Gevriye Sultan

Ümmügülsüm Tat

Annelik ne bir kimlik, ne bir sınıf atlama yarışı... Annelik, kendi çocukların kadar etrafındaki çocuklara da bakma, büyütme, dünyaya meydan okuma savaşı.

Tanıştırayım, Gevriye Sultan. Annemin anneannesi. Bir ailenin tarihi. Göçü, bilmediğin bir şehirde hayat kurmayı, ölümü, ayrılığı yaşaya yaşaya, hayatın imtihanlarını atlaya atlaya doksan küsur yaşına kadar yaşayan kadın. Annem evlenirken, anneannesinin sandığını vermişler. Sandığın içinde çeyizleri; #yemeniler, #patikler, #örtüler... Bir de aile öyküleri. Eğer bir yerde güçlü kökleriniz olsun istiyorsanız hikâyelerinizi yani tarihinizi yani tüm sevdiklerinizi birbirine bağlayan yaşanmışlığın kaydını da tutmalısınız. Kayıt tutmak kolay mı? Aynı sahneye yeniden üzül, yeniden sevin, yeniden umutlan. İşte öyle yazmış annem hafızasına.

SANDIKTAN ÇIKAN HİKAYELER

Ne zaman o sandık açılsa, sandığın üstündeki yorganlar indirilse hikâyeler de dökülürdü meydana. Bir fotoğraf karesi gibi netleşen geçmiş.  Ermeni çeteleri Erzurum’a kadar ilerlemiş. Gevriye Sultan’ın babası yani büyük dedem çocuklarını Ermeniler ’den kaçırmak için çıkmış yola.

Bir kağnı arabası, arkasında hanımı ve çocuklar. Hava soğuk, yol uzun… Erzurum’dan Ankara’ya kaç gün kaç gece yolculuk yaptılar kim bilir. Yolculuk sırasında Ermenilerin yaraladığı bir anne, yorgandan yün parçalarını alıp göğsüne pansuman yapan bir anne… Son nefesini verince olduğu yere defnedilen bir anne. Gevriye Sultan ve kardeşleri o gece neler hissetti kim bilir? Anneleri ölünce kağnı arabasının arkasında birbirine sarılmış 5 kardeş… Sonrası hep yutkunma, hep gözyaşı.

EMEK EMEK HAYAT

Gevriye Sultanı anlatırken annem yeniden sekiz yaşında, anneannesinin kilerinde. “Kiler berekettir” der her anlattığında. Gevriye Sultan’ın kilerinde herkes doyar, sofrası her gelene kurulur. Bakkaldan alınmış akide şekeri kilerin köşesinde bir yere saklanır. Patates, un, yarma, yufka ekmek... Hepsinin vakti ve nasiplisi vardır. Arap sabunu kokan bir geçmiş, rüyalar, telaşlar, Allah’ın ikramları... Hepsi o hikâyelerden kalkıp kalbimize yürür. Anne olmak nedir sorusunun cevabı kimi için şefkat kimi için korunak kimi için beraber uçurtma yapmak... Benim için annelik “Çocuklarım için ne yaparım” duygusu.

Emek emek bir hayat kurmak, çocuklarla yürümek hatta koşmak. Anneler günü yaklaşıyor. İnci kolyeli, beyaz gömlekli nostaljik anne fotoğrafları çıkıyor reklamlarda. Benimse hafızamda Gevriye Sultan’ın hikâyeleri. Torunlarınızın çocukları sizi rahmetle anıyorsa, büyük bir aile arkanızdan iç çekip yokluğunuzu hissediyorsa gerçek bir annesiniz demektir.

ONUN GÜCÜYLE AYAKTASIN

Annelik ne bir kimlik, ne bir sınıf atlama yarışı... Annelik, kendi çocukların kadar etrafındaki çocuklara da bakma, büyütme, dünyaya meydan okuma savaşı. Anneliğin çocuklarına vereceğin en büyük sermaye. Hayatta annen kadar varsın, annenden aldığın güç kadar ayaktasın. Çünkü annenin baktığı nazarla büyüyorsun, kişiliğini annenle besliyorsun. Gevriye Sultan’ın ve vefat etmiş tüm annelerin mekânı cennet olsun. Tüm çocuklara anne yurdunda, anneanne yurdunda büyümek nasip olsun inşallah.