Eğitim öğretim dönemi açılmak üzereyken hepimizin aklında ‘Acaba bu sene örgün eğitime geçebilecek miyiz?’ sorusu. Çocuk sahibi olsun olmasın ucundan kıyısından herkesi etkiliyor eğitimin örgün olup olmama durumu. Uzaktan eğitim bütünüyle eğitim sistemine entegre olabilecek bir sistem değil. Biz eğitim de katılım olsun, farklı materyaller ile farklı mekânlarda çocuklarımızın sınırlarını genişletelim derdindeyken birdenbire ‘uzun dörtgen’lerin içinde buluverdik kendimizi. Ailelerin sadece ekonomik kaynakları değil akademik ve psikolojik yeterliliği de uzaktan eğitiminin kalitesini belirledi. Anneler her şey oldu bir anda. Öğretmen, çalışan ve anne. İlköğretim öğrencileri için bu süreç daha da zorlayıcı oldu muhtemelen. Daha okul nedir bilmeden sanal sınıfları öğrendiler. Çocuklar sadece belirli saatler de dışarı çıkabildi. Arkadaşların/kardeşlerin saatleri birbirine uymadı bazen. Evlere, ekranlara sığdırılmaya çalıştırılan çocukluk, pencere kenarlarında dışarıyı izleyerek geçti. Hele de evde sağlık problemi olan yetişkinler varsa çocuklar yalnızlığa mahkûm oldu. Derken yaklaşık iki sene geçti gitti. Koşamadığın, sınıfta tahtasına isminin yazılmadığı, zil sesini duymadığın koca iki sene.
Ishiguro 2017 Nobel edebiyat ödülünü aldıktan sonra çıkardığı ilk kitap ‘Klara ve Güneş’. Beni Asla Bırakma ile klonlanmış insanlara duymamızı sağladığı empatiyi bu sefer robotlara duymamızı sağlıyor. Bundan uzun yıllar önce kaybettiğimiz naifliği, duygusallığı yanımıza alıp geleceğe bakıyoruz Ishiguro ile. Bir robotun insan yeteneklerini kazanabilme ihtimalini çoğu zaman tahayyül edemez kesin bir dille ‘bir robot asla bir insan gibi olamaz’ deriz. Ishiguro ise insanın psikolojik gelişimini bir yazılım ile yazmışçasına bir robotun gözünden insanın duygu ve düşünce dünyasını öyle bir çözümlemeye gidiyor ki ‘Evet bir robot hiçbir zaman bir insan gibi hissedemez ama insan gibi hissetmeyi ve düşünmeyi öğrenebilir’ diyorsunuz. Robotların ruhu var mı sorusuna evet cevabını verecek kıvama geliyorsunuz. İnsanların mimiklerinden, davranışlarından, ses tonlarından, duruşlarından çıkarsamalar yapıp neyi ne zaman yaptığını ilişkilendirip kendi davranış şekillerini belirleyen ve hatta neye sevinip, neye üzülmeyeceğini öğrenip ona göre kendi duygu dünyasını şekillendiren B12 model robotlardan söz ediyor Ishiguro. Genetik olarak bir operasyonla yükseltilmiş çocukların evde uzaktan eğitim sürecine devam ederken onlara arkadaşlık edip derslerine yardım edecek yapay zekâ arkadaşlara ‘YA’ deniliyor. Gün içinde en çok zaman geçirdiği kişi YA’sı oluyor çocukların. Çocukların sosyalleşmesi için ‘etkileşim toplantıları’ düzenleniyor yani kendi gibi insan arkadaşlarının katıldığı. Hayatta başarılı olabilmek için insanlarla iletişim kurabilmenin çok önemli olduğu vurgulanıyor. Evlere kapanmış bu çocuklar için bu toplantılar son derece önemli. Ayrıca tüm insanların ihtiyaç duyduğu inanma iç güdüsü bizim Klara’da da var. İlkel bir biçim de Güneş’in kendi tanrısı olduğunu keşfediyor ve ona dualar ediyor. Ve bunun dua olduğunu bile fark etmeden. Kitapta anlatılacak, üzerine konuşulacak çok mevzu var. Ancak Klara ile tanışınca yazıma onunla devam etmek istedim. Sanırım uzaktan eğitim çıkmazında köşeye sıkıştığımız bugünler de bizi Klara’lar kurtaracak!
Ders saatlerinde çocuğun başında durup onu takip edecek, atladığı konuların üstünden geçecek, sorduğu sorulara doğru cevaplar verebilecek gerçek bir Yapay Arkadaş. Düşünsenize acil bir toplantıya girmek istediniz ilkokul birinci sınıf çocuğunuzun ise online dersi var ve siz olmadan derse katılmak istemiyor. Ama Klara ile katılabilir. Küçük kardeşin acil hastaneye gitmesi gerekti. Abla Klara ile kalabilir. Çocuğunuz sürekli sizinle oyun oynamak istiyor ve sıkıldığından bahsediyor. Klara ile sıkılmaz. Pandemi döneminde Covid-19 virüsü taşıyıcılığı olmayan bir arkadaş mı arıyorsunuz? Klara tam size göre. Hem de sizin belirlediğiniz hijyen koşullarının dışına çıkmadığı gibi çocuğunuzun da çıkmaması için elinden geleni yapar. Kötü alışkanlıkları yoktur ve ahlaklı bir arkadaştır. Hem görgü kurallarını öğretir hem de iyi bir insan olmayı. Bizim ayıramadığımız/ya da ayırmak istemediğimiz tüm zamanları Klara sizin için çocuğunuza ayırır. Ve miadı dolduğu zaman onu tekrar aldığınız yere gönderip bir üst modelini alabilirsiniz.
Bunlar distopik kurgular canım, o günler gelene kadar demeyin efendim o günler geldi. Teknoloji hızla ilerliyor. Yakın gelecek de çocuklarımıza YA almak için uzun kuyruklara gireceğiz YA Store’larda.