Dünya, tahmin ettiğimizden çok daha hızlı dönüyor bu aralar. Hızlı olan, öngörüsü yüksek olan bu karşı konulmaz değişime ancak yetişebiliyor. Büyük balık, küçük balığı yutmuyor artık; yutamıyor da... Çevik olan mini mini balıklar aldı başını gidiyor. Teknolojik yenilik olarak tanımlanan inovasyon küçük işletmelerde daha kolay gerçekleşiyor. Hele ki başında bir kadın varsa…
Kim ne derse desin, yuvayı dişi kuş yapıyor. Bir işletmeyi de bir kadın yuva haline getirebiliyor. Kendinizi evinizde gibi hissettiğiniz, çalışma arkadaşlarınızı aileniz gibi gördüğünüz ve işinizi sevdiğiniz zaman işte o koca koca binalar, dört duvarlar işliyor, pas tutmuyor.
Kadının başarısı tarihten günümüze konuşulan, bugün ise konuşmanın ötesinde desteklenen, hatta önceliklendirilen bir konu. Gerek kurumlar tarafından gerekse halk tarafından kadın girişimcilere verilen destek artık çok daha fazla.
El işinden tamirata kadar kadının yapamayacağı, yaptığında farkını ortaya koyamayacağı hiçbir iş yok. Teknolojinin ilerlemesi ve internet kullanımının artması eskiden "kadın yapamaz" dediğimiz işleri de kadınların kolaylıkla yapabilmesini sağlıyor. Örneğin matkap ile evinin duvarını delen bir kadın neden bir usta olamasın?
Küreselleşme kelimesi küre yani dünya kelimesinden türemiş ve dünyaya açılmak olarak açıklanabilir. Bugünün dünyasında küreselleşme küçük girişimciler için de sınırların kalmadığını ve onların da kolaylıkla dünyaya açılabildiklerini ifade ediyor. Bu yüzden “Ben yapamam.” diyen her kadının küçük de olsa bir iş yapabileceğini idrak etmesinin zamanı geldi! İşte, bu adımı atan her kadına "girişimci" diyoruz.
Bugün ülkemizde tüm kaynaklarda girişimcilik türleri arasında başlı başına bir girişimcilik türü olan “Kadın Girişimciliği” gelecek vadediyor. Bir insanın kendi kazandığı parayla aldığı ekmekten daha değerli bir şey yok şu hayatta. Gerçi bu sıralar ekmeği biz yapar olduk; o zaman kendi aldığı unu diyelim.
Herkesin kendi parasını kazanabileceği, evinden kilometrelerce öteye açılabileceği bir dünyada yaşıyoruz. Sizin kıymet vermediğiniz, kendinizi yeterli görmediğiniz bir alanda başkaları sizi ayakta alkışlayabilir. Örneğin siz iğne oyası yapıyorsunuzdur; ama biz iğne bile tutmayı bilmiyorsak size hayran kalırız ve eserlerinize servet ödeyebiliriz.
Bakış açınızı biraz değiştirdiğimi düşünüyorum artık. Benim, yanınızda olduğumu hissettiniz değil mi? İşte sizin yanınızda olduğunu düşündüğünüz insanlarla sürekli görüşün ki sizi motive etsinler. Bize bu girişimlerimizde destek verecek, sırtımızı sıvazlayacak dostlar lazım.
Akıllarda kalan, huyu suyuyla, yaptıklarıyla diğerlerinden ayrılan, herkes tarafından birkaç kelimeyle tanımlanan her insan bir markadır aslında. Ses tonunuzla, bakışınızla, sık kullandığınız kelimelerle tanınırsınız, hatırlanırsınız.
Yaptığınız şeylerde bile dikkat çekici, ayırt edici detaylar vardır. Annem pilavı kavurduktan sonra tereyağını atardı, güzel koksun, diye deriz ya hani işte böyle minik nüanslar.
Tek başına yürütülemeyen işlerde bir ekip kurmanız gerekecek. Bu ekibi sizi mutlu edebilecek insanlardan seçmelisiniz. Girişimcilik aynı zamanda bu ekibi ve işleri çok iyi yönetmeyi gerektiriyor.
Girişimcilik her gün en az bir sayfa bir şeyler okumayı da gerektiriyor. Kendinizi geliştirmeniz, girişimci ruhunuzu bir ömür yaşatmanızı sağlar. Bu nedenle o ruha sahip çıkmak için okuyun, hatta her gün bir önceki günden daha fazla okuyun. Yarışınız daima kendinizle olsun.
Kendinizi geliştirmek için ücretsiz eğitimlerle başlayabilir, bunlardan edindiğiniz birikimle sizin için en faydalı olacağına inandığınız ücretli eğitimlerle de kariyerinizi taçlandırabilirsiniz. Size bir şeyler katacağını düşündüğünüz insanlarla yarım saatlik sohbet bile eğitimdir aslında. Bu nedenle her anınıza kıymet verin ve öğrenmekten asla vazgeçmeyin.
Şimdi pencereyi açıp derin bir nefes alma zamanı. Meğer ne kadar şükredecek şeyimiz varmış değil mi? Akıl varsa kullanın, çene varsa konuşun, kalem varsa yazın. Elleriniz nasır da tutsa, yüzünüz de kırışsa varsın emekten olsun. Başarı sadece vazgeçemeyenler içindir. Başlayın ve tüm engellere rağmen vazgeçmeyin!
Sevgiler,