Balıkgözünden payitahtın selatin camileri

Mimar Sinan’ın kalfalık eseri “Süleymaniye”
Mimar Sinan’ın kalfalık döneminde 7 yılda tamamladığı İstanbul’daki en muhteşem eseri Süleymaniye Camisi, dahiyane bir yapı olarak yıllara meydan okuyor. Tarihi eser, heybetli kapılarından içeri girildiği andan itibaren ziyaretçilerine hissettirdiği manevi huzurun yanı sıra, mimarisiyle de kendisine hayran bırakıyor.

Osmanlı padişahı Kanuni Sultan Süleyman’ın emriyle 1551-1558 yılları arasında yapılan Süleymaniye Camisi, klasik Osmanlı mimarisinin en önemli örneklerinden biri. Her biri 3 şerefeli 75 metre yüksekliğinde 4 minareye sahip olan caminin kubbesi 53 metre yüksekliğinde. Süleymaniye Camisi’nin bir ana kubbesi, 2 yarım kubbesi ve 2 çeyrek kubbesi ile 10 küçük kubbesi bulunuyor.

Ana kubbe dört fil ayağına, kubbe kemerleri ise, dört büyük granit sütuna istinat ediyor. 32 pencereli kubbe 27,25 metre çapında ve yerden 53 metre yükseklikte. Sesin aksini kuvvetlendirmek için kubbenin içine ve köşelere, ağzı iç tarafa açık bir şekilde yerleştirilen 50 santimetre boyunda 64 küp bulunuyor. Bu sayede cami içinde hassas bir akustik meydana geliyor. Yaklaşık 3500 metrekarelik iç alana sahip olan caminin uzunluğu 59, eni 58 metre. 238 pencereden ışık alan cami, granit ve mermer sütunlara dayanan hünkar ve müezzin mahfili, minber ve mihrap işçilikleriyle dikkati çekiyor.

Eyüp Sultan Camisi
Türk ve İslam Dünyası’nın en önemli miraslarından birisi olan Eyüp Sultan Camisi, İstanbul’un fethinden 5 yıl sonra 1458 yılında inşa edildi. Dikdörtgen planda, mihrabı çıkıntılı olan caminin merkez kubbesi, 6 sütun ve 2 fil ayağına yaslanan kemerlere dayanıyor. Etrafında yarım kubbe, ortasında Eyüp Sultan Türbesi, sandukasının ayak ucunda bir pınar, avlu ortasında asırlık bir çınar bulunuyor.