Mevcut ekonomik sistem, borç sistemi, her türlü bankacılık sistemi hayatın değişmez bir realitesiymiş. Temeli ne: Faiz.
Faize ucundan kıyısından bulaşanlar ile faiz içinde boğulanların hemen hemen hepsi ne diyor: Faiz bir dünya gerçeğidir.
Sen ne diyorsun beyim, sen Kime savaş açıyorsun? (Bakara 279) Ya ahiret gerçeği. Ya hesap günü gerçeği.
Bizim en büyük kayıplarımızdan birisi; Kur’ani bir hayat çerçevesinde iktisaden nasıl rahat yaşarız üzerine merak etmeme hastalığı…
Yok yok, Allah Kerim, bu konuda bir yerlerden fetva almaya çalışanlar var, beyimiz hassas ya, Emri sağından solundan büküp caiz hale getirmesini biliyor. İndirilmiş Dini, uydurulmuş din yaparım, yırtarım sanıyor. Sümme haşa Allah’ı kandırıyor beyimiz.
Ya Allah’ın Gerçeği?
Ekonomik hayatımda harama bulaşmadan nasıl yaşarım? sorusunu kendine sormayı gündeminden düşürdün be adam. Soran da cevabı ekseri şöyle veriyor: Mümkün değil. Niyediyorsun… Ev alacağım, araba alacağım, çocuğun ihtiyacı, eşimin ihtiyacı vs vs… param yok ya da az, yetmiyor… Faize bulaşmadan olmaz.
Haram diyorsun, Kiminle savaşa girdiğinin farkında mısın diyorsun, dünya gerçeği diyor. Yine söylüyorum, Ya Allah’ın gerçeği?
Siz hiç duydunuz mu, bir düşünün, adam sabah kalktı, oh hava güzel, kuşlar, böcekler, ne yapsam-ne yapsam… bankayagideyim de bir kredi çekeyim. Böyle ruh hastaları var mıdır, bilmiyorum. Ama herkesin bir derdi var kabul. Eee… sonra… git bankaya, tamam da faiz… dünya gerçeği…
Acı olan ne biliyor musunuz? Bir müslüman, bir müslümandan borç isteyemiyor. Adam gidiyor gücü olan arkadaşına, yetiş diyor, sıkıntım var. Git bankadan al. Faiz?Ne yapalım, dünya gerçeği.
Kur’an’da en az 5 yerde geçiyor diye bildiğim bir değerimiz vardı bizim, hatta kurumumuz diyelim: Karz-ı Hasen. Bu memlekette 82 milyon nüfus mu var? Çıkın sokağa sorun.Karz-ı Hasen? 82 bin kişisi bilir mi acaba?
Bu iğrenç faiz sistemi ve belası, bizim en önemli değerlerimizden birini aldı götürdü, sildi süpürdü. Kardeşine yönelik Allah’a Verdiğin Borç. Gücün varsa, sıkışan, dara düşen, kapına gelen kardeşini sahiplenip, karşılıksız Allah adına borç vermen, Allah rızası için, tüm iyi niyetinle, halis niyetle borç vermen Karz-ı Hasen.
Bakın borç diyorum, hibe demiyorum; faizsiz, karşılıksız, karşılığında şunu yaparsan veririm diye değil, 3 veririm 5 alırım diye değil, tl verdim, altın alırım diye değil… Paramın değeri ne olacak, ama ben zarar ederim, benim param altında, dövizde yatıyor demeden, kardeşinin daralan nefesini açmak için… Ama Allah rızası için… Allah’a Borç Vereceksin.
Hee, bir basamak yukarı çıkarsın, alacağını ötelersin, bir basamak daha çıkarsın borcu silersin, zekat verirsin, tasaddukedersin, infak edersin o başka…
Şunu da unutma, tümevarım mantığı ile söylüyorum, çok uzaklara değil coğrafyana bak. Bir gün gelir arkadaş, tırnaklarımla kazıyarak kazandım, ben kazandım, hepsi benim dediğin servetin var ya… İşte onların hepsini vermek zorunda kalırsın da ne kendini, ne aileni, ne milletini, ne de ümmetini kurtaramazsın. Bir ben ile mi dünya batar deme, senin gibilerin sayısı daha da artarsa…
Allah Korusun.