Miçotakis, Brüksel'deki Avrupa Birliği (AB) Zirvesi'nin ardından gazetecilerin sorularını cevapladı.
Zirveden Türkiye'ye ilişkin çıkan sonuçların, hem Yunanistan hem de Güney Kıbrıs Rum kesimi açısından memnuniyet verici olduğunu belirten Miçotakis, "Türkiye-AB ilişkilerindeki ilerlemenin Kıbrıs konusundaki gelişmelerden de etkilendiği açıktır." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Ankara'da yapacağı görüşmenin tarihinin 13 Mayıs olarak belirlendiğini ifade eden Miçotakis, gazetecilerin soruları üzerine Yunanistan'ın Ege'de deniz parkı ilan etmesine Türkiye'nin verdiği tepkiyi de değerlendirdi.
Miçotakis, "Çevre konulu bir inisiyatife Türkiye'nin bu tamamen mazeretsiz tepkisi, beni de şaşırtıyor. Yunanistan, Atina'da düzenlenen Okyanuslarımız Konferansı'nda da söz verildiği gibi bu deniz parklarını yapacaktır." dedi.
Türkiye-Yunanistan ilişkilerindeki iyileşmenin, Türkiye'nin Ege'deki ve Akdeniz'deki deniz yetki sahalarına ilişkin görüşlerini değiştirmediğini ifade eden Miçotakis, bu görüşlerin Yunanistan için ciddi sorun teşkil ettiğini kaydetti.
Miçotakis, "Ancak bu, bizim aramızda büyük fikir ayrılıkları olan konulardansa pozitif gündeme daha çok yatırım yapmamıza ve görüşüp genel bir olumlu atmosfer oluşturmamıza engel teşkil etmez." dedi.
AK PARTİ SÖZCÜSÜ ÇELİK AÇIKÇA UYARMIŞTI
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, partisinin MKYK toplantısının ardından Yunanistan'ın deniz parkı girişimine sert tepki göstermişti.
Çelik, normalleşme çabaları güzel bir şekilde devam ederken, Yunanistan'ın 16-17 Nisan'da "Okyanuslar Konferansı" düzenleyerek, çevre faaliyeti adı altında Ege ve İyon Denizi'nde iki bölgeyi 'deniz parkı' ilan etmeye dönük bir yaklaşım sergilediğini aktarmıştı.
"YUNANİSTAN'IN HER TÜRLÜ İSTİSMARDAN KAÇINMASI GEREKİYOR"
Çelik, sözlerini şu ifadelerle sürdürmüştü:
Yunanistan'a bir kere daha diplomasi yolundan ayrılmaması gerektiğini, normalleşmeye zarar verecek herhangi bir adım atılmaması gerektiğini ve bu çerçevede de İyon Denizi ve Ege Denizi'ndeki yaklaşımlara Türkiye'nin hiçbir şekilde müsaade etmeyeceğini ifade ediyoruz. Umarız sağduyulu davranırlar ve normalleşme sürecini devam ettirme konusundaki irademizi kuvvetlendiririz.
Bölgede bu kadar çok çatışma, sıkıntı varken, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu sorunları azaltma, komşular başta olmak üzere bütün bölgede tansiyonu düşürme siyasetinin yansımasının Ege Denizi'nde de görülmesi, Yunanistan'ın her türlü istismardan kaçınması gerekiyor.
- TÜRKİYE TEPKİ GÖSTERMİŞTİ
Dışişleri Bakanlığından 9 Nisan'da yapılan yazılı açıklamada, Yunanistan Dışişleri Bakanlığının biri Ege Denizi'nde, diğeri İyon Denizi'nde iki yeni Deniz Parkı ilan edeceğini duyurduğu belirtilerek, şunlar kaydedilmişti:
"Yunanistan'ın, Ege sorunları bağlamında öteden beri hemen her platformdan istifade etme çabası içinde olduğu bilinmektedir. İlişkilerimizde son dönemde görülen yumuşamaya rağmen Yunanistan'ın bu defa da çevreyle ilgili hususları istismar ettiği görülmektedir.
Ege sorunlarını ve egemenliği uluslararası anlaşmalarla Yunanistan'a devredilmemiş bazı ada, adacık ve kayalıkların statüsüne ilişkin hususları, kendi gündemi çerçevesinde kullanmamasını Yunanistan'a tavsiye ederiz."
Avrupa Birliği (AB) dahil üçüncü taraflara, "Yunanistan'ın çevre programlarına yönelik siyasi hamlelerine" alet olmaması konusunda ikazda bulunulan açıklamada, uluslararası deniz hukukunun, kapalı ya da yarı kapalı denizlerde kıyıdaş devletler arasında çevre konuları dahil işbirliğini teşvik ettiği, Türkiye'nin Ege Denizi'nde Yunanistan'la işbirliğine her zaman hazır olduğu vurgulanmıştı.
"Yunanistan'ın, statüsü tartışmalı coğrafi formasyonlar üzerinde yaratması muhtemel fiili durumları, kabul etmeyeceğimize tekraren dikkat çekeriz." ifadesine yer verilen açıklamada, söz konusu deniz parklarının, Ege Denizi'nde iki ülke arasındaki sorunlar bağlamında hukuki açıdan hiçbir sonuç doğurmayacağı belirtilmişti.