Cinsiyet eşitsizliğinin en belirgin olduğu alanlardan biri hiç kuşkusuz siyasettir. Siyasette kadın-erkek dengesi nasıl sağlanır? Kadınlar siyasi alanda olmalı mı? Olmamalı mı? Olursa siyasete katkıları ne olur? Ve olmazsa kayıplar ne olur? Ben düşündüm. Ya siz?
Gerek Ülkemizde, gerekse Dünyada, kadınların siyasete katılımında, kadınların aleyhine büyük bir eşitsizlik yaşanmaktadır. Toplumsal yaşamda ve çalışma yaşamında sağlanan ilerlemelere rağmen, kadınların bu alandaki etkinlik düzeyleri siyasete taşınamamıştır. Günümüzde kadınların siyasi partilere, parlamentoya, yerel yönetimlere, sendikalara ve üst düzey bürokratik görevlere, yani diğer deyişle karar mekanizmalarına katılımları oldukça sınırlıdır.
Kadınların siyasi alana, yetersiz katılımını önemli bir sorun olarak düşündüğümüzde, şiddete maruz kalan, erken yaşta evlendirilen ya da çalışan, hayatını gönüllü çalışmalara adayan, kendi işini kuran, ekmeğini taştan çıkaran, sevdiği mesleği icra edebilen binlerce kadından kaçı bu dönem mecliste seslerini duyurabilecek?
Kadınların, mecliste yer alabilmeleri çok önemlidir. Çünkü, kendi koşullarında değişiklik yapabilecek siyasi kararlara katılamamaları; kendi yararlarına yapılabilecek iyileştirmelerin önündeki en önemli engellerden biridir.
1906 yılında Finlandiya, kadın vatandaşlarına seçme ve seçilme hakkı tanıyan ilk Avrupa Ülkesi oldu. Gurur duyarak söyleyebiliriz ki, Türk Kadını seçme ve seçilme hakkını 1934 yılında, bir çok Avrupa Ülkesinden daha önce kazanmıştır. Fakat günümüzde kadınların siyasetteki konumu halen arzu edilen seviyeye ulaşamamıştır. Bu durum sorun olarak görülmediği sürece de, kadının siyasette olması gereken yeri bulması uzun yıllar alacak gibi gözükmektedir.
Kadınların siyasi alanda var oluşunu engelleyen eşitsiz temsilin, elbette pek çok nedeni vardır. Bunlardan biri ve en önemlisi, siyaseti erkeklere ait bir dünya olarak gören anlayıştır. Bu anlayış hem kadınların, hem de erkeklerin zihinlerindeki ilk engeli oluşturmaktadır.
Diğer nedenler olarak da; ülkeden ülkeye bazı farklılıklar gösterse de, aile sorumlulukları, geleneksel kadınlık rollerinin kadına yüklediği sorumlulukların ağırlığı, siyasi partilerdeki erkeklerin karşı cinsi yok sayması, toplumda siyasetin erkeklere özgü olduğu algısı, yasal düzenlemelerin cinsiyet eşitliğini sağlamada gerekli özel önlemler içermemesi, eğitim düzeyi ve benzer sebepleri sıralayabiliriz.
Oysa kadınların siyasi sürece katılması, hem siyasi davranışın şekli ve içeriği açısından siyasetin niteliğini, hem de tüm alanlarda elde edilen sonuçları olumlu yönde değiştirebilmektedir.
Peki… Kadın neden siyaset yapmak ister?
Ülkesinin sorunlarına ve ayrıca bizzat kendi yaşadığı kadın sorunlarının farkına varılmasına ve çözümlenmesinde katkı sağlamak ister...
Sosyal ve kültürel alanlarda, eğitimde, hukukta, aile içinde, çalışma hayatında, toplumsal yaşamda ve siyasette erkeklerle eşit haklara sahip olmak ister…
Kadınlarla ilgili konuların sadece seçim dönemlerinde ya da Dünya Kadınlar Gününde gündeme gelip, sonra unutulmaması için mücadele etmek ister…
Hassas/kırılgan grupların sesi olmak ister…
“Siyaset erkek işidir” anlayışını yıkmak ister…
Hem cinslerine rol model olmak ister…
Farklı yaşam deneyimlerinden kaynaklanan farklı bakış açılarını yansıtmak ister…
İster çünkü, kadın siyasetçi seçmeni daha iyi ve yakın kucaklayabilmektedir. Kadınlar farklı yaşam deneylerinden kaynaklanan farklı bir bakış açısına sahiptir. Bu bakış açısı doğru politikalar üretebilmek için büyük bir fırsat ve zenginlik olup, kadınların katkısı olmadan sadece kadın sorunları değil, toplumun diğer sorunlarının da, doğru ve kalıcı çözümlere kavuşması beklenmemelidir.
İster çünkü, kadınların siyasi mekanizmalardaki varlığı hayati bir ihtiyaçtır. Bu nedenle, bu konuda atılacak her adımın içtenlikle desteklenmesi gerekmektedir. Kadınların siyaset ve yönetim kademelerindeki temsil oranlarının yükselmesi ve siyasal yaşamdaki etkinliklerinin artmasının, Ülkemize güç kazandıracağı kuşkusuzdur. Bu doğrultuda atılacak adımlar, Türkiye’nin uluslararası alanda saygınlığını daha da artıracaktır.
Son Söz
Kadınlar siyasete daha yakın durmalıdır… Siyaset dünyasında kaybolmamak için erkeklerden daha fazla mücadele etmeli ve seslerini duyurmalıdır.
Toplum olarak bizlerde, siyaset yapmak isteyen kadınları desteklemeli ve daha çok kadının TBMM’de ve yerel yönetimlerde yer almasını sağlamayız.