Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, bilgi ve bilimin insanlığın yönünü belirlediğini belirterek, "Bilim ve teknoloji kapasitesini insanlığa zulmetmek için kullananların olduğu bir dünyada bizler, bilim ve teknolojiyi insanlığın gelişimi ve adaleti için kullanmak adına çok daha fazla çalışacağız." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde "100. Yıl TÜBİTAK ve TÜBA Bilim Ödülleri Töreni" düzenlendi.
Mandal, burada yaptığı konuşmada, TÜBİTAK'ın 6 bin 253 personel, 12 araştırma merkezi ve enstitüyle geleceğe yürüdüğünü söyledi.
Türkiye'nin bilim ve teknolojinin kullananı değil, tasarlayanı, geliştireni ve üreteni olması için sorumluluk üstlendiklerini vurgulayan Mandal, bunun için gece gündüz çalıştıklarını bildirdi. Mandal, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın belirlediği "Türkiye Yüzyılı" hedefi doğrultusunda tüm ekosistem paydaşlarıyla çalışarak, öğrenerek ve birlikte başaracaklarına inanarak birikimlerini ortaya koyduklarını anlattı.
TÜBİTAK'ın diğer ülkelerin muadil kuruluşlarıyla kıyaslandığında sürdürdüğü aktif uluslararası işbirlikleri ve liderlik rolleriyle ön plana çıktığına işaret eden Mandal, geldiği seviyeyle kurumun Türkiye'nin yanı sıra küresel düzeyde bilim ve teknoloji alanında etkili bir paydaş olduğunu dile getirdi.
Mandal, gençlerin de Türkiye'yi en iyi şekilde temsil ettiğine dikkati çekerek, bu yıl "Uluslararası ve Bölgesel Bilim Olimpiyatları"nda öğrencilerin biyoloji, fizik, kimya, matematik, astronomi ve bilgisayar alanlarında 12 altın, 35 gümüş, 28 bronz olmak üzere toplam 75 madalya ödülü ile "Uluslararası Araştırma Proje Yarışmaları"nda kimya, biyokimya, robotik alanlarında birincilik ve üçüncülük aldığını aktardı.
Bilgi ve bilimin insanlığın yönünü belirlediğini vurgulayan Mandal, şöyle konuştu:
"İsrail'in Filistinli mazlumlara karşı gösterdiği her türlü insanlık dışı muamelelerde de gördüğümüz gibi bilim ve teknoloji kapasitesini insanlığa zulmetmek için kullananların olduğu bir dünyada bizler bilim ve teknolojiyi insanlığın gelişimi ve adaleti için kullanmak adına çok daha fazla çalışacağız. Gelecekte gıdadan suya, sağlıktan ekonomiye oluşması muhtemel zorlayıcı koşullara karşı bilim temelli yenilikçi yaklaşımlara duyulacak ihtiyacı da dikkate alarak bütün yetkinliklerimizi ortaya koyacağız. TÜBİTAK olarak 60 yıllık bilimsel bilgi birikimimiz, bilime ve teknolojiye adanmış kadrolarımızla bu sorumluluk çerçevesinde tam bağımsız Türkiye için birlikte çalışacağız, birlikte başaracağız. Bugün burada hayatlarını bilime vakfetmiş 7 bilim ödülü, 1 özel ödül, 1 hizmet ödülü ve 18 teşvik ödülü vereceğimiz bilim insanlarımızın bu kıymetli emeklerinin ödüllendirilmesi bu konuda yalnız olmadıklarının hissettirilmesi son derece önemlidir."
- "BİLİM İNSANLARIMIZA VE GENÇLERİMİZE BÜYÜK SORUMLULUK DÜŞÜYOR"
TÜBA Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker de Gazze'de İsrail tarafından sistematik bir soykırım yürütüldüğünü söyledi.
Türkiye'nin güçlü olmasının, kendi kararlarını kendisinin verebilmesinin ve proaktif bir dış politika izlemesinin mazlum coğrafyalar için umut olduğunu dile getiren Şeker, "Bunun için bilim insanlarımıza ve gençlerimize büyük sorumluluk düşüyor. Bu sorumluluk yorulmadan, bıkmadan çalışmak ve üretmek demektir. Cumhuriyet'imizin ilerlemesine ancak bu şekilde gerçek katkı sunabiliriz. 2023 TÜBA ve TÜBİTAK Ödülü sahibi bilim insanlarımızdan beklentimiz de bu bilinçle ve inançla çalışmalarına devam etmeleridir." değerlendirmesinde bulundu.
TÜBA'nın devletin ve milletin bilime verdiği önemin göstergesi olan ödülleriyle, araştırma destekleri ve bursları aracılığıyla bilim insanlarını teşvik ettiğini vurgulayan Şeker, şunları kaydetti:
"Bilim diplomasisi alanında ülkemizi uluslararası bilim çevrelerinde Türkiye'nin ulusal bilimler akademisi olmanın sorumluluğuyla temsil ediyoruz. Ülke olarak tezlerimizin hazırlanan uluslararası bildirilerde ve raporlarda yer almasına çaba gösteriyoruz. Bilim akademisi olarak tüm çabamız, küresel anlamda toplumları esir alan dijital ve sosyal medyanın yalan, yanlış algılarından, olumsuz, yıpratıcı etkisinden insanımızı koruyarak, ülkemizin geleceği için bilimsel değerlere sahip, ailesine ve toplumuna saygılı, güzel bir nesil yetiştirmektir."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye'nin şahlanışına set çekmeyi amaçlayan menfur terör saldırılarının, kutlu yürüyüşümüzü asla durduramayacağının bilinmesini istiyorum." dedi.
Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen 100. Yıl TÜBİTAK ve TÜBA Bilim Ödülleri Töreni'nde yaptığı konuşmada, kültürlerinde, marifetin iltifata tabi olduğunu söyledi.
İyi ve başarılı olanı, ülke önünde yeni yollar açanı ödüllendirmek ve insanlığın ortak bilim hazinesine katkı yapanı takdir etmenin görevleri olduğunu belirten Erdoğan, başarıların desteklendikçe büyüdüğünü, sahip çıkıldıkça geliştiğini, toplum tarafından kıymeti bilindikçe serpileceğini ifade etti.
Erdoğan, takdir edilen her başarının, yeni çalışmaların ilham veren, yepyeni başarı hikayelerinin önünü açtığını kaydederek, ödüllerin takdimi ile bunları yapma gayretinde olduklarını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İlmi çalışmaları ve çığır açıcı eserleriyle bilim dünyasına önemli katkılar sunan, ülkemizin müreffeh yarınları adına gece gündüz demeden çalışan tüm bilim insanlarımızı, şahsım ve milletim adına tebrik ediyorum. Bu sene 77 bilim insanımız, TÜBA ve TÜBİTAK ödüllerine layık görüldü. Uluslararası TÜBA Akademi Ödülleri'ni bu yıl sağlık ve yaşam bilimleriyle fen ve mühendislik bilimleri kategorisinde üç bilim insanımıza veriyoruz. Bu üç ödülle TÜBA Akademi Ödüllü bilim insanı sayımız 28'e yükseliyor. Üstün başarılı genç araştırmacılara verilen TÜBA-GEBİP Ödüllerini ise 24 farklı üniversiteden 34 genç bilim insanımıza takdim edeceğiz. Böylece TÜBA Ödülü kazanan bilim insanı sayımız 644'e ulaşıyor. Bilimsel telif eser ödüllerinden 13 Türkçe bilimsel telif eserimiz ödül almaya hak kazandı. Bu kategoride vereceğimiz üç özel ödülle merhum Halil İnalcık, Kemal Karpat ve Mehmet Genç hocalarımızın hatırasını yaşatıyoruz. Bu ödüllerle, bu alanda ödül alan sayısı 239'a çıkacak."
Erdoğan, 100. Yıl TÜBİTAK Ödülleri kapsamında ise 21 farklı üniversite ve araştırma kurumundan bilim insanına 7 bilim ödülü, 1 özel ödül, 1 hizmet ödülü ve 18 teşvik ödülü vereceklerini aktardı.
Toplamda, 77 bilim insanına bilim ve kültür müktesebatına katkıları için ödüllerle teşekkürlerini ifade edeceklerini söyleyen Erdoğan, ödüllerin, Türkiye'de bilimsel faaliyet yürüten herkes için teşvik unsuru olacağına inandığını dile getirdi.
- "TÜRKİYE GELECEĞE GÜVENLE BAKMAKTADIR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Yüzyılı'nın inşası için bilim alanında emek veren, fikir ve yürek teri döken akademisyenlere, hocalara, araştırmacılara şükranlarını sundu.
Erdoğan, dört gün sonra 2023'ün tamamlanacağına dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"İnşallah, yeni umutlar, yeni heyecanlar ve yeni beklentilerle 2024 senesini karşılayacağız. Geride bırakmakta olduğumuz 2023 senesi, Cumhuriyetimizin 100. yılı olmasından dolayı bizim için özel anlamlar ihtiva ediyor. Tam 6 asır boyunca dünyaya nizam veren, insanlığa adalet ve refah dağıtan bir cihan imparatorluğunun bakiyesi üzerine kurduğumuz Türkiye Cumhuriyeti, 100. yaşını tamamlayıp yeni bir asra yelken açarken, Allah'a hamdolsun geleceğine hiç olmadığı kadar güvenle bakmaktadır. Türkiye Yüzyılı'nın aydınlığı, 85 milyon vatandaşımızla birlikte Filistin'den Türkistan'a, Afrika'dan Balkanlar'a, dünyanın dört bir yanındaki mahzun ve mazlum yürekleri de ısıtmaktadır. Sadece çevresinde değil, bölgesinden başlayarak çok geniş coğrafyada nüfusu artan, sözü, duruşu, politikaları ilgiyle takip edilen bir Türkiye gerçeğinden bahsediyoruz."
- "ŞEHİTLERİMİZİN KANLARI ASLA YERDE KALMAZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomisiyle, ticaretiyle, teknolojisiyle, savunma sanayisiyle, askeri gücüyle, eğitimden sağlığa her alanda elde ettiği başarılarıyla Türkiye'nin, bölgesel bir oyuncu olmaktan çıkıp küresel bir aktör haline geldiğini belirtti.
"Kimsesizlerin kimsesi olan bir Türkiye hayali, hamdolsun 100 yılın sonunda artık ete kemiğe bürünmüştür" diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"İçinde bulunduğumuz asrın, Allah'ın izniyle milletimizin ve devletimizin asrı olacağından zerre kadar şüphe duymuyorum. Türkiye'nin şahlanışına set çekmeyi amaçlayan menfur terör saldırılarının, kutlu yürüyüşümüzü asla durduramayacağının bilinmesini istiyorum. 12 evladımız şehit oldu. Allah rahmet etsin. Tüm ailelerine ve milletimize başsağlığı diliyorum. Ama bakın 36 saatte 54 terörist yok edildi. Çünkü, bizim bu şehitlerimizin kanları asla yerde kalmaz. Biz biliyoruz ki 'Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda, canı cananı bütün varımı alsın da Hüda, etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda'."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "TEKNOFEST bir teknoloji festivalinden öte bu ülkenin gençlerine özgüven aşılamış, hayallerinin önüne kimsenin geçemeyeceğini göstermiştir." dedi.
Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen 100. Yıl TÜBİTAK ve TÜBA Bilim Ödülleri Töreni'nde konuştu.
Her başarı gibi Türkiye'nin başarılarının da tesadüf olmadığını söyleyen Erdoğan, elde edilen kazanımların gerisinde yoğun bir tefekkür, istişare, planlama ve uygulama sürecinin bulunduğunu belirtti.
Türkiye'nin yıldızının küresel ölçekte yükselmesinde en büyük payın bilim ve teknoloji alanında yakalanan ivmede olduğuna inandığını dile getiren Erdoğan, "Burada bir kere şu hususun altını öncelikle çizmek isterim. Biz hiçbir zaman kısa vadeli hedefler peşinde koşmadık, koşmuyoruz. Günü kurtarmanın değil, istikbali şekillendirmenin derdindeyiz. 'Büyük ve Güçlü Türkiye' hedefini gerçeğe dönüştürmenin çabasındayız." ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2002'den itibaren ülke sathında bilim, sanayi, teknoloji ve yenilikçilik ekosisteminin geliştirilmesine özel önem verdiklerini vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Evvelemirde insan kaynağı ve altyapı eksiklerimizi gidermek için çalıştık. Bilimsel çalışmaların merkezleri olan üniversitelerimizin sayısını 76'dan 208'e yükselttik. Ne dediler? '76 üniversite neyine yetmiyor, nereden çıktı bu 208 üniversite?' Dikkat et, 76 üniversiteyle ülkemin bir bölümünde vardık ama 208 üniversiteyle 81 vilayetin 81'inde üniversitelerimiz var. Şu anda üniversitemizin olmadığı il yok. Ta Şırnak'taki nereye gelecekti? İstanbul'a. Ama şimdi benim hocalarım Şırnak'taki üniversiteye gidiyor, orada, oranın evlatlarına eğitim öğretim veriyor. Oralardan da birinci çıkıyor mu? Çıkıyor. Hakkari'den çıkıyor mu? Çıkıyor. Mesele bu ufku yakalayabilmektir."
- "UZMANLAŞMAYI TEŞVİK ETMEK AMACIYLA 12 BİN ÖĞRENCİMİZİ YURT DIŞINA GÖNDERDİK"
Üniversite sayısına göre profesör, doçent ve doktor öğretim üyesi sayısını artırdıklarını aktaran Erdoğan, "Sadece belli şehirlerde değil, tüm coğrafi bölgelerimizde güçlü, dinamik, üretken bir araştırma geliştirme ve girişimcilik ekosistemi inşa ettik. Sıfırdan aldığımız araştırma geliştirme merkezi sayımızı 1295'e, yine sıfır olan tasarım merkezi sayımızı 329'a çıkardık. Teknopark sayımızı ise 2'den 101'e çıkarttık. Teknolojiye yönelik farkındalığı artırmak için 81 ilimizde 125 Deneyap Teknoloji Atölyesi kurduk. Uzmanlaşmayı teşvik etmek amacıyla 12 bin öğrencimizi lisansüstü eğitim görmeleri için burslu olarak yurt dışına gönderdik." bilgisini paylaştı.
Düzenlenen araştırma projesi yarışmaları, ulusal ve uluslararası bilim olimpiyatları ile çocukları geleceğe hazırladıklarının altını çizen Erdoğan, "Dünyanın en büyük uzay, havacılık ve teknoloji festivali TEKNOFEST ile bu alanda ülkemiz genelinde bir uyanışa vesile olduk.TEKNOFEST bir teknoloji festivalinden öte bu ülkenin gençlerine özgüven aşılamış, hayallerinin önüne kimsenin geçemeyeceğini göstermiştir. Bu yıl TEKNOFEST kapsamında düzenlediğimiz yarışmalarda seçtiğimiz üç öğrencimizi, Antarktika bilim seferine dahil ettik." diye konuştu.
Tam 60 yıldır bilim ve teknolojinin mihmandarlığını yapan milli araştırma kurumu TÜBİTAK'ı, her alanda destekleyerek daha da güçlendirdiklerini kaydeden Erdoğan, şunları söyledi:
"TÜBİTAK akademik araştırma geliştirme destek programları kapsamında toplam 31 bin projeye destek sağladık. Bunlar için 68 milyar liranın üzerinde kaynak kullandık. Bilim insanı destekleri programıyla 270 bin bilim insanına toplam 17,8 milyar lira tutarında destek verdik. Bilim kültürünün toplumda yaygınlaştırılması amacıyla 2007'den bu yana 47 bin projeye toplam 4 milyar lira destek sağladık. Bilim ve kültür mirasımızın serpilmesine yönelik çalışmalarını yakından ve takdirle takip ettiğimiz TÜBA'ya sahip çıktık. Farklı alanlarda attığımız bu kritik adımlarla hamdolsun Türkiye'yi bilimsel araştırmalarda 21 yıl öncesine göre çok farklı bir noktaya taşıdık."
- "BİLİM İNSANLARIMIZA SAHİP ÇIKACAĞIZ"
İnanmanın, başarmanın yarısı olarak tarif edildiğini, inancın olmadığı bir yerde başarıdan söz edilemeyeceğini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bugün takdim edeceğimiz bilim insanlarımızın başarılarını, inancın ve azmin bir zaferi olarak gördüğümü özellikle belirtmek isterim. Her biriniz inandınız, ter döktünüz, fedakarlıkta bulundunuz, çalıştınız ve sonuçta kendi alanınızda çığır açan bilimsel çalışmalara imza attınız. Biz de devlet olarak bu zorlu süreçte sizleri desteklemeye gayret ettik. İnşallah bundan sonra da sizlere katkı sunmayı, imkanlarımızı sizler için sizin başarınız için seferber etmeyi sürdüreceğiz. Sizler Türkiye için Türkiye Yüzyılı için tüm insanlık için çalıştıkça hiç endişeniz olmasın biz de sizin gibi bilim insanlarımıza sahip çıkacağız. Sizlerin gayreti, birikimi, kabiliyeti ve ortaya koyacağı ürünlerle inşallah hedeflerimize daha emin adımlarla yürüyeceğiz."
Fikri ve ilmi boyutu eksik her mücadelenin, yarım kalmaya mahkum olduğuna dikkati çeken Erdoğan, "Şayet siyasi, ekonomik, diplomatik, askeri olarak tam bağımsız bir Türkiye hedefliyorsak; bilimde, teknolojide, inovasyonda, bilimsel araştırmalarda da zirveyi hedeflemek mecburiyetindeyiz. Bunun için herkesin, yurt içinde ve yurt dışında bulunan tüm yetişmiş insan kaynağımızın desteğine, katkısına ihtiyacımız vardır. Akademik ve bilimsel çalışmalarının belli bir kısmını yurt dışında yapmış, orada bilgi ve tecrübe kazanmış bilim insanlarımızın, ülkemize dönerek Türkiye'nin kalkınma mücadelesine destek vermeleri çok ama çok önemlidir." değerlendirmesinde bulundu.
- "ÖNCÜL AR-GE LABORATUVARLARIMIZ, TERSİNE BEYİN GÖÇÜ KONUSUNDA ÖNEMLİ ROL OYNUYOR"
Devletin, mensubu olduğu milletine şükran borcunu ödemeyi isteyen tüm bilim insanlarının yanında olduğuna işaret eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu amaçla başlattığımız Uluslararası Lider ve Genç Araştırmacılar Programı, bu misyonu hakkıyla yerine getiriyor. Program kapsamında şimdiye kadar 199 lider bilim insanı ülkemize geldi. Lider araştırmacılarımızın projelerinde 408'i doktora öğrencisi olmak üzere toplamda 1256 öğrenci ve araştırmacı görev aldı. Ulusal Lider Araştırmacılar Programı ve Ulusal Genç Liderler Programı ile de 81 araştırmacıyı destekliyoruz. Bu projelerde doktora öğrencileri ağırlıklı olmak üzere 446 bursiyer görev alıyor. Sayıları giderek artan öncül AR-GE laboratuvarlarımız, tersine beyin göçü konusunda önemli rol oynuyor. Hayallerini gerçekleştirme gayesiyle hareket eden tüm bilim insanlarına, ülkemizin eşsiz fırsatlar sunduğunu görüyoruz. Türkiye'nin küresel rolü güçlendikçe inşallah ilmi birikimini ve tecrübesini ülkemizde değerlendirmek isteyenlerin sayısı da artacaktır."
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, "Kritik teknolojilerde ülkemizin ve insanlığın yarınlarını, bilimi ve teknolojiyi, hegemonya savaşlarının silahları olarak gören sömürgecilere, yüksek kazanç hırslarıyla insanlığın huzurunu ve geleceğini tehdit eder hale gelen teknoloji tekellerine terk etmeyeceğiz." dedi.
Kacır, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen 100. Yıl TÜBİTAK ve TÜBA Bilim Ödülleri Töreni'nde konuştu.
İnsanlığın, küresel meselelere ortaklaşa çözüm teklifi sunamaz hale geldiğini belirten Kacır, "Zirveye yükselmiş, insanoğlunun tahayyül sınırlarını zorlayan düzeyde bilimsel çalışmalar, başka gezegenlerde yaşam arayışlarını dahi gündem ederken, yeryüzünde en temel insani yaşam imkanlarına bile erişemeyen milyarlarca insanın dertlerine çare olabilmekten çok uzak. Özetle, asırlar boyu devam edeceği düşünülen sistem, adaletsizlikler üzerine inşa edilen müesses nizam, hakiki bir dünya düzenine dönüşemediğinden hızla çatırdıyor." ifadesini kullandı.
Kacır, eski dünyanın yıkılıp yenisinin kurulduğunu dile getirerek, Türkiye'nin, bu büyük dönüşümü Cumhuriyet'in ikinci asrına adım atarken göğüslediğini söyledi.
Tam bağımsızlıktan ödün vermeyen, insanlığı yeniden adalet ve merhametle buluşturacak Türkiye iddiasıyla, "Türkiye Yüzyılı"nın inşa edildiğinin altını çizen Kacır, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hitaben, "Milletimize kazandırdığınız öz güvenle, medeniyetimizin yeniden yükselişi adına bilimde ve teknolojide büyük adımlar atıyoruz." dedi.
Kacır, büyük ve güçlü Türkiye'nin, zengin düşünce ikliminde, bilimde, araştırmada, teknolojide çığır açan bilim insanlarının katkılarıyla yükseleceğini vurguladı.
Son 21 yılda bilim ve teknolojide büyük atılımlar gerçekleştirdiklerini ifade eden Kacır, "2002'de 40 ilimizde sadece 76 üniversitemiz vardı. Bilimsel araştırmalar için kısıtlı imkanlara sahiptik. Bugün 81 şehrinde 208 üniversitesiyle milyonlarca gencini yüksek öğrenimle buluşturan Türkiye'den bahsediyoruz. Bu adımları atarken, hep karşı çıkanlar, üniversite sayısındaki artışın bilimde yükseliş anlamı taşımadığını söyleyenler oldu." diye konuştu.
Kacır, aynı dönemde ülkedeki bilimsel yayın sayısının 9 bin 13'ten 48 bin 619'a yükseldiğine dikkati çekerek, dünyada en fazla bilimsel yayın üreten ülkeler arasında 22'nci sıradan 16'ncı sıraya gelindiğini bildirdi.
Araştırmacıların uluslararası ortak yayınlar içinde 9 kat daha fazla yer aldığını belirten Kacır, "Türkiye kaynaklı yayınların alan ağırlık atıf etkisi 0,69'dan 1,01'e ulaştı. G20 ülkelerinin ortalamasını yakaladık, dünya ortalamasını geride bıraktık. Bilimsel çalışmalardaki gelişme, fikri mülkiyet kapasitemizde muazzam bir ilerlemeyi beraberinde getirdi. 2002'de patent başvurularında dünyada 39'uncu iken bugün yerli patent başvurularında 12'nci sıradayız. Tasarım başvurularında ise dünya ikincisiyiz." dedi.
Kacır, bilimsel çalışmaların raflara hapsolmaması ve ülkenin kalkınma yolculuğunu hızlandırması adına sıfırdan AR-GE ve inovasyon ekosistemi inşa ettiklerini söyledi.
- "TEKNOFEST KUŞAĞI TOPLUMSAL SEFERBERLİK BAŞLATTI"
Bakan Kacır, son 21 yılda AR-GE harcamalarını 10 kat artırarak 12 milyar dolara yükselttiklerine dikkati çekerek, "45 OECD ülkesi arasında AR-GE harcamasını en fazla artıran ikinci ülkeyiz. 29 binden 272 bine çıkardığımız AR-GE insan kaynağımızla da personel sayısını en çok artıran ülkeyiz. Bugün 101 teknoparkta faaliyet gösteren 10 bin 46 teknoloji girişimi, 1624 AR-GE ve tasarım merkeziyle teknoloji geliştirme yolculuğunu sürdürüyoruz." ifadesini kullandı.
TÜBİTAK'ın bilim insanı, akademi, kamu ve sanayi desteklerinin reel değerlerle 9 kat yükselerek yıllık 7,5 milyar liraya ulaştığını dile getiren Kacır, 2002'de 1000 bilim insanına destek sağlayan TÜBİTAK'ın bu yıl 57 bin bilim insanı ve öğrenciyi desteklediğini söyledi.
Kacır, kurdukları bilim merkezlerinde 10 milyona yakın ziyaretçiyi ağırladıklarını belirterek, Edirne'den Hakkari'ye 81 şehirde 125 deneyap teknoloji atölyesinde 16 bin özel yetenekli öğrenciyle Geleceğin Teknoloji Yıldızları eğitimini sürdürdüklerini belirtti.
Bu altın dönemin en büyük kazanımının Milli Teknoloji Hamlesi'ni sahiplenen Türk gençliği ve TEKNOFEST kuşağı olduğunu vurgulayan Kacır, Bayraktar TB2'den Anka'ya, Hürkuş'tan Togg'a iftihar kaynağı projelerden örnekler verdi.
Kacır, Türkiye'nin artık yüksek çözünürlüklü uydular geliştirdiğinin, imal ettiğinin ve kendi haberleşme uydusunu yerli ve milli imkanlarla ürettiğinin altını çizerek, "TEKNOFEST kuşağı, dünyada eşi benzeri olmayan bir toplumsal seferberlik başlattı. Sadece bu yıl 337 bin takımda hayallerini projelere dönüştüren 1 milyon genç, bu yolculuğa katıldı. Gençlerimiz, şimdi ilk Türk uzay yolcumuz Alper Gezeravcı'nın önümüzdeki haftalarda Uluslararası Uzay İstasyonu'nda gerçekleştireceği Uzay Bilim Misyonu'nun heyecanını taşıyor." dedi.
- "UZUN VADELİ HER BÜYÜK ADIM ANCAK GÜÇLÜ BİR SİYASİ İRADEYLE MÜMKÜN"
Ancak merhamet ve adaletle yükselen bir medeniyetin ışığında gelişen bilim ve teknolojinin insanlığa iyilik getireceğini vurgulayan Kacır, ışığın bu topraklardan yükselmesini bekleyen, Türkiye'nin düşmemesi için dua eden mahzunların ve masumların mesuliyetini taşıdıklarını dile getirdi.
Kacır, bu umudu yükseltebilmek adına çok çalışacaklarını ve kritik teknolojilerde Türkiye'yi geleceğe daha güçlü taşıyacaklarını belirterek şunları kaydetti:
"Yapay zekadan kuantum teknolojilerine, yeni nesil nükleer reaktörlerden sentetik biyolojiye, araştırma kapasitemizi artıracak, yenilikçi projelere imza atacağız. Uzun vadeli her büyük adım ancak güçlü bir siyasi iradeyle mümkündür. Topraklarımızda ve denizlerimizde petrol ve doğal gaz olmadığını kabullenmemiz istenirken, 'biz arayacağız, bulacağız' diyen, dünyada 440'tan fazla nükleer santral varken, 'bu ülkede neden bir nükleer santral kurulmadı' sorusunu soran, savunma sanayisinde ve yüksek teknolojide dışa bağımlılığı kökten reddeden ve bu alanlarda ülkesini yüzyıllık kazanımlara taşıyan sağlam bir iradeyle nasıl başarıya ulaşmışsak, kritik teknolojilerde ülkemizin ve insanlığın yarınlarını, bilimi ve teknolojiyi, hegemonya savaşlarının silahları olarak gören sömürgecilere, yüksek kazanç hırslarıyla insanlığın huzurunu ve geleceğini tehdit eder hale gelen teknoloji tekellerine terk etmeyeceğiz. Cumhurbaşkanı'mızın 'Daha adil bir dünya mümkün' seslenişinin yankı bulması adına bilimde ve teknolojide lider Türkiye'yi inşa etmeye devam edeceğiz. Her bir bilim insanımızın önündeki engelleri kaldıracak, yanında olacağız.
Kaynak:Tv24