Türkiye, 29 Aralık akşamı Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da oynanması beklenen Süper Kupa karşılaşmasının iptal edilmesiyle gerildi. Peki, Süper Kupa krizine giden süreçte neler yaşandı? TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi, Fenerbahçe Başkanı Ali Koç ve Galatasaray Başkanı Dursun Özbek ne yaptı? Sosyal medyada dezenformasyon fırtınasını kimler kopardı? FETÖ neden heveslendi? CHP sokak çağrısı ile ikinci Gezi'yi mi düşledi? TFF sinsi operasyonlara neden günlerce sessiz kaldı?
Türkiye Futbol Federasyonu, Fenerbahçe ve Galatasaray'ın ortak imzasıyla yapılan açıklamada iptal kararının "organizasyondaki bazı aksaklıklar nedeniyle" alındığı ifade edildi.
Riyad'da yaşananlarla ilgili birçok tartışma gündemdeyken yapılan açıklamada "ev sahibi ülkeye teşekkür" ile geçiştirilmesi şaşkınlıkla karşılandı.
TFF ve kulüplerin kamuoyunu aydınlatan bir açıklama yerine genel geçer ifadelerin olduğu bir bildiri yayımlaması soru işaretlerini daha da artırdı.
Günlerdir devam eden spekülasyonlar konuyu siyasal bir provokasyona açık hale getirdi.
FETÖ'cülerin olayı ikinci bir Gezi'ye dönüştürme çabalarına CHP sokak çağrısı yaparak destek oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuya ilişkin yaptığı ilk değerlendirmede sporun siyasete malzeme edilmesine tepki gösterdi.
Erdoğan bugün yaptığı açıklamada da muhalefetin spor üzerinden yürüttüğü kampanyayı "Türkiye'nin çıkarlarına yönelik sinsi bir operasyon ve sabotaj girişimi" olarak niteledi.
TFF, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da hedef alındığı spekülasyonlarla ilgili günler sonra yeni bir açıklama yaptı.
Açıklamada; Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sürece herhangi bir şekilde dahil olduğu iddialarını yalanlayan TFF, Süper Kupa finalinin Riyad'da oynanması teklifinin SMC (Saudi Media Company / Riyadh Season) şirketinden geldiğini ve kulüp başkanlarının onayladığını açıkladı.
Günlerdir Türkiye'nin gerilmesine sebep olan konuyla ilgili TFF'nin "bazı önemli konulara açıklık getirmek isteriz" notuyla paylaştığı bildirinin 4 gün sonra yapılmış olması akıllarda soru işaretlerine neden oldu.
TFF VE BÜYÜKEKŞİ SINIFTA KALDI
TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi, Suudi Arabistan'daki krizin baş sorumlularından birisi olarak görülüyor. İmzalanan protokole rağmen süreci yönetemeyen Büyükekşi'nin Türk futbolunu içine soktuğu kriz, ideolojik çatışmaya dönüştü. TFF yetkilileri maçtan 15 gün kadar önce Suudi yetkililerin kendilerine çok sıcak davrandığını ve her taleplerinin kabul edildiğini ifade ediyordu. Bu ilgiye rağmen futbolda yaşanan ve tüm Türkiye'yi etkileyen bu kriz, sürecin TFF tarafından yönetilemediğini gösterdi.
SİNSİ OPERASYONUN PERDE ARKASI
29 Aralık'ta oynanması planlanan Galatasaray-Fenerbahçe Süper Kupa finali heyecanla beklenirken maça dakikalar kala iptal kararı geldi.
Süper Kupa müsabakası öncesi Fenerbahçe'nin "Yurtta Sulh, Cihanda Sulh", Galatasaray'ın "Ne Mutlu Türküm diyene" pankartlarıyla sahaya çıkmak istemesi ve her iki takımın da Mustafa Kemal Atatürk'ün fotoğrafının yer aldığı tişört ile sahaya çıkma konusundaki ısrarı sonrası, Suudi Arabistan'daki yetkililerin buna izin vermediği öne sürüldü. Sosyal medyada ise Suudi yönetiminin İstiklal Marşımıza ve bayrağımızın açılmasına da müsaade etmediği iddia edildi.
Kulüp yetkilileri, Suudi Arabistan yöneticilerinin isteklerini kabul etmemesi halinde maça çıkmama kararı alacaklarını belirtti.
Yaşananlar sonrası TFF, Fenerbahçe ve Galatasaray arasında kriz masası kuruldu. Başkanların zirvesinden maçın ertelenmesi kararı çıktı. Yapılan 3'lü açıklamada, Turkcell Süper Kupa maçının organizasyondaki bazı aksaklıklar nedeniyle ortak kararla ileri bir tarihe ertelendiği duyuruldu.
AÇIKLAMADA "TEŞEKKÜR" ÇELİŞKİSİ
Süper Kupa maçına çıkmama kararını ortak alan TFF, Fenerbahçe ve Galatasaray, taleplerinin yerine getirilmemesi nedeniyle Suudi Arabistan yönetimini suçlarken, yayınladıkları bildiride teşekkür etmeleri dikkat çekti.
Açıklamada ise şu ifadelere yer verildi: "Cumhuriyetimizin ve Türkiye Futbol Federasyonunun 100. Yılını yurt dışında da kutlamak amacıyla, Türk futbolunun marka değerine ve kulüplerimize katkı sağlayacak şekilde kulüplerimizle organize ettiğimiz, 29 Aralık Cuma günü saat 20.45'te oynanması planlanan 2023 Süper Kupa müsabakası organizasyondaki bazı aksaklıklar nedeniyle kulüplerimizle birlikte aldığımız ortak karar neticesinde ileri bir tarihe ertelenmiştir. Ev sahibi ülkenin Futbol Federasyonu, ilgili kurum ve kuruluşlarına şu ana kadar Süper Kupa'nın organizasyonu için göstermiş oldukları çaba nedeniyle teşekkür ederiz."
PEKİ SÜPER KUPA KRİZİNE GİDEN SÜREÇTE NELER YAŞANDI
"RİYAD'I ALİ KOÇ ÖNERMİŞ"
Cumhuriyetin 100. yılında Süper Kupa finalinin Suudi Arabistan'da oynamasının ilk talebinin Fenerbahçe Başkanı Ali Koç'tan geldiği iddia edildi. TFF'nin ise bu kararı ekonomik gelir nedeniyle kabul ettiği belirtiliyor. Bu iddia ise Galatasaray'a yakınlığıyla bilinen gazeteci Fatih Altaylı tarafından ortaya atıldı. Altaylı açıklamasında, "Bu hafta sonu bir restoranda Türkiye Futbol Federasyonu'nun önemli sponsorlarından birinin patronu ile karşılaştım. Yıllardır tanıştığımız için biraz sohbet ettik. Haliyle laf futbola, milli takımın başarısına ve oradan da Suudi Arabistan'da oynanacak kupa finaline geldi. Nereden çıktı bu Suudi Arabistan işi?" dedim. "Ali Koç önermiş" dedi. "Anlamadım" dedim. "Ali Koç'un önerisiymiş" dedi ve anlattı." ifadelerini kullanmıştı.
ALİ KOÇ'TAN KRİZ SİNYALİ
29 Aralık itibariyle Türkiye'nin gündemine oturan Suudi Arabistan'daki Süper Kupa finaline ilişkin dikkat çeken bir detay daha gün yüzüne çıktı.
Süper Kupa finalinde 'Cumhuriyet ilkeleri Atatürk duruşu' diyerek takımı sahaya çıkartmayan Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, 28 Kasım'da final tarihini işaret eden bir açıklama yapmıştı. Fenerbahçe Kulübü tarafından yayımlanan açıklamada, "O gün geldiğinde kimin ne duruş sergileyeceği görülecektir" denilmişti. İşte o paylaşım:
NEDEN RİYAD TERCİH EDİLDİ? ISRARIN SEBEBİ NEYDİ
"SUUDİ ARABİSTAN, BÜYÜKEKŞİ'NİN ÖNERİSİYDİ"
Cumhuriyet'in 100. Yılında Süper Kupa finalinin herkes Türkiye'de oynanmasını isterken neden Suudi Arabistan tercih edildi. Birçok kez final tartışması gündeme gelirken TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi her defasında ısrarla finalin Riyad'da oynanacağını söyledi. Konuyla ilgili sürpriz bir açıklama finalin iptalinden sonra gündeme geldi. Türk futbolunun önemli isimlerinden eski milli futbolcu Rıdvan Dilmen, Suudi Arabistan'da oynanması planlanan ancak yaşanan kriz nedeniyle iptal olan Süper Kupa finali ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. Riyad'da oynanacak Süper Kupa finalinin TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi'nin önerisi olduğunu belirten Dilmen, Büyükekşi ile arasında geçen diyaloğu aktardı. İşte Büyükekşi'nin o sözleri: "Ben kulüplere sordum. 4 milyon dolar para var, kazanan şu kadar alacak, kaybeden bu kadar alacak.' Teklifi TFF başkanımız Ali Bey ve Dursun Bey'e iletiyor. Onlar da kabul ediyorlar.
"CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN, BÜYÜKEKŞİ'YE MAÇIN NEDEN RİYAD'DA OYNANACAĞINI SORMUŞ"
Sonra hakkını helal etsin Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan bana, "Ben de Büyükekşi'ye niye orada oynayacaklarını sordum" dedi. Büyükekşi de diyor ki, 'iki kulübe para kazandıracağız'. Peki 'kulüpler ne dedi' diyor? 'Kulüpler de kabul etti' deyince o zaman tamam diyor. Biliyorsunuz çok farklı algılar var" diyerek sözlerini tamamladı.
VE SÜPER KUPA İPTAL OLDU
TFF, Galatasaray ve Fenerbahçe ile Suudi Arabistan yönetimi arasında bir protokol imzalanmıştı. Organizasyonun tüm safhalarının yazılı olduğu bu protokol, tüm taraflarca imza altına alındı. Cuma günü yapılması planlanan maç için Galatasaray, Fenerbahçe ve mücadelede görevli hakemler Suudi Arabistan'a giderek kampa girdi. Maça spor dünyasından ve sanat camiasından birçok ünlü isim davet edildi. Norm Ender, İstiklal Marşı ve yeni marşı Parla'yı söylemek için görevlendirildi.
PROTOKOL KRİZİ ÇIKARILDI
Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, perşembe akşamı takımın sahaya "Yurtta Sulh, Cihanda Sulh" yazılı pankartla çıkmasını istediklerini TFF'ye bildirdi. Futbolcular da "Atatürk" tişörtleri ile ısınacaktı. Cuma günü ise Galatasaray Başkanı Dursun Özbek "Ne Mutlu Türküm Diyene" yazılı pankartla sahaya çıkmak istediklerini TFF'ye bildirdi. İki kulübün taleplerinin TFF'ye iletilmesinden sonra Suudi Arabistan ile görüşmeler yapıldı. TFF, Galatasaray ve Fenerbahçeli yöneticilerin protokole eklenmesini istedikleri yeni talepleri Suudi Arabistan tarafına iletti. Yapılan görüşmeler neticesinde Fenerbahçe'nin Atatürk tişörtleri ve "Yurtta Sulh, Cihanda Sulh" yazılı pankartla sahaya çıkma talebi onaylandı. Ancak Galatasaray'ın "Ne Mutlu Türküm Diyene" pankartıyla sahaya çıkma talebine olumsuz cevap verildi. Buna karşı Galatasaray tarafı kesin olarak maça çıkmayacaklarını ifade etti ve krizin fitili ateşlendi. Daha sonrasında ise Süper Kupa finali TFF, Fenerbahçe ve Galatasaray'ın ortak yayınladıkları bildiriyle iptal edildi.
KARAR SONRASI KAOS BEKLEYEN ÇEVRELER HAREKETE GEÇTİ
Ertelenen Süper Kupa karşılaşması, Türkiye içinde kaos bekleyen çevreleri hareketlendirdi. FETÖ'cüler, uluslararası ilişkilere zarar verip Türk-Arap çatışması isteyen ırkçılar ve Atatürk istismarcıları, Süper Kupa maçının iptal edilmesini fırsat bilip kaosa yeltendi. Kriz sonrası yaşananlar, Türkiye'de kaos bekleyen çevrelerin, her fırsatı en iyi şekilde değerlendirme iştahını ortaya koydu.
İKİNCİ GEZİ PARKI HEVESİ
Firari FETÖ'cüler "Gezi'den sonraki en büyük sivil direniş", "Arkası gelsin" çağrıları yaptı. FETÖ'cü Emre Uslu, sosyal medya hesabından "GS-FB maçı Gezi'den bu yana bu rejime karşı girişilen en büyük sivil direniştir. Bu direniş sadece Suudilere karşı bir direniş değil, onların destekçisi rejime karşı da en büyük direniştir. Arkası gelir umarım, Gezi yükleniyor" mesajını paylaştı. Bir diğer firari FETÖ'cü Adem Yavuz Arslan da "Fenerbahçe ve Galatasaray maça çıkmadan Türkiye'ye dönmelidir. Bu sıradan bir kriz değil" açıklamasıyla yaşanan olayları alevlendirdi.
Irkçılar, Türk-Arap karşıtlığına soyundu. Bir grup taraftar, Suudi Arabistan Büyükelçiliği önünde Arap karşıtı pankartlar açtı.
CHP'DEN SOKAK ÇAĞRISI
* Olaya CHP'li belediyeler de dahil oldu. Başkentteki Suudi Arabistan Büyükelçiliği ile İstanbul'daki Suudi Arabistan Başkonsolosluğu'nun bulunduğu sokaklara "Atatürk" afişleri asıldı.
* Riyad'da "Türk bayrağına izin verilmemiş" algısı yürüten CHP'li Ankara ve İstanbul'daki Beşiktaş belediyeleri, söz konusu sokakları Türk bayraklarıyla donattı.
* CHP'li İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) metrolarda marşlar çaldı, otobüslerde tabelalara "Yurtta Sulh Cihanda Sulh" yazıları yazdı.
* Toplu taşımadaki aksaklıklarla gündeme gelen CHP'li belediyeler, metro ve otobüs seferlerini sabaha kadar uzattı. Öte yandan CHP'li belediyeler, gece geç saatlerde yurda döneceği açıklanan takımları karşılamak için vatandaşları havalimanlarına çağırdı.
* İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu İstanbulluları Türk Bayrakları, Atatürk resimleri ve spor kulüplerinin bayraklarıyla Beşiktaş Barbaros Meydanı'na davet etti.
* CHP Ankara İl Başkanlığı da "Formanı Giy Atamıza Gel" etkinliğiyle, Fenerbahçe ve Galatasaray taraftarlarını Anıtkabir'e çağırdı.
JET KARİKATÜR SERVİSİ
* Ne zaman hazırlandığı belli olmayan karikatürler bir anda servis edildi. Sosyal medyada Atatürk resminin yer aldığı "Ben başla demeden başlamayın" yazılı karikatürler paylaşıldı.
* Ermeni lobisine sessiz kalanlar, paylaşım yarışına girdi
Atatürk'ü sansürleyen Disney'e kör ve sağır kalan çevreler, ertelenen Süper Kupa finalini "günah çıkarma" şovuna dönüştürdü. Sözde Atatürkçü sanatçılar, aydınlar, yazar-çizer ve siyasetçiler Atatürk duyarlılığı yarışına girişti.
NOKTAYI CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN KOYDU
Süper Kupa'nın iptaliyle ilgili tartışmalara ilişkin açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sporun günlük siyasi rekabetin malzemesi haline getirilmesinin yanlış olduğunu vurguladı.
İptal edilen Süper Kupa finalinin ertesi günü, Star Gazetesi tarafından düzenlenen Necip Fazıl Ödülleri töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan konuya ilişkin "Yapılması gereken ne varsa onu yapmaktan çekinmeyiz." dedi.
Erdoğan sözlerini şu şekilde sürdürdü:
Sözlerime son vermeden önce dün gece yaşanan hadiselerden duyduğumuz üzüntüyü burada altını çizerek vurgulamak istiyorum. Biz futbol başta olmak üzere Türk sporunun tartışmalarla değil, başarılarla gündeme gelmesini arzu ediyoruz. Hangi sebeple olursa olsun sporun günlük siyasi rekabetin mezesi haline getirilmesi yanlıştır, hatalıdır, sporumuza hiçbir faydası yoktur. Dün geceden itibaren muhalefet partilerinin yaptığı açıklamaları istismar siyasetinin yeni örnekleri olarak görüyoruz. Cumhuriyet 85 milyonun ortak değeridir. Gazi Mustafa Kemal, bu ülkenin banisidir. Daha düne kadar, affınıza sığınarak söylüyorum 'Siz Atatürk'ün askeri değil, itlerisiniz.' diyenlerle el ele, kol kola yürüyenlerin bugün söylediklerinin bizim nazarımızda hiçbir kıymetiharbiyesi yoktur. Türkiye'nin ve Türk milletinin onurunu, haysiyetini, şerefini bizim nasıl savunduğumuzu CHP bilmese de tüm dünya çok iyi biliyor. Ülkemizin itibarını, bizim nasıl koruduğumuzu muhalefet bilmese de tüm insanlık gayet iyi biliyor. CHP ve şürekası ders vermeyi bıraksınlar, şayet samimiyseler gitsinler önce bölücü örgütün uzantısı ittifak noktalarından hesap sorsunlar.
"YAPILMASI GEREKEN NE VARSA ONU YAPMAKTAN ÇEKİNMEYİZ"
Dünkü olayın mecrasından çıkarılarak şov ve provokasyon malzemesi yapılmasına müsaade edemeyiz. Hele hele müessif bir olay üzerinden milletin inancına ve mukaddesatına ahlaksızca dil uzatılmasını hiçbir şekilde mazur göremeyiz. Bu konuda yapılması gereken ne varsa, hangi adım atılması gerekiyorsa onu yapmaktan çekinmedik, çekinmeyiz. Dünkü hadiseden dolayı futbolseverlere, 20 yılım futbolla geçti, bunlar gibi tribünden seyretmedik ve spor camiasına geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Tüm kulüplerimizden, sporun barışı, dayanışmayı, işbirliğini temsil eden fair play ruhuna samimiyetle sahip çıkmalarını bekliyorum.
"BU OYUNU BOŞA ÇIKARACAĞIZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün yaptığı açıklamada ise, muhalefetin Süper Kupa finalini siyaset malzemesi haline getirmesine tepki gösterdi:
Art niyetli söylemlerle ülkemizi bölgesinden, bölgesindeki ortaklarından koparma girişimlerinin farkındayız. Turizmi baltalamaya yönelik bir kampanya yürütülmüştü.
Benzer bir kampanyanın muhalefetin spor üzerinden yürütmeye çalıştığını görüyoruz. Sırf kökeninden dolayı insanlar hakarete maruz bırakılıyor.
İslam düşmanlığına ve yabancı karşıtlığına varan bir furya ile karlı karşıyayız. Muhalefet de bu son derece tehlikeli nefret siyasetine gönüllü figüranlık yapmaktadır.
Bu nefret dalgasının, zor zamanlarda yanımızda olan kardeş ülkeleri hedef alması asla tesadüfi değildir.
Türkiye'nin çıkarlarına yönelik sinsi bir operasyon ve sabotaj girişimleri vardır. Bu oyunu da mutlaka boşa çıkaracağız.
Kaynak:Tv24