Futbol tarihinin en maliyetli (229 milyar dolar) Dünya Kupası organizasyonuna hazırlanan Katar, Batı’nın LGBT dayatmalarına karşı direnmeye çalışıyor. 21 Kasım-18 Aralık arasında düzenlenecek futbol şölenine ev sahipliği yapacak Orta Doğu ülkesi, Arap dünyasındaki ilk Dünya Kupası için masraftan kaçınmadı ve ülkenin kalıcı bir mirasa sahip olacağına söz verdi. FIFA Başkanı Gianni Infantino, en az bir milyon yabancı taraftar çekmesi beklenen 2022 Dünya Kupası’nın ‘gelmiş geçmiş en iyi turnuva’ olacağını söyledi. Turnuva ile ilgili sorumluklarını eksiksiz yerine getiren Katar yönetimi, organizasyonla ilgili ülke hukukuna riayet edilmesi gerektiğini belirterek, turnuva esnasında LGBT propagandasına mahal verecek eylemlere müsamaha göstermeyeceklerini, ancak LGBT’lilerin turnuvaya gelebileceğini duyurdu. Turnuvanın güvenliğini denetleyen Tümgeneral Abdulaziz Abdullah Al Ansari, Dünya Kupası’nda 28 gün için inançlarını değiştiremeyeceklerini söyledi. Katar’ın ılımlı yaklaşıma karşın ülke içinde kalıcı olarak meşruiyet kazanmak isteyen LGBT lobisi, sosyal medyada Katar’a karalama kampanyaları düzenlerken, destekçi ülkelerdeki siyasetçiler ve ünlü simalar “insan hakları kılıfıyla” birbirinden skandal hamle ve açıklamalarda bulundu.
LGBT kuşatmasına karşı tepki gösteren Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad al-Thani, “Katar, hiçbir ev sahibi ülkenin karşılaşmadığı eşi görülmemiş bir kampanyaya maruz kaldı” serzenişinde bulundu. Öncesinde, avukatlığına soyundukları LGBT propagandasını umursamadan Doha yönetimi ile milyarlarca dolarlık ticari anlaşmalar yapan Avrupa ülkeleri, Dünya Kupası ile birlikte Katar’ı kötü adam ilan ederek ikiyüzlü politikalarına bir yenisini daha eklemiş oldu.
İFTİRA KAMPANYASI
LGBT karşıtı duruşu nedeniyle Batı medyası da “Çamur at izi kalsın” mantığıyla Katar’a yönelik asparagas haberlere imza attı. Birdenbire Katar’daki göçmen işçilerin sesi olmaya karar veren çok sayıda Batı merkezli medya organı, “İnsan hakları ihlal ediliyor” sloganı ile LGBT kampanyasına meşrutiyet zemini aradı. İngiliz Guardian gazetesi Şubat 2021 tarihli haberinde, Katar’ın, Hindistan, Pakistan, Nepal, Bangladeş ve Sri Lanka’dan gelen 6500 göçmen işçinin öldüğünü yazdı. Dezenformasyon uzmanı Mark Owen Jones, yaptığı analizde, gazetenin paylaştığı verilerin 10 yıllık bir süreyi kapsadığını belirterek Guardian’ın haberinin aldatıcı olduğunu ortaya çıkardı. Guardian, ilk olarak “Katar Dünya Kupası’na hazırlanırken 6 bin 500 işçi öldü” başlığıyla servis ettiği haberde, ölümlerin organizasyonla ilintili olduğunu ve kısa zamanda gerçekleştiğini ima etti. Daha sonra manşeti değiştiren Guardian, ölümlerin 10 yıllık bir süreyi kapsadığını belirtti. Çalışmada, haberin içeriğinden ziyade, ilk başlığı kaynak göstererek eleştirilerde bulunan siyasetçiler, gazeteciler ve popüler sosyal medya kullanıcıları da paylaşıldı. ABD menşeli Time dergisi de Kasım ayının ilk haftasında yayımladığı sayının kapağında, “Katar’daki insan hakları ihlalleri ve işçi ölümleri” iftirasına yer verdi. Binlerce göçmenin aşırı sıcaklar nedeniyle öldüğü yalanını dillendiren dergi, işçilerin içme suyu bulamadığını, kıyafetlerinin de çalışma şartlarına uygun olmadığını iddia etti. Söz konusu çalışmayı organizasyona günler kala yayımlanması da dikkat çekti. Son olarak İsviçre haber sitesi SRF, “Katar casus ağıyla FİFA’yı kontrol etti” haberi ile, iftirada boyut atladı. Site, Katar’ın dünya çapında etkili bir casusluk ağına sahip olduğunu ve bu ağ vasıtasıyla organizasyonda ev sahipliği rolünü kaptığını savundu.