Eylül'de Bir Hüzün Var Sebebi Leyla mı?

Büşra Çakır

Yaz gelmiş yine.
Koşturup duracak çocuklar. 
Tam kahveni almış otururken camdan bir ses: ”Aliiiiii! Topu at!” deyiverecek.
Nerden kapandı bu okullar, heryer vıcır vıcır diyeceksin. 
Sesler ses üstüne binecek; salıncağın gıcırtısı, küsmüş bir çocuk ağlamasına karışacak.
Esmedi gitti diye hayıflandığın rüzgar gelecek bir gün uçuracak perdeni.
O gün bakacaksın televizyona, yine diyeceksin, yine neler olmuş dünyada.
Nereye gidiyor bu insanlık?
İnsanlık bir yere gitse keşke, duruyor öylece zannımca.
Bir haber, iki haber..
Üçüncüsü fena.
Minik Eylül’den bahsediyor. Mavi kanatlı bir kuşun peşinden giderken, maviliklere yükselmiş.
Sehpadaki peçeteye gidecek elin. 
Bir iki damla yaş işte, öylesine.
Sildin gitti!

Yaz devam edecek.
Çocuklar hala sokakta.
Vıcır vıcırlar işte bildiğimiz.
Bir annenin sesi var bu defa camda. “ Ye kızım bu son lokma!” diye geziniyor.
Rüzgar aynı rüzgar, zaten nerden eserse ordayız malum.
Yine koltuğun tepesinde, televizyonun başındayız.
Haberlere bakacağız elbet. 
Yine mi insanlık bir yere gitmiş? Yok yok duruyordur o çok uzaklaşmış olamaz.
Bir haber, iki haber..
Üçüncüsü fena.
Minik Leyla’dan bahsediyor. Beyaz kanatlı bir martının peşinden giderken martı oluvermiş.
Peçete yok bu defa. Üstüne sileceksin gözyaşını. 
Birazdan çamaşırlar yıkanacak, yıkarsın gider!


Eylül ayı geldi işte. 
Yaz bitti bile. 
Çocuk sesleri çekiliyor artık meydanlardan.
Eylül ayı almış sanki maviyi göklerden, sebebini güz sanmışlar.
Sebebi minik Eylül’müş çok geç anlamışlar.
Bir hüzün kaplamış ortalığı, sebebini hazan sanmışlar.
Sebebi minik Leyla’ymış çok geç anlamışlar.
Kötülük gelmiş, kaplamış tüm kalpleri.
İnsanız diye övünürken insanlıktan çıkmışız.
Sebebini bulamamışlar.

Ama olsun..
Bu çocuklar bilecek onları gömen zalim elleri.
Gittikleri yerde, kötünün kalbine yasemin tohumları ekecekler.
Kristal kaplara koyacaklar akıttıkları göz yaşlarını,
Okşayacaklar usul usul yaşayamadıkları çocukluklarını.
Nehirler akacak kalplerinden, 
Başka şeyler olacaklar.
Bizim olamayacağımız bambaşka şeyler…

Eylül ve Leyla’ya…
Haykırdığım dualarım ile…