KATİL NETANYAHU YAKALANACAK MI?

UMUT ÖZKAN

       

       Soykırımcı İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda 16 bin 480’i çocuk, 10 bin 980’i kadın olmak üzere toplam 40 bin 265 Filistinli hayatını kaybederken 93 bin 144 kişi ise yaralandı.

Gerçekleştirdiği katliamların yanı sıra göçü de bir işkence aracı olarak kullanan İsrail, Han Yunus'un bazı bölgelerinde yaşayan Filistinlileri 13 kez göç etmeye zorladı. Hedef gözetmeksizin yaptığı saldırılar sonucunda Gazze nüfusunun yaklaşık yüzde 90'ını yerinden eden İsrail, Filistinlilerin Gazze Şeridi'nin sadece yüzde onu kadar bir alana sıkışmasına neden oldu.

         İsrail katliamlarına hız kesmeden devam ederken başta ABD, İngiltere ve Almanya olmak üzere batılı devletler hiçbir utanma belirtisi göstermeden İsrail’e olan desteklerini sürdürmekte. Son olarak Gazze'de işlenen katliamların baş sorumlusu konumunda bulunan İsrail Başbakanı Netanyahu'nun ABD Kongresi'nde yaptığı yalan ve iftiralarla dolu konuşma senatörler tarafından tam 57 kez ayakta alkışlanmıştı. Başrolünü Netanyahu’nun figüranlıklarını da ABD’li senatörlerin oynadığı tiyatro, ABD’nin utanç günü olarak tarih sahnesindeki yerini aldı.

Aradığı moral ve desteği ABD’de bulan Katil Netanyahu’ya kötü haber Uluslararası Ceza Mahkemesinden geldi. Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı Karim Khan, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında "insanlığa karşı suç işlemeleri ve savaş suçlusu oldukları" gerekçesiyle "yakalama kararı" alınması talebinde bulundu.

         Başsavcı Han tarafından Netanyahu ve Gallant'a yöneltilen diğer suçlar arasında ise "kasten öldürme", "savaş suçu olarak cinayet", "savaş suçu olarak sivil nüfusa karşı kasıtlı saldırılar düzenlemek", "açlıktan kaynaklanan ölümler de dahil olmak üzere insanlığa karşı suç olarak imha ve cinayet", "insanlığa karşı suç olarak zulüm" ve "insanlığa karşı suç olarak diğer insanlık dışı eylemler" olduğu belirtilmekte.

Uluslararası Ceza Mahkemesinde görülmekte olan bir davada ilk defa açlığın "savaş yöntemi" olarak kullandığını vurgulayan Başsavcı Han, "Açlıktan bir deri bir kemik kalmış çocukların resimlerini görüyoruz. Açlığın Netanyahu ve Gallant tarafından bir savaş yöntemi olarak kullanıldığı suçlamasını desteklemek için adli olarak analiz edilmiş çeşitli kanıtlarımız var. 2024 yılında, UCM yargıçlarına yakalama emri çıkarılması için bu tür bir suçun delillerini sunmak zorunda kalmamız korkunç bir durum." şeklindeki açıklaması bile yaşanan vahşetin vahametini gözler önüne sermekte.

     Gazze halkının toplu olarak cezalandırılması ve Netanyahu ile Gallant tarafından Filistinlilere yönelik nefret söylemlerinin söz konusu soruşturmada dikkate alındığını belirten Başsavcı Han, yürütmekte olduğu bu soruşturma dosyası nedeni ile bir grup ABD'li Cumhuriyetçi senatör’ün tehditlerine maruz kaldı.

ABD'li senatörler, Başsavcı Han’ı İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve diğer İsrailli yetkililere yönelik yakalama kararı çıkarmaması konusunda uyararak aksi bir durumda "ağır yaptırımlarla" karşılaşacağı şeklindeki tehditleri dünya üzerinde yaşanan haydutluğun geldiği son noktayı göstermektedir.

     Başsavcı Han’ın ‘‘yakalama kararı’’ talebi kabul görür mü, katil Netanyahu ile Gallant yakalanıp yaşanan katliamların hesabını verirler mi bilinmez. Ama şunu söylemek gerek Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı Karim Khan’ın adalet arayışındaki sarsılmaz duruşu hepimiz için çok önemli. Bu duruşun tüm insanlığa örnek olması dileğiyle.