Grip Ve Domuz Gribi

Dr. Mehmet SILAY

Daha çok sonbahar ve kış aylarında yani hava sıcaklığının değişmeye başladığı mevsimlerde genelde soğuk algınlığıyla karıştırılan griple yeniden tanışırız. Ayrıca yorgunluk, gerginlik-stres ve kötü beslenme gribe davetiye çıkarır. Hava şartlarının ani değişmelerinde insan vücudu ısı değişikliğine uyum sağlayamaz. Vücut direnci de kırılınca grip virüsü kolayca yerleşir. Halk arasında grip, basit bir rahatsızlık olarak kabul edilir.

HAFİF ATLATMAK MÜMKÜN

Gribin etkeni ‘Hemofilus İnfluenza’ adlı virüstür. Genelde solunum yoluyla yayılan bir viral enfeksiyon hastalığıdır. Dokunmakla-temasla da bulaşabilir. Damlacık enfeksiyonuyla aksırma ve öksürmeyle bulaşır. Eğer solunum sistemi yüzey hücrelerinde yeterli antikor yoksa iki günlük kuluçka döneminden sonra enfeksiyon vücuda yayılır. Belirtileri: Halsizlik, ateş, öksürük, boğazda yanma, üşüme, titreme ve burun akıntısından ibarettir. Dostlar karşılaştıklarında “Aman ha ben gribim” derler ve biraz uzak dururlar. Tokalaşmaz ve öpüşmezlerse bulaştırma ve yayılmayı engellemiş olurlar. Fakat basite alınan gribin faturası bazen kabarık olabilir. Menenjit, ansefalit, rinit, otit, bronşit, perikardit ve pnömoni gibi sekonder-ikincil hastalıklara yol açabilir. Kalp-akciğer hastalığı olanlar, diyabetliler, yaşlılar ve çocuklar gribe karşı risk taşırlar. Tedavi için önce yatak istirahati, stresten uzak, bol sıvı takviyesi ve C vitamininden zengin bir diyetle gribi hafif atlatmak mümkün olur.

HANGİSİ TEHLİKELİ?

Ellerini yıkayarak hijyene uyanlar gripten korunabilirler. Bir grup insan için aşı yapılması belki de gereken son tedbirdir. Dünya Sağlık Örgütü her yıl gripten yarım milyon insanın öldüğünü belgeliyor. Gripten ölüm oranı binde birdir. Domuz gribinden ise on binde iki. Dört işlem bilenlere soruyoruz; Hangisi daha tehlikeli? Gelelim domuz gribine… Grip virütik bir hastalıktır. Virüsün DNA’sı değişince yeniden insanı hasta eder. Grip endemik bir rahatsızlıktır. Mevsim ve bölgeyle sınırlıdır. Ancak yüzyılda bir aynı anda birçok ülkede bir görülebilir. Buna ‘Pandemi’ diyoruz. Domuz gribi virüsü domuzda bulunur ve domuz çiftliğinde çalışanlara geçer. Ancak domuz gribi (H1N1), insan ve kuş gribiyle birleşiyor, mutasyona- değişime uğrayıp insandan insana bulaşmaya başlıyor.

FARKINA VARAMAYABİLİRİZ

İnsan bazen farkına varamayacak hafiflikte domuz gribi geçirir. Ne ilaç kullanır ne de yorgan-döşek yatar. Ancak bağışıklık sistemi zayıf, vücut direnci düşük ve zeminde yıpratıcı bir hastalığı olanlar arasında exitus-ölüm vakaları oluyor. Çoğunlukla, yaşlı, kalp yetmezliği, KOAH-Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı olanlar, üremi ve diyabetliler arasında mortalite oranı yüksektir. Hemen her kış geçirdiğimiz İnfluenza gribinden ölüm oranı Dünya Sağlık Teşkilatı’na göre binde birdir. Domuz gribinden ölüm oranı ise on binde ikidir. Sağlık ve Milli Eğitim Bakanı birlikte “Panik yapmayın, telaşa kapılmayın” açıklamasını yapıyorlar. Fakat televizyon kanalları ve gazeteler, tam tersini yapıyor. Ama korkmayın önlem alın.

AŞI PAZARI

Bir de madalyonun tersine bakalım: Bu da aşı pazarı olsun. Aşı önleyici tedbirlerden biridir. Karantina da bir önleyici tedbirdir. Aşı pazarı ilaç teröristleri medya vasıtasıyla bu telaşı psikolojik savaşa dönüştürerek tahrik ediyor. Bugün, insan sağlığını milyarlarca dolarlık paraya tahvil eden bir pazar var. 2009 yılında büyük bir fırsat doğmuştur. ABD ilaç teröristleri hızla domuz gribi aşısı imal etme yarışındalar. Kışa girmeden her ülke sağlık bakanlıkları aracılığıyla siparişlerini verip ödeme anlaşmalarını yapıyor. İngiltere otuz milyon, Almanya elli milyon, Fransa doksan dört milyon, Türkiye de kırk üç milyon doz ısmarlandı. Bununla dünya çapında trilyon dolarlık bir pazar oluştu. Başta Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü olmak üzere viroloji merkezlerimiz var. Peki niçin kendi aşımızı kendimiz üretmiyoruz da Amerika’nın eline bakıyoruz? Paramızla rezil oluyoruz?

SABİT VİRÜS DEĞİL

Türkiye her aşıyı üretecek uzman ve teknolojiye sahiptir. Hayır, gelişmeler öyle hızlı ki; aşılar tüm dünyayla birlikte test edilmiş bile. Ön kontroller olumlu bulunmuş ve domuz gribi aşısı seksen bir ilimize doğru sevkiyata başlamış. Aşı, virulansı yani direnci azaltılmış virüsün veya bakterinin kendisidir. İnsanların hastalığı hafif geçirmesi ve vücutta antikor meydana getirmesi için yapılır. Ancak kısa zaman aralığında virüsün DNA’sı değişince insanı yeniden hasta edebilir. Domuz gribi virüsü durağan sabit bir virüs değildir. Her zaman yapısal değişiklik olabilir. Bir ay önce imal edilen aşının bugün domuz gribine hiç tesiri olmayabilir. Bir daha hatırlayalım, Dünya Sağlık Örgütü’ne göre normadel her kış geçirdiğimiz gripten dünyada 500 bin hasta ölüyor. 2009 yılında domuz gribinden ise mart ayından beri 4 bin 500 hasta öldü.

AŞININ KOMPLİKASYONU

Hijyene ve tıbbi temizliğe dikkat edelim. Son olarak Amerika’dan bir örnek verelim. 1976’da ABD’nin Chicago şehrinde görevli bir askeri garnizonda domuz gribi görülmüş, kısa zamanda salgına dönüşmüş. Gripten bir kişi ölmüş. Garnizonla birlikte bölge halkına zorunlu domuz gribi aşısı yapılmış. Bu sefer aşı komplikasyonundan 30 kişi ölmüş, yüzlerce insanda felç olmuş. Bunun üzerine aşı kampanyası, onuncu hafta durdurulmuş. Bu canlı bir örnekti. SARS virüsü Çin’e karşı biyolojik silah versiyonu olarak kullanılmıştır. Çin ekonomisini baltalayan SARS virüsü ABD’nin kıta Çin’ine bıraktığı bir biyolojik silahtı.

DEĞİŞECEK

Kırım Kongo Kanamalı Humması ile bizim Yozgat ve Çankırı’nın ne işi vardı? Kuş gribiyle ayağına sarı çizmeleri geçirip, mahallede tavuk kovalayan bir bakan düşünebiliyor musunuz? Köylünün tüneğini beş on sağlıklı tavuğunu yakarak itlaf ettiler. Kuş gribi virüsü gen değiştirdi. Domuz gribi virüsünün de değiştiğini göreceğiz. Grip sayısı ve virüs çeşitleri, değişerek-mutasyonla artar. Korunmak için etkin standart bir aşı bulmak mümkün değildir. Domuz gribi virüsü sabit bir virüs değildir. Her zaman yapısal değişiklik olabilir. Şu anda imal edilmekte olan aşının domuz gribine bir ay sonra hiç etkisi olmayabilir.