenkul ve konut fonlama mekanizmalarının kurulması' konusuna dikkat çekildi. Bu konuyla ilgili yapılan açıklamada "Arz ve talebin dengelenmesinin zaman alabileceği unutulmamalı. Ancak fiyatların devamlı artması sürdürülebilir bir durum değil. Gerek TCMB verileri gerekse de diğer kurumların verileri 'balonlaşma' eğilimi gösteren bazı taşınmaz türlerinin sönümlendiğine işaret etmektedir. İnşaat ve buna bağlı sektörlerin etkin işleyişi ile talebin daha sağlıklı oluşması için bazı kurumlara ihtiyaç duyulduğunu gözlemlemek mümkün. Bunların başında ise fonlama mekanizmalarının oluşumunun sağlanması ve fon akışlarının daha rasyonel bir biçimde tedarik edilmesi gelmekte. Ancak bu yapı bütün bileşenleri ile hayata geçirildiğinde ekonominin tamamı için ciddi bir kazanım sağlayabiliriz" denildi.
Kaynak: Türkiye