Sabah Gazetesinden İlker Turak'ın haberine göre:
Uygulamada yaşanan sorunların giderilmesi ve hak kayıplarının önlenmesi amacıyla, yargı hizmetlerinin daha nitelikli işlemesi kapsamında hazırlanan kanun teklifi taslağında, önemli değişiklikler ve yenilikler öngörülüyor. Bu amaçla hazırlanan taslak 67 maddeden oluşurken, 22 farklı kanunda 105 maddenin değiştirilmesi bekleniyor. Buna göre; taslak çalışmaya göre, mesleğinde 20 yıl kademe sahip olan hukukçular sınava tabi tutulmadan arabulucu olabilecek, uzlaşma görüşmeleri sırasında tespit edilemeyen ya da uzlaşmadan sonra ortaya çıkan zararlara ilişkin tazminat davası açabilme imkanı getirilerek hak arama hürriyeti kapsamındaki mahkemeye erişim hakkı güvence altına alınacak.
CEZASIZLIK ALGISI ORTADAN KALDIRILACAK
Adil yargılanma hakkı, uzun süren yargılamalar neticesinde vatandaşların manevi tazminat talebinde bulunması halinde Anayasa Mahkemesi'ni başvurmadan önce Tazminat Komisyonuna başvuracak. Toplumdaki cezasızlık algısını ortadan kaldırmak amacıyla, bir ay bile ceza alan 12 gün cezaevinde kalacak. Ağır ceza mahkemesinin tazminat istemlerine ilişkin verdiği kararlara karşı istinafa başvuru yapılabilecek. Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bu konuda verilen kararlar ise kesin olacak.
Yapılması öngörülen düzenlemeyle, her hükümlünün eşit süreyle denetimli serbestlikten yararlanması uygulamasından vazgeçilerek, koşullu salıverilme miktarına göre oransal olarak denetimli serbestlikten faydalanması ve ceza infaz kurumunda kalacağı sürenin de yine oransal olarak belirlenmesi sağlanarak, bu suretle ceza infaz adaletinin gerçekleştirilmesi amaçlanacak.
Buna göre, açık ceza infaz kurumunda veya çocuk eğitimevinde bulunan ve koşullu salıverilme için ceza infaz kurumlarında geçirilmesi gereken sürenin beşte dördünü açık veya kapalı ceza infaz kurumunda geçiren hükümlü, cezasının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmını toplum içinde denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infaz edecek. Ağırlaştırılmış müebbet ve müebbet hapis cezaları bakımından denetimli serbestlik süresinin çok uzun olmaması amacıyla azami üç yıllık denetimli serbestlik süresi getirilecek.
Yapılan düzenlemeyle, her hükümlünün belirli bir süre ceza infaz kurumunda kalması sağlanarak cezasızlık algısının ortadan kaldırılması amaçlanıyor. Söz konusu maddede yapılan düzenlemeye göre öncelikli olarak koşullu salıverilme süresi belirlenecek, bu sürenin beşte dördü ceza infaz kurumlarında ve kalan beşte birlik kısmı ise denetimli serbestlik rejimi altında toplum içinde infaz edilecek.
İSTİNAF SÜRESİ İKİ HAFTAYA ÇIKACAK
Yeni yargı paketi taslak çalışmalarının tamamlanmasının ardından kanun teklifi TBMM'ye gelecek. Genel Kurul'dan onay aldıktan sonra Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe yargı paketindeki bazı başlıklar şöyle :
*Bir diğer düzenlemeyle, sıfır-altı yaş grubunda çocuğu bulunan kadın hükümlüler ile maruz kaldığı ağır bir hastalık, engellilik veya kocama nedeniyle hayatlarını yalnız idame ettiremeyen hükümlüler bakımından denetimli serbestlikten yararlanılacak oran, maddede yapılan düzenlemelere uygun olarak yeniden belirlenecek.
Ayrıca, 70 yaşını bitirmiş hükümlüler bakımından da bu kişilerle aynı oranın uygulanması sağlanacak. Bu hükümlüler koşullu salıverilme için ceza infaz kurumlarında geçirilmesi gereken sürenin beşte üçünü ceza infaz kurumunda geçirmeleri halinde denetimli serbestlik tedbirinden yararlanabilecek.
* İstinaf ve temyiz kanun yollarına başvuru süreleri 7 günden 2 haftaya çıkarılacak.
*Baroların adli yardım bürolarının adli yardım hizmetlerine ilişkin giderlerinin karşılanmasında yaşanan ödenek sorunlarının giderilmesi amacıyla; birden fazla baronun bulunduğu illerde, adli yardım ödeneği oranı yapılan düzenleme kapsamında yer alan hesaplamaya göre belirlenecek.
*Noterlik ücret tarifesinde gerekli görülecek değişiklikler her yıl Mart ayı yerine her takvim yılı başından geçerli olmak üzere yapılacak.
*Noterlerin görevleri süresince hususi damgalı pasaport alabilmelerine imkan tanınacak.
*Kadının soyadının, kendi soyadı ile önceki kocasının soyadından oluşması halinde kadının bu soyadlarından sadece birisini evleneceği kocasının soyadının önünde kullanabilmesi düzenlenecek.
*Çocuğun soybağının sıhhatinin sağlanması amacıyla baba ve çocuğun yanı sıra anaya da soybağının reddi davası açma hakkı tanınacak. Anaya da soybağının reddi davası açma imkanı tanınmakta olup, hükümle, ananın bu davayı doğumdan başlayarak en geç bir yıl içinde açabileceği düzenlenecek.
* Mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenen hakaret suçunda uzlaştırma yoluna gidilemeyecek. Düzenlemede, hakaret suçu ön ödeme kapsamına alınarak bu suçla daha etkin mücadele edilmesi amaçlanıyor. Şüpheli, mağdur veya suçtan zarar görenin, kendisine uzlaşma teklifinde bulunulduktan itibaren kararını bildirmesi gereken 3 günlük süre, 7 güne çıkarılacak. Böylelikle, uygulamada yaşanabilecek mağduriyetlerin önüne geçilebilmesi amaçlanıyor.
Kaynak: Sabah