Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'da yabancı basın mensuplarıyla bir araya geldi. Burada bir konuşma yapan Erdoğan, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
Bugün Avrupa’da 5,5 milyon civarında Türkiye kökenli kardeşimiz hayatını sürdürüyor. Orta Asya’daki soydaşlarımızın derdi bizim de derdimizdir. Yayılmacı-müdahaleci bir anlayış içinde değiliz, bizim hiçbir ülkenin toprağında, egemenliğinde, iç işlerinde gözümüz yoktur. Suriye’deki zulme bu hassasiyetle çözüm arıyoruz.
"Sisi denilen kişi Mısır’da böyle bir yöneticidir ve bir zalimdir"
Pazartesi günü Mursi’nin vefatıyla bir kez daha gözler önüne serilen Musur’daki demokrasi katliamına tepki gösteriyoruz. Bizlere hak, hukuk, özgürlük dersi verenler Mısır halkının yüzde 52 oyla seçtiği Cumhurbaşkanının darbe mahkemelerinde ölümüne sessiz kalsa da biz sessiz kalmayız. Bir ülkede seçimle gelen ilk Cumhurbaşkanı 20-25 dakika can çekişiyor, orada en ufak bir müdahale yapılmıyor. Ailesi vasiyetinin yerine getirilmesini istiyor, ailesine naaşını vermiyorlar. Sisi denilen kişi Mısır’da böyle bir yöneticidir ve bir zalimdir.
Kaşıkçı cinayeti konusunda ülkemizin tutumunu haklı bulan BM’nin Mursi’nin ölümünden sorumlu olanları araştıracağına inanıyorum.
Biz basın yayın organlarının halk adına siyasetçileri denetlemesine, milletin çıkarları için gözcülük yapmasına asla karşı çıkmadık, çıkmıyoruz. Bilakis denetim aracı olması gereken medyanın bir tahakküm aracına, siyaseti kendi istekleri doğrultusunda biçimlendirme vasıtası haline dönüşmesine itiraz ediyoruz.
"Bir siyasetçi gibi davrananlara da gazeteci gözüyle bakmıyoruz"
Gerçeklerin ortaya çıkması için kimi zaman canı pahasına görev yapan basın emekçilerine saygımız sonsuzdur ancak hakikatin tecellisi için çalışmak yerine tek gayesi iktidarı devirmek olan muhteris bir siyasetçi gibi davrananlara da gazeteci gözüyle bakmıyoruz.
Kalemini ve kamerasını terör örgütlerinin emrine verenler bizim nezdimizde asla gazeteci olamazlar. Bizi sık sık eleştirenlerin bilerek gözden kaçırdığı nokta işte burasıdır.