İki yılı aşkın bir süredir devam eden Covid-19 salgını nedeniyle dünya üzerinde 431 milyon insan bu hastalığa yakalanırken 6 milyona yakın insan ise bu hastalık nedeniyle hayatını kaybetti.
Yerleşik düzeni sarsan pandemi süreci hiç alışık olmadığımız bir şekilde insanoğlunu evlerine hapsederken sağlıktan eğitime üretimden ticarete kadar her alanda büyük değişimleri de beraberinde getirdi.
İki yıl boyunca kapalı kalan ve üretim yapamayan fabrikalar nedeniyle ürüne ulaşmak zorlaşırken hammadde fiyatlarında ise inanılmaz boyutta yükselişler yaşanıyor.
Isınma ve elektrik üretiminin ana kaynakları olan doğalgazın birim fiyatı 200 dolardan 1.200 dolara yükselirken, kömür fiyatları ise 2021 yılının başından bu yana 5 kat artarak 20 dolardan 250 dolar seviyesine çıktı.
Enerji fiyatlarında küresel ölçekte yaşanan artışlar enerjide dışa bağımlı olan ülkeler gibi ülkemizi de derinden etkiliyor. 2023 yılında sisteme dahil olacak Mersin Akkuyu Nükleer Santralı, Artvin Yusufeli Barajı ve Karadeniz Doğalgazı enerjide dışa bağımlılığımızı ciddi ölçüde azaltacak. Lakin vatandaşları 2023 yılına kadar bu fiyatlar karşısında ezdirmek istemeyen hükümet faturalara destek olmak amacıyla 2021 yılında elektrik, doğalgaz ve akaryakıt ürünlerini 165 milyar TL süsbanse etti. 165 milyar TL’nin büyüklüğünü açıklama adına devletin 2021 yılında ülke genelinde yol, köprü, baraj, okul, hastane gibi tüm yatırımlarının toplam miktarının 160 milyar TL olduğunu ifade edersek faturaları düşürmek adına devletin yapmış olduğu fedekarlığın boyutunu daha iyi anlatmış oluruz.
Enerji fiyatlarında süregelen artış yıl başında faturalara yansımaya başladı. Faturaların bu halinde bile 100 liralık elektrik faturasının 50 lirası, doğalgazda ise 100 liralık faturanın 75 lirası devlet tarafından karşılanmaya devam ediyor.
Hükümet küresel ölçekli enerji krizini çözmek için çareler ararken CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Elektrik faturası ödemeyeceğim" sözleri gündeme bomba gibi düştü. Kılıçdaroğlu’nun bu sözleri sivil itaatsizlik çağrısı mıydı yoksa kaos, kargaşa ya da anarşiye davet miydi bilinmez…
Son günlerde çektiği videolarla gündeme gelerek pop star belediye başkanlarının önüne geçmeye çalışan Kılıçdaroğlu bu sefer ki videosunu geceliği yüz bin liralık bir otel odasında çekmemişti.
Ana muhalefet partisinin genel başkanının elektrik faturasını ödememeyi demokratik bir hak olarak görmesi ve bunu sosyal medya üzerinden vatandaşlarla paylaşması toplumun her kesim tarafından çok yadırgandı.
Bu çağrı neticesinde vatandaşlar da elektrik faturasını ödemiyorum, doğalgaz ve su faturasını ödemiyorum hatta kira ve market parasını da ödemiyorum dediğinde toplumsal hayatın nereye evrilebileceğini sokakların ne hale gelebileceğini düşünmüş müydü Kemal Bey yoksa ucuz bir kahramanlık yapayım da sonucu artık ne olursa, en kötü 15 Temmuzda olduğu gibi Tv ekranlarından seyrederim olan biteni mi demiştir.
Sorumluluk sahibi her insanın özellikle de ana muhalefet partisinin genel başkanının siyasi manipülasyon uğruna insanları bir kargaşanın içine sürüklemeye çalışması hangi saiklerle açıklanabilir ki. 6 Ekim 2014'te HDP Genel Merkezinin sokak çağrısı üzerine 6-8 Ekimde gerçekleşen olaylarda 2 polis şehit olurken, 37 kişinin hayatını kaybettiğini ne çabuk unutuk.
Milyonlarca seçmenin desteğine sahip olan partilerin başkan ve yetkililerinden yapmış oldukları açıklamalarda sağduyulu olarak hareket edilmesi beklenirken yangına benzinle koşan müptezeller gibi hareket edilmesi nasıl bir akıl tutulmasıdır.
Türkiye yavaş yavaş seçim sath-ı mailine girmiş olup 16 ay sonra millet sandıkla baş başa kalacakken Kılıçdaroğlunun her videosunda insanları isyana ve sokağa çıkmaya davet eden bir yaklaşımın içerisinde bulunmasının tek bir izahı bulunmakta. O da Millet ittifakının Cumhurbaşkanı adayı olma gayretinden başka bir şey değil. Oysa ki Cumhurbaşkanı adayı olmak için ortalığı yangın yerine dönüştürmeye ihtiyacı yok Kemal Beyin sadece kendisine güvenip ben adayım demesi yeterli olacak. Nihayetinde Türkiye’de en çok oy alan 2. partinin genel başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı olmak da en doğal hakkı. Bunun için hiç kimseden icazet almasına gerek yok.
Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanları ile girmiş olduğu rekabette öne geçmek için türlü türlü provokasyon, iftira ve yalana sarılan Kemal Beyin akıl almaz çıkışları kamuoyu tarafından günbegün merakla takip ediliyor.
Neyse ki aziz milletimiz böyle ucuz kahramanlıklara prim vermediği gibi böyle saçma sapan çağrılara da kulak asmıyor. Kılıçdaroğlu’nun “Elektrik faturası ödemeyeceğim” açıklamasının da diğer manipülasyonlarının da vatandaşın gözünde bir kıymeti harbiyesi yok.
Bütün meselenin Cumhurbaşkanı adayı olmak olduğunu herkes biliyor.