Küresel Dünya Geçici Olarak Servis Dışı

Ümmügülsüm Tat

Herkes bir yerlerde bir şeylerin planını yaparken göklerden bir ses ‘Durun!’ dedi. İnşallah bu durun ihtarını anlar ve ona göre hayatımızı bireysel, kamusal, ulusal ve küresel ölçekte yeniden düzenleriz. Zira koronavirüs bizlere tarihi bir ders veriyor.

Koronavirüs... Önce Çin’de ortaya çıktı, yarasa çorbası diye bir şeyin varlığını bu virüsle öğrendik. Sokağa çıkma yasağı, kapıların bantlanması, tıbbi malzeme ve ölüm gibi anahtar kelimeler arama motorlarında, web sitelerinin haber başlıklarında dolaşıp durdu. Dünya baharın gelmesini bekledi. Bahar gelirse virüs geçebilirdi yani biz buna inanıyorduk en azından. Fakat daha sonra virüs yayılmaya başladı. Kapımızın önüne kadar geldi. Çin’de yaşanırken biyolojik silah konseptinden baktığımız virüse bugün dert olarak bakıyoruz. Evdeyiz. Küresel dünyadan evlerimize kaçtık. Bir anda oldu her şey. Okullar kapandı, iş yerleri kapandı ve herkes kendi OHAL’ini ilan etti. Hepsi birkaç günde oldu. Biz evimize geçerken dünya da yerinde durmadı. Büyük ölçekte baktığımızda dünyanın Koronavirüs günlüğünde çok farklı olayların birbirini takip ettiğini görüyoruz.

ABD ARTIK SÜPER GÜÇ DEĞİL

İtalyan basını OHAL uygulamasının yapılacağını ‘Sızdırdı’ ve bu durum insanların karantinaya alınacak şehirlerden hızla diğer şehirlere gitmesine yol açtı. Sonuçta virüs yayıldı ve bugün İtalyanlar ölüleri, çöken sağlık sitemini konuşuyor maalesef. Uzmanlar ekranlarda Çin merkezli küreselleşmeyi, Çin ekonominsin çöküşünü, başarısız devletlerin sayısını, derinleşen güç rekabetini, artan milliyetçiliği aynı cümle içinde kullanıyor. Onların da kafası karışık. Bilinen tek şey dünyanın süper gücü ABD artık süper güç değil ve batıdan doğuya doğru kaymakta olan güç dengesi hızlanmış. Şirketler ve toplumların ekonomik izolasyonla nasıl mücadele edeceği belirsiz. Belki de küreselleşmenin sonu geliyor.

AVRUPA’DA EZAN SESLERİ

Dünya Müslüman Alimler Birliği online Cuma, online Hac uygulamalarına fetva vermedi. Virüs öncesinde de bu konular tartışmaya açılıyordu. Şimdilik konu kapandı. İlerleyen zamanda bakalım neler olacak. Yurt dışında hayatını kaybeden Müslümanlar, Müslüman mezarlığı tartışmalarını beraberinde getiriyor. İngiltere’de meclis hükümete ölüleri yakma yetkisini verdi. Kısa bir süre sonra Prens Charles ve Başbakan Boris Johnson koronavirüse yakalandı. Bir yandan da İslamofobi kabusunu gören Avrupa camilerden ezan okunmasına müsaade etti. Amaç Müslüman toplumun motivasyonunun yükselmesi.

Bakalım ezan okunan bölgelerde neler değişecek? Avrupa Birliği, salgın karşısında birlik olamadı. Daha doğrusu AB’nin çıkarları ülkelerin çıkarlarıyla çakıştı. Dünya Sağlık Örgütü, AB’yi virüsün merkez üssü ilan etmişti fakat AB tedbirler konusunda geç kaldı. Pek çok ülke AB’nin tedbirsizliğinin faturasını ödüyor. AB ülkeleri de yatırım yapmadıkları sağlık sisteminin bedelini. Fransa virüs nedeniyle Irak’tan çekilme kararını aldı. Sınır ötesi operasyonlar virüsten etkileneceğe benziyor.

YAMYAMLAŞAN DEVLETLER

Diplomasi ve uluslararası ilişkilerde de durum farklı değil. Almanya’nın sipariş ettiği 6 milyon adet maske Kenya havalimanında kayboldu. Yunanistan’a gönderilecek 2 bin adet solunum cihazına İtalya el koydu. Çin’in İtalya’ya gönderdiği sağlık malzemelerine Almanya el koydu. Bakalım Korona süreci refleksleri gelecek için nelerin alt yapısını hazırlıyor? G-20 başta olmak üzere birçok zirve interaktif yapıyor. Trump’ın medyayla kavgası devam ediyor. ABD ilk kez dünya doktorlarına ABD’de çalışma teklifinde bulunuyor. Birleşmiş Milletler önce gelişmiş ülkeler Korona krizini atlatmasını sonra gelişmekte olanlar yardım etsin diyerek eski hegemonyalarının çöküşünün farkına varamamış konuşmalar yapıyor. Oysa dünya artık eski dünya değil. Dünya Ticaret Örgütü ekonomik ve istihdam konusunda dünya ülkelerini uyardı. BM Genel Sekreteri savaş ekonomisine geçilebileceğini ifade etti. İngiltere başta olmak üzere birçok ülkede tarım işçileri gündeme geldi. Tüm bunlar yaşanırken, Türkiye’nin internet alışverişinde puzzle, kitap, vitamin gibi ürünler birinci sırada yer alıyor. Koronavirüs, sosyal medya ve şehirli orta sınıf tartışmaları üçgeninde pek çok tartışma sonradan gündemimize girecektir. Bekliyoruz.

ŞÜKREDİYORUZ

Ve ölümler… Ölümler bir acı, kayıp, telaş ya da korku öznesi değil artık. Ölümler yalnızca devletlerin resmi kaynakları tarafından açıklana bir rakam. Dünyadaki duruma bakılınca Türkiye’de doğup bu ülkenin vatandaşı olduğumuz için şükrediyoruz. Ekranlarda bakterilerin ve virüslerin yüzeyde kalma süresini tartışan gazetecileri saymazsak her şey kontrollü gidiyor. Biz de böyle olması için dua ediyoruz. Ölenlere Allah rahmet eylesin. Tüm hastalara şifa versin Rabbim. Camilerden okunan ezanlar ve yapılan dualar şu an virüs nedeniyle camiler kapalı olsa bile ‘Yeryüzü Müslümana mescittir’ ifadesini hatırlatıyor. Sekülerler ilerde bu durumu bol bol eleştirir, şimdilik virüsün geçmesini bekliyorlar. Duaya onların da ihtiyacı var çünkü.

BİZE DERS VERİYOR

Tüm bunların sonunda küresel sistemde neler olacak hepimiz merak ediyoruz. Yani şehirlerde neler değişecek? Dünya siyasetinde neler olacak? İngiltere eski İngiltere olacak mı? ABD, Newyork artık temiz deyip play tuşuna basınca insanlar koşarak evlerinden towerlara koşacak mı? Tüm bunları şu an yalnızca merak ediyoruz. Tüm liderler evlerinde, insanlar evlerinde. Peki şimdi kim yürütecek işleri? Kim koşacak bitmeyen toplantılara? Bir dakika beklemeyen işleri kim tamamlayacak? Üzgünüz. Küresel dünya geçici olarak servis dışı. Herkes bir yerlerde bir şeylerin planını yaparken göklerden bir ses ‘Durun!’ dedi. İnşallah bu durun ihtarını anlar ve ona göre hayatımızı bireysel, kamusal, ulusal ve küresel ölçekte yeniden düzenleriz. Zira Koronavirüs bizlere tarihi bir ders veriyor. Tövbeyle günahlarından arınan ve sağlığını koruyan kullardan olmak ise en büyük duamız. Nefes ne kadar kıymetliymiş değil mi?