İnsan olarak doğmamız bazılarımız için herşeyi değiştirdi. Onları topraklarından
kovduk, yaşadıkları hayata dair ne varsa hepsini yok ettik. Yer ile gök arasında yürüyen,
sürünen, yüzen, uçan tüm topluluklara zararımız dokundu. Onlar ise mücadelelerine
devam ettiler. Fark etmedikleri bizdik. Kendine herşeyi hak gören, yeryüzünde kibriyle
dans eden biz insanlar hayvanlara çok zararlar verdik.
Halbuki insanın yaratılan diğer varlıklardan akıl sahibi olmakla üstün kılınmasının
sebebi sahip olduğu manevi değerlerdir. Bu değerlerden biri de hayvana merhamettir.
Hayvanlara karşı merhametli olmaya gönüllü olmak insanı güzelleştirir. Kendinden farklı
olan bir varlığa yardım etmek, farklı emeller uğruna onlara eziyet etmemek, haklarını
savunmak kendimiz dışında bir dünyanın varlığının farkında olduğumuzu ispatlar. Sadece
kendimize, kendi arzu ve isteklerimize göre yaşamadığımızı, diğer yaratılanlara da saygı
gösterdiğimizi ve dolayısıyla aslında Yaratıcı’ya saygı gösterdiğimizi gösterir.
Bugün doğamız hala okyanus üzerinde atlayan yunuslarla, gökyüzünde süzülen
binbir çeşit kuşlarla, kutuplarda sessizce ilerleyen kutup ayılarıyla çevrilidir. Sistemin
yüzyıllardır Allah’ın kudreti ve izniyle kendini devam ettiriyor olması, bize onlara verdiğimiz
zararı görmezden gelerek yaşama hakkı vermiyor. Öncelikle kendimizden uzaklaşmamak
için hayvanlara merhamet etmeyi kalbimize öğretmeliyiz. Bugün belki benim kutup ayısına
ne zararım var diye düşünebiliriz. O zaman merhamet etmeye belki kapımıza gelen bir
kediden, bir köpekten başlayabiliriz. Karınca sürüsünü ezmemek uğruna, savaşa giden bir
orduyu durduran Peygamber’i (sav) örnek alabiliriz. Onlardan korkmak, tiksinmek, işkence
etmek yerine sevmeyi, hoş görmeyi seçebiliriz.
Bir gün kuşlar artık baharı müjdelemeyi bıraktığında, yolda yürürken bir kediye
rastlayamadığımızda, sessizlik dünyamızı kapladığında çok geç olabilir. Önemli olan tüm
bunlar yaşanmadan, onlara sahip çıkmaktır. Hep deriz ki; sahip çıkmak öncelikle saygı
göstermeyi gerektirir. Öyle kuruca bir saygı da değil. Onların yaşam alanına, varlığına
saygı duymak…
Gerekirse bir serçeyle empati kurmak…
Buna çok ihtiyacımız var.
Merhamete şans vermek için de, merhametten bir medeniyet doğurmak için de.