Bakanlık, 33. Arap Ligi Zirvesi'nde kabul edilen Bahreyn Deklarasyonu'nun Filistin'le ilgili kararları hakkında yazılı açıklama yaptı.
Arap Ligi tarafından 16 Mayıs günü kabul edilen Bahreyn Deklarasyonu'nda yer alan Filistin'le ilgili kararları memnuniyetle karşılandığı ifade edilen açıklamada, söz konusu kararların, İsrail tarafından Gazze'de sürdürülen katliamın sona ermesine ve Filistin sorununa kalıcı bir çözüm bulunmasına katkı sağlayacağına inanıldığı aktarıldı.
Açıklamada, bu önerilerin hayata geçirilmesi için Birleşmiş Milletler'in ve uluslararası toplumun somut katkılar sunmasının beklendiği belirtildi.
33. ARAP BİRLİĞİ ZİRVESİ
Zirve'nin ardından, Bahreyn Kralı Hamed bin İsa Al Halife, Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt'la birlikte basın toplantısı düzenlemişti.
Arap Birliği Genel Sekreteri, bildiride, "Gazze Şeridi'nde acilen ateşkesin sağlanması ve bağımsız Filistin devletinin oluşması gerçeğini somutlaştıracak Orta Doğu'da uluslararası barış konferansının düzenlenmesi çağrısının bulunduğuna" dikkati çekmişti.
Bahreyn resmi ajansı BNA'da yer alan açıklamaya göre ise zirvenin sonuç bildirisinde liderler, "İsrail'in Gazze Şeridi'nde devam ettirdiği acımasız saldırılarını, sivil Filistin halkı aleyhinde işlenen suçları ve İsrail'in uluslararası hukuk ve uluslararası insancıl hukuku benzeri görülmemiş şekilde ihlal etmesini" şiddetle kınamıştı.
Liderler ayrıca Gazze'de sivillerin ve sivil tesislerin hedef alınmasını, kuşatmanın bir silah olarak kullanılmasını, aç bırakmayı, zorla yerinden edilme girişimlerinin yanı sıra bunların sonucunda on binlerce masum Filistinlinin öldürülmesi ve yaralanmasına da tepki göstermişti.
İsrail'in saldırılarının, 1 milyondan fazla tehcir edilmiş insan için sığınak haline gelen Refah'a kadar yayılması ve bunun sonucunda ortaya çıkan insani felaketi kınayan liderler, İsrail'in Refah Sınır Kapısı'nın Filistin tarafını ele geçirmesine ve bunun insani yardım akışının durmasına neden olmasına da tepkilerini ifade etmişti.
İki devletli çözüm uygulanıncaya kadar Birleşmiş Milletler Geçici Görev Güçleri'nin işgal altındaki Filistin topraklarında konuşlandırılması çağrısında bulunan liderler, Filistin'in BM'ye tam üyeliğini kabul ederek iki devletli çözümün uygulanması için net önlemler alma konusundaki sorumluluğun BM Güvenlik Konseyi'ne ait olduğunu vurgulamıştı.