Çocuklarım doğduğunda hayattaki bazı gerçeklerin bize sandığımızdan daha yakın olduğunu gördüm. Doğuyoruz, büyüyoruz, ölüyoruz. Ölümü kabullenmek zor, özellikle de çok yakınınızı kaybetti iseniz daha da zor.
22 Nisan 2019 , sabaha karşı 5, telefonum çalmış duymamışım, ne duyacağımı biliyorum ama sanki başka bir haber duyacakmışcasına anlamsız bir durgunlukla babamı dinledim, annemin kalbi durmuş.
Karınca incinse ağlayan ben ağlayamadım o an. Kabul etmek istemedim, kendimden kaçtım. Yıllardır hastaydı aslında, kalp yetmezliği, şeker bir de akıl almaz inadı. “Doktora gitmeyi sevmiyorum” derdi, kontrollerine gitmezdi de. Hep dik durmayı sevdi galiba bu nedenle ağrılarını, hastalığını çok geç duyurdu, tüm organları bitene kadar bilemedik. Çektiği onca sıkıntıya rağmen hep gülümsedi, kimseye sıkıntısını bildirmedi, mağrur, onurlu, yardımsever, hiç kul hakkı yemedi, “keşke seni hiç tanımasaydık bu kadar acı çekmezdik” diyen dostları bu kelimelerle defnettik annemi. Sırdaşım, ağladığımda omuzunda rahatladığım mihrimahım yok artık. Işıklarda uyusun.
Bugün anneler günü, annelerinize gülümseyerek, annelerinizle ilgilenerek öncelikle kendinizi mutlu edin, kendinizi diyorum çünkü kaybettiğinizde O’na karşı yaptığınız en ufak bir saygısızlık kalbinizi çok acıtıyor. Sevgi ve saygıyla yaklaşın çünkü gittiklerinde geri gelmiyorlar, yarım kalıyorsunuz.
Sevgili annelerimizin anneler günü kutlu olsun.