Çelik: Türkiye'de otoriterleşme yok

AB Bakanı ve Başmüzakereci Çelik, 'Türkiye'de otoriterleşme yok. Türkiye'de halkın demokratik değerlerine, halkın iradesine saygı duyan siyaset şemasını güçlendirme var.' dedi.

Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, partisinin Karaisalı Belediyesi Düğün Salonu'nda düzenlenen ilçe kongresinde, Karaisalı'nın sadece AK Parti'nin kalesi değil aynı zamanda aynı AK Parti gibi bir dünya markası olarak Türkiye'deki milli birlik ve beraberliğin, kardeşçe yaşamanın, ülkenin önemli meseleleri hakkında nasıl birlik beraberlik içerisinde olunacağının bir örneği olduğunu söyledi.

"Demokrasimizi, ekonomimizi geliştiriyoruz"

Siyasetçilerin halkın iradesine halkın değerlerine dayanan bir devlet anlayışını ne zaman inşa etmeye çalışsa hemen arkasından darbe süreci geldiğini aktaran Çelik, bu köksüz, tarihsiz ve tarifsiz devlet ve toplum anlayışı oluşturmak üzere ortaya çıkanların darbe yoluyla halkın iradesini gasbetiklerini belirtti.

Bunların esas amaçların halkın değerlerine uygun bir devlet düzeni, bir hükümet düzeni olmaması olduğunu vurgulayan Çelik, "İşte AK Parti'yi biricik yapan AK Parti'yi çok kıymetli yapan şeylerden bir tanesi de budur. Halkın değerleri ile devlet düzeninin barıştırmış olması. Millet ve devleti barıştırmış olması. Millet ve devlet arasındaki kavgaya son vermiş olması. Bu olduğu içindir ki Türkiye'de müthiş ekonomik başarılara imza atıyoruz, demokrasimizi, ekonomimizi geliştiriyoruz." ifadesini kullandı.

"Türkiye'de otoriterleşme yok"

Bakan Çelik, AK Parti'nin kuruluşuna değinerek konuşmasını şöyle sürdürdü:

"AK Parti ne demekti? Birincisi hangi görüşten olursa olsun vatandaşlarımız arasında bir kavga, çatışma olmayacak. Herkes birinci sınıf yurttaş olarak bu ülkenin onurlu saygın vatandaşları olarak kendi kimliğini örf adetini ananesini değerlerini yaşayacak. Dolayısıyla herhangi bir vatandaşımızın birbiriyle meselesi olmayacak. Herhangi bir vatandaşımızın ait olduğu kimliğin bir başkası tarafından baskıya uğraması, dışlanması, ötekileştirilmesi söz konusu olmayacak. Bir diğer meselede şuydu, devlet kendi milletiyle kavgalı olmayacak. Devlet kendi milletinin kendi halkının değerleriyle kavgalı olmayacak, devlet halkın değerleri ile barışık olacak, devlet bu milletin hizmetkarı olacak. Devlet bu milletin patronu olmayacaktı. Devlet hükümet milletin talimatıyla yönetilecek. Onun içindir ki AK Parti kadroları seçimden seçime milletin sesine kulak veren kadrolar değildir. AK Parti kadroları seçime giderken milletin sesini dinleyip kulak verip iktidara geldikten sonra ona sırt dönen kadrolar değildir. Esas imtihan iktidara geldikten sonra başlar."

Çelik, 27 Nisan bildirisine karşı çıktıkları için o bildirinin bir muhtıra olmayıp kağıt parçası haline geldiğini ifade ederek "Dolayısıyla esas mesele budur. Halkın iradesine dayanan devlet, halkın iradesine dayanan hükümet sizin iradenize saygı duyan siyasetçiler, sizin sesiniz ve soluğunuzla hayatiyetini sürdüren siyaset, Türkiye'nin geleceğini, demokrasisini, ekonomisini büyüttü Türkiye'yi dünyada söz sahibi yaptı. Şimdi karşı karşıya olduklarımız bizden ne istiyorlar. Halkın değerleri ile barışık bir siyaset güttüğün zaman 'Türkiye'de otoriterleşme var, Türkiye'de muhafazakarlaşma var' diyorlar. Hayır. Türkiye'de otoriterleşme yok, Türkiye'de muhafazakarlaşma yok. Türkiye'de halkın demokratik değerlerine, halkın iradesine saygı duyan siyaset şemasını güçlendirme var." değerlendirmesinde bulundu.

"Siyasi bir matruşka oluşturmaya çalışıyorlar"

FETÖ darbe girişimden sonra çok zor koşullar içerisinde terörle başarılı bir mücadele verdiklerini, özgürlük güvenlik dengesini, demokrasiyi, hukuk devletini korumaya çalıştıklarını anlatan Çelik, şunları söyledi:

"Avrupa'da şimdi siyasi bir matruşka oluşturmaya çalışıyorlar. En üste Cumhurbaşkanımıza düşmanlığı koyuyorlar. En üstte Erdoğan düşmanlığı var. Onu kaldırınca altında Türkiye düşmanlığı çıkıyor. Onu kaldırınca altından İslam düşmanlığı çıkıyor. Onu kaldırınca esasında altından bir Nazi kafası çıkıyor. Bunlar esasında AB değerlerine de demokrasiye de insan haklarına da insana ait olan her güzelliğe karşı kimseler. Çok uzun zamandır merkez sağ ve soldaki siyasetçilere söyledik. 'Türkiye düşmanlığına prim vermeyin bundan siz kazanmazsınız, Türkiye ile işbirliği yapan kazanır. Türkiye'yi dışlayan kaybeder'. Sonuçta ne oldu? İngiltere'deki Brexit referandumu zamanında bu yapıldı. Bunu yapanlar Türkiye düşmanlığı yapanlar kaybettiler. Bakın Hollanda'da aynı şey yapıldı hala hükümet kurulabilmiş değil. 250 güne yaklaştı hükümet kuramadılar."

"Dolayısıyla biz Kürtlerin iyiliği için bu kararı aldık diyenler, Kürtlere, Türkmenlere, Araplara yeni felaketlerin kapısını açıyorlar. İşte biz buna karşı duruyoruz. Bu basiretsiz, ferasetsiz siyasi kararlara karşı duruyoruz. Bir de tutuyorlar oradaki durumu daha da kaşıyacak şekilde, radikalleştirecek şekilde Kerkük'ü referandumun içerisine katmaya kalkıyorlar. Bunlar tarih, coğrafya bilmiyorlar, kafalarını kuma gömmüşler, sadece birtakım etraftaki gelişmelerin, geçici gelişmelerin rüzgarına kapılarak bölgede fiili durum oluşturabiliceklerini zannediyorlar. Ama Türkiye Cumhureyeti büyük devlettir, Türkiye Cumhuriyeti bölgenin bütün haklarına, hangi etnik gruptan olursa olsun, hangi mezhepten olursa olsun kardeş gözüyle bakmaktadır. Onların onurlu, barış içerisinde ve saygın bir geleceğe sahip olması için elinden geleni yapacaktır, elinden geleni yapmaya devam edecektir. Kuşkusuz barış istiyoruz, kuşkusuz birlikte yaşama iradesinin güçlenmesini istiyoruz, kuşkusuz bölge için refah istiyoruz, bunu sabote etmek isteyenlere de kuşkusuz gereken cevabı verecek güçteyiz, gereken cevabı verecek tarihi tecrübeye, bilgiye sahibiz."

AA

Siyaset Haberleri

SHP yeniden kuruldu
Ak Parti 'Türkiye Buluşmaları' ile sahaya iniyor
Bahçeli'den UEFA'ya çok sert 'Bozkurt' tepkisi! "Son derece yanlı ve yanlıştır"
Sinan Oğan'dan flaş Kılıçdaroğlu çıkışı! Oğan'a Cumhurbaşkanlığı seçimi için ne teklif etti?
Koray Aydın İyi Parti'den istifa etti