Kararsızlıklar Ülkesine Yolculuk

Emine Kibar

Başımıza bir musibet geldiği zaman süreci algılamamız, kabul etmemiz bir hayli zaman alıyor. Benzer sorunlar karşısında benzer tepkiler gösteriyor gibi görünsek de her birimizin zorluklarla baş etme kabiliyeti çok farklı. Birlik olma, paylaşma, hissetme ve yardım etme gibi duygular ve ihtiyaçlar birbirimize yakınlaşmamızı ve beraber bir sorunun üstesinden gelme çabamızı anlamlı kılıyor.

DEĞİŞİMDEN KORKUYORUZ

Değişim ülkesine ayak basmak insanoğlunun en çok korktuğu şey. Değişmezlik için o kadar efor sarf ediyoruz ki hayatlarımızda. Sınırlarımız çok net bir şekilde belli. Bu sınırları aşmak uzun yıllar istiyor. Yeni kararlar alırken yaşadığımız telaş hep bu yüzden. Yeni bir işe başlarken, evlenirken, çocuk sahibi olurken karşılaşacağımız yeni düzen bizi ürkütüyor. Belirsizlikler ülkesinin kapısı aralanıyor ve önceden yaşamadığımız deneyimlere merhaba diyoruz. Belirsizlikler ülkesi, Değişim Ülkesi ve Kararsızlıklar ülkesi aynı coğrafyanın iki çizgiyle ayrılmış toprak parçaları.

BELİRSİZLİKLER YERİNİ DEĞİŞİME BIRAKIYOR

Belirsizlikler ülkesine giriş yaptıktan sonra zamanla kesinlik kazanan yeni olgular yerini değişime bırakıyor. Değişim ülkesine giriş vizesi çıktıktan sonra işler kolaylaşıyor. Vuku bulan tüm yeni olaylara karşı farkındalığımız artıyor. İdrak etme ve kabullenme çabamız artıyor. Artık tanıdık, bildik gelen yeni kavramlar hayatımızda yerini alıyor. Zamanla alışıyoruz. Ancak hala geriye dönüş biletimizi elimizde sıkı sıkı tutuyoruz. O yüzden o sınırlarda hareketlilik hep var. O sınırdan bu sınıra akış her daim mümkün.

KARARSIZLIKLAR ÜLKESİNE

GİRİŞ Değişim ülkesinde her ne kadar nefes almış olsak da geriye dönme arzumuz hep var. İçimizde büyük bir inanç var her şeyin yine eskisi gibi olacağına dair. Bu inanç bizim yarına dair yeni kararlar alma mekanizmamızı da sekteye uğratıyor. Dünü biliyoruz, bugünü yaşıyoruz ancak yarına dair öngöremediklerimiz var. Birçok belirsizlik. Yeni kararlar almaya niyetlendiğimizde belirsizlik olarak nitelendirdiğimiz her şey ümitsizlik ile kararsızlığa evriliyor. Bir adım ileri, bir adım geri atıp olduğumuz yerde sabit kalıyoruz. Yeni şartların getirdiği mevcut durumla yeni bir gelecek inşa etme fikri pek cazip gelmiyor.

DEĞİŞİM HEP VAR

En nihayetinde değişim dediğimiz şey dünyanın dönmesi gibi her zaman olan ama çok hızlı gerçekleştiği için idrak edemediğimiz bir durum. Şöyle durup gökyüzüne baktığımızda dünyanın döndüğünü kavrayabiliriz. Değişim aynı dünyanın dönmesi gibi sadece durduğumuz da fark edebildiğimiz bir hal. Hayat akıp giderken zorlu, sancılı birçok evreden geçiyoruz. O süreçte bu zorluklar içinde değiştiğimizi ve çevremizde olan biten değişiklikleri fark edemiyoruz. Ancak geçmişe baktığımızda nerden nereye geldiğimizi çok daha net görüyoruz. İnsanoğlu her şartta yeniden başlama gücünü içinde her daim barındırıyor. İnsan yola çıkmaya niyet etti mi bir kere yolculuğu başlıyor. Şartlar ne olursa olsun yaşamak için, mücadele için yeni kararlar almak, yola çıkmak gerek. Sınırları aşmak düne, bugüne bakıp geleceğe kucak açmak gerek. Çünkü henüz bilmediğimiz geleceğin, dünden daha iyi olup olmadığını yaşamadan tecrübe edemeyiz. Öğrenmenin tek yolu ise değişime müsaade edip yola koyulmaktır.