YARIN ÖLECEKMİŞ GİBİ... HİÇ ÖLMEYECEKMİŞ GİBİ…
Kim bilebilirdi ki dünyanın bir salgınla başbaşa kalacağını… İnsanlar canıyla uğraşırken eş zamanlı olarak gündeminde ekonomik olarak “bundan sonra ne olacak?” sorusu da ister istemez hep aklında.
Evet, ekonomik olarak bundan sonrasını tüm dünya düşünüyor ama öncesinde bir kaç noktaya dikkat çekip öyle asıl konuya girmek istiyorum.
Dostlar, bu yaşadıklarımız geçicidir, ilaebed böyle gitmeyecektir inşallah. Bir çok şey fikren bir anda değişmedi mi? Birçok şeyin kıymetini anlar gibi olmadık mı?
Yani bu yaşananların “her şerde bir hayır vardır” hükmü gereği bazı iyilikleri de oldu, olacak umarım.
Hayatın kıymetini öğrenmedik mi?
Ailenin, dostluğun, toplumsal aidiyetin değerini fark etmedik mi?
Sağlımızın ne kadar önemli olduğunu fark etmedik mi?
Bilim ve teknolojinin önemini fark etmedik mi?
Temizliğin sadece imanımızın değil, sağlığın da vazgeçilmezi olduğunu unutmamamız gerektiğinin anlamadık mı?
Ve fakat zannımca bu zerre kadar mahluk bize şunu diyor:
…gururlanma insanoğlu hepimizden büyük Allah var.
… ve O Allah, tercihlerinizin neticesinin neler olabileceğini anlatan bir erken uyarı olarak beni görevlendirdi.
Gelelim asıl konumuza…
Tüm bu yaşananlardan sonra hayat devam edecek, umarım dersimizi alırız, iki cihan saadetimiz için O’nun istediği gibi dosdoğru yaşarız ve tercihlerimizi doğru yaparız inşallah.
Evet, toplumsal aidiyetimiz gereği millet ve ülke olarak bundan sonrası için imkanı olanlara tavsiyemi tekrar hatırlatmak üzere;
6 Ocak 2019 tarihli yazımda (https://yenikapihaber.com/finansal-okuryazarlik-ve-kriz-refah-kombinasyonu-66052yy.htm ) şöyle demiştim:
“Ülkenizin ve dünyanın içinde bulunduğu durumlar aşağıdaki gibi ise…
- Ülkeniz refahta, dünya da refahta ise: Gayrimenkul sektörü rağbet görür. Arsalar alınır, inşaatlar yapılır. Tarım-hayvancılık sektörüne yatırımlar azalır. Tüccarlar pozisyonlarını korurlar ve gelişmelere göre hareket ederler.
- Ülkeniz refahta, dünya krizde ise: Tüccarlar atılım halindedir. Arsa alımları azalır. İnşaat işleri ve tarım-hayvancılık sektörü pozisyonlarını korurlar ve gelişmelere göre hareket ederler.
- Ülkeniz krizde, dünya refahta ise: Gayrimenkul sektörüne rağbet azalır. Tüccarların işleri yavaşlar. Tarım-hayvancılık sektörü pozisyonlarını korurlar ve gelişmelere göre hareket ederler.
- Ülkeniz krizde, dünya da kriz de ise: Tarım-hayvancılık sektörü rağbettedir. Tüccarlar pozisyonlarını korur ve gelişmeleri izlerler. Gayrimenkul sektörüne rağbet azalır.
Kriz ve refah ikilisinin kombinasyonu bellidir. Yukarıda bahsettiğim dört durumdan farklı beşinci bir durumun yaşanma olayı matematiksel olarak mümkün değil. Ve bu süreçlerin her biri, dönem dönem yaşanmak zorunda kalınacaksa treni kaçırmadan içinde bulunduğumuz duruma göre hareket etme vaktidir.
Vakit tarım-hayvancılığa yatırım vaktidir. Bu Ülkemiz için de elzemdir, ihtiyaçtır.”
Öyleki, zamanında babadan-dededen kalma yerlere kıymeti yok diye burun kıvıran, bir an önce kurtulmak için yok pahasına kurtulmaya çalışan bir kısım evlat ve torunlar, bu yaşananlarla eminim ceddine rahmet okuyor, tersine göç ile ata topraklarına dönmenin hesaplarını yapıyorlar. Bunu şahsen sıklıkla görüyor ve duyuyorum. Korona ile başlayan muhabbetler, iş ekonomi ve geçime gelince “buralarda artık durulmaz, ne olacağımız muallak, imkanım olsa memlekete dönüp tarım ve hayvancılık ile uğraşırım” hayalleri havalarda uçuşuyor.
“Zararın neresinden dönülürse kar” misali bence de haklılık payı yüzde yüz böyle düşünenlerin.
Özetle; dünya ötesi için yarın ölecekmiş gibi hazırlıklarımızı yapmalı ve dosdoğru yaşamaya gayret etmeliyiz. Dünya için ise hiç ölmeyecekmiş gibi rızkımızın peşinden koşmak üzere mücadelemize devam etmeliyiz.
Yukarıda bahsettiğim 4 numaralı sürecin içindeyiz ve imkanı olanlara tavsiyem tekraren…
Vakit tarım-hayvancılığa yatırım vaktidir. Bu Ülkemiz için de elzemdir, ihtiyaçtır
Kalın sağlıcakla…