CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel’in Diyanet İşleri Başkanlığı'nın okul öncesi Kur'an kursu projesi için “Ortaçağ zihniyeti” yakıştırması yapmasına muhafazakâr ve mütedeyyin kesimden çok sert tepki gelirken bu açıklamanın CHP’nin ana kodlarına dönmesi adına önemli bir adım olduğu da ifade edilmekte.
Özel'in "Çocukları bütün dünya nasıl yetiştiriyorsa öyle yetiştirmek varken bir Ortaçağ zihniyetine yönelmenin, bunu kurumsallaştırmaya çalışmanın ne bu Cumhuriyet'e, ne bu millete faydası var, ne de Anayasa'ya uygunluğu var yönündeki açıklamaları kendi değerlerine düşman olan bir zihniyetin makes bulmasıdır.
Türk İslam tarihinin hiçbir döneminde Ortaçağ yaşanmamıştır. Bilakis Batı karanlık bir Ortaçağ içindeyken Türk İslam dünyası çok parlak bir medeniyete sahipti. Tabii ki CHP zihniyetinden bunu bilmesini ya da anlamasını beklemek lafügüzaf olur.
Özel’in okul öncesi Kur'an kursu projesi için “Ortaçağ zihniyeti” yakıştırması yapması zamanlama açısından çok manidar olduğu gibi, Camilerin gözetim altına alındığı, Kur'an kursları ve imam hatip okullarına gidenlerin fişlendiği 28 Şubat günlerini de anımsattığını ifade etmeliyiz. Türkiye’nin bir dönemine damgasını vuran milyonlarca insanı mağdur eden 28 Şubat’ı bu vesileyle tekrar bir hatırlayalım isterseniz.
28 ŞUBAT
Türk siyasi tarihine kara bir leke olarak geçen kamuoyunda "postmodern darbe" olarak adlandırılan 28 Şubat 1997'deki Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısı sonucu açıklanan kararlarla "irtica" ya karşı başlayan ordu ve bürokrasi merkezli süreçtir. Süreç, Başbakanlığını merhum Necmettin Erbakan'ın yaptığı Refah-Yol hükümetinin dağılmasına yol açmıştır.
28 Şubatın Mottası
Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu'nun MGK toplantısında kullandığı "28 Şubat bin yıl sürecek" sözü birçoğumuzun hafızalarında ki tazeliğini hala korumakta.
Bir dönemin korkulu rüyası BÇG
Batı Çalışma Grubu (BÇG), 28 Şubat 1997 tarihli Millî Güvenlik Kurulu kararlarından sonra kuruldu. Alınan kararların ve yaptırımların uygulanıp uygulanmadığını denetlemek, irticai faaliyetleri izlemek için Genelkurmay II. Başkanı Orgeneral Çevik Bir’in emriyle yasa dışı olarak kurulmuştur.
BÇG, 6 milyona yakın insanı fişledi. Kamuoyunun BÇG’ den haberdar olması Emniyet İstihbarat Dairesi'nin 1997 yılında ulaştığı belgelerle ortaya çıktı. 16 Nisan 1997 tarihli bütün askeri birimlere gönderilen belgede, laiklik aleyhtarı faaliyetlerin arttığı vurgulanarak camilerin gözetim altına alınması emrediliyordu. Plana göre görevli askeri personel camilere gidecek ve laiklik karşıtı fiil ve sözleri ivedilikle garnizon komutanlıklarına bildirecekti.
Diğer bir belgede öğrenci yurtları, özel okullar, dernekler, vakıflar, Kur'an kursları, imam hatip okulları ve bu kurumlara giden gelenlerin sayısının ve kimliklerinin tespit edilmesi isteniyordu.
Bir başka belgeye göre ise BÇG'den vali, kaymakam da dahil olmak üzere tüm kamu idareci ve görevlilerinin fişlenmesi isteniyordu. Bu fişlemeler sırasında sadece askeri personel değil, askeri personelin ailelerinin de görev aldığı ortaya çıktı.
Başörtüsü yasağı
28 Şubat postmodern darbesinin yasakçı uygulamaların en dikkat çekici olanı başörtüsü yasağıydı. Başörtüsü yasağı kamuda ve üniversitelerde çok etkin bir şekilde uygulanmaya başlanmıştı. O güne kadar sadece inancından ötürü başını kapatanlar, artık bunu siyasi bir simge olarak kullanmakla suçlanmaktaydı.
Ülkemizde 28 Şubattan önce de başörtülü olarak kamuda görev yapmak mümkün değildi. 28 Şubat ile birlikte başörtülü bayanların kamu da hizmet alması da imkansız hale geliyordu hatta sokakların bile kamusal alan olduğu başörtülülerin sokakta da başları kapalı şekilde gezmesinin yasaklanması konuşuluyordu.
28 Şubat'ın utanç odaları: 'İkna Odaları'
Başörtülü olarak üniversitelere gitmek mümkün değildi. Üniversite kapılarında ikna odaları kurulmuştu. Bu odalarda öğretim görevlileri başörtülü öğrencilerden başlarını açması isteniyordu. Aksi takdirde kaydının yapılmayacağı söyleniyordu. Kameralar tarafından kayıt altına alınan bu görüşmede üniversiteye yeni başlayan genç kızlar tek başlarına ikna odasına alınıyor, psikolojik baskıya uğruyordu, bazıları ailesiyle tehdit ediliyor, bazılarına ise para, burs, kalacak yer teklif ediliyordu. Bu baskı ve kısıtlamalar sonucu birçok genç kız üniversiteyi bırakmayı tercih etti. İmkânı olanlar eğitimlerine yurt dışında devam etti, fakat bu fırsatı yakalayamayan Üniversite eğitiminden mahrum kalmak isteme yen baş örtülü kız öğrenciler ise üniversitede açıp, dışarıda kapatarak eğitimlerine devam etmek zorunda kaldı.
Katsayı Zulmü
28 Şubat ile birlikte imam hatiplerin ve meslek okullarının orta kısımları kapatılarak 8 yıllık temel eğitime geçildi. Bunu takip eden süreçte de Kuran kursları Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlandı. Çok geçmeden de katsayı farkı uygulandı. Meslek ve imam hatip liselerinden mezun olan öğrenciler sadece kendi alanlarında tercih yapmak zorunda bırakıldı. Bu süreçte milyonlarca öğrencinin hayalleri yok edildi.
Zulümle abad olunmaz.
Bin yıl sürmesi hedeflenen 28 Şubat postmodern darbesine gereken cevabı aziz milletimiz sandıkta verdi. Millet kendisine tepeden bakan kendi değerleri ile kavgalı zihniyeti tasfiye etmeye karar vermişti bi kere. Askeri ve bürokratik görünümlü ama merkezinde malum zihniyetin hakim bulunduğu güruh girdiği her seçimde hüsrana uğradı. Özellikle 2002 yılında başlayan Ak Parti iktidarı ile birlikte günbegün etkisini kaybetmeye başladı 28 Şubat.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel’in Diyanet İşleri Başkanlığı'nın okul öncesi Kur'an kursu projesi için “Ortaçağ zihniyeti” yakıştırması yapmasının altında da 28 Şubatta alınan kararlar bulunmaktadır. 28 Şubatçılar 12 yaş öncesi çocukların Kur'an-ı Kerim eğitimi almasını yasaklamıştı. AK Parti bu yasağa son vererek 2011'de Kur'an kursları için yaş sınırlaması getiren düzenlemeyi kaldırdı.
2009'da farklı katsayı uygulamasına son verildi. 2012'de yapılan yasal düzenlemeyle imam hatiplerin ortaokul kısımlarının yeniden açılmasının önü açıldı.
Başörtüsü yasağı uygulaması ilk etapta üniversitelerde kaldırılırken, 8 Ekim 2013'te kamuda çalışan kadınlara yönelik başörtüsü yasağı son buldu. Başörtüsü yasağındaki bir diğer adım ise yapılan bir düzenlemeyle 2014'te ortaokul ve liselerde başörtüsü yasağının kaldırılması oldu.
Tarihler 2017'yi gösterdiğinde ise Milli Savunma Bakanlığınca yapılan düzenleme kapsamında Türk Silahlı Kuvvetlerinde Genelkurmay Karargahı, kuvvet komutanlıkları ve bağlı birliklerde görev yapan kadın subay ve astsubayların başörtüsüyle görev yapmalarının önü açıldı.
28 Şubat 2012 yılında TBMM’de, "Darbeleri Araştırma Komisyonu" kuruldu. 28 Şubat başta olmak üzere askeri darbeler araştırılmaya başlandı.
Ağırlaştırılmış müebbet
54. Türkiye Hükümetini "zorla devirmeye, düşürmeye ortaklık" ile suçlanan ve aralarında dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı, dönemin YÖK Başkanı Kemal Gürüz, dönemin Orgeneralleri Çevik Bir ve Çetin Doğan'ın da olduğu 103 sanık hakkında açılan davada Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi 14 Nisan 2018 tarihinde 21 sanığa ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Bu kararla birlikte 28 Şubat defteri sonsuza kadar kapanmış oldu.
Tarihe bir not; Ne kadar güçlü olursanız olun Milletten daha güçlü olamazsınız.