Üriner Sistem Taşları, ülkemizde sık rastlanan ve ağrılı seyreden hastalıklardan biridir.
Üriner Sistem rahatsızlıkları arasında üçüncü sırada yer alır.
İdrar Yolu İnfeksiyonları, Prostat Patolojileri ve Böbrek Taşları
Böbrek Taşları; Tıp Tarihi içinde 5000 yıldan beri bilinen bir rahatsızlıktır.
İnsan bir kere küçük bir taş düşürse, çektiği acı dolayısıyla onu bir daha unutması mümkün değildir. Bazı hastalar bu canhıraş ıztırabı doğum ağrısına benzetir. Hayatında üç doğum yapmış olan bir hanım hastamız ömrünce böyle bir acı çekmediğini söyler. Normal doğum ağrısını aşar. Literatürde Kolik renal denilen bu ağrıyı çekerken çırpınan, bağıran ve kendini yerlere atıp parkeden kıymık koparan vakalar vardır. Fakat her böbrek taşı da ağrı yapmaz.
Son yıllarda İstatistiki olarak Ülkemizde, Böbrek Taşı hastalıklarında bir artma görülmüştür. Bu artışın sebebi de net olarak bilinmiyor. Yanlış Beslenme ve az sıvı alınmasıyla ilgili olduğu sanılıyor.
Her böbrek Taşı vakası semptom-bulgu vermeyebilir. Ancak başka bir şikayet üzerine çekilen Direkt Batın Garfisi veya Tam idrar tahliliyle ortaya çıkabilir. Tam İdrar Tahlilinde çıkan bol-mebzul Eritrosit ve Kristal bulgusu taş şüphesini arttırır.
Hastada sık tekrarlayan İdrar yolu iltihabı Taş şüphesi olabilir. Meydana gelen Taş bir yabancı cisimdir ve böbrekte bulunduğu yeri tahriş ederek iltihaba sebep olur, tedaviye geç cevap verir ve iltihap tekrarlar çünkü sebep olan taş bertaraf edilmemiştir. Yahut hiç şikayeti olmayan bir insanda, böbrekten çıkıp idrar yoluna düşen taş ile aniden ve çok şiddetli ağrılarla da ortaya çıkabilir.
Günde 2 ila 4 litreye kadar bol su içmelidir.
Bol su içmekle çok sayıda küçük taş, hastanın haberi dahi olmadan ve hiçbir kalıcı hasar bırakmadan Mesaneye düşer ve idrarla dışarı atılabilir. Bu bulguların tesbit edildiği insan artık bir taş hastası adayıdır. Hemen koruyucu Tedbirler alınmayı gerektirir.
Böbrek Taşlarını önlemek için bol su içmeli ve alınan gıdaların seçimine önem vermelidir. İlgili hekimden veya Diyetisyenden alınan bilgi ve tavsiyelerle ciddi bir Diyet disiplinine bilinçli olarak başlamalıdır.
Tekrar edelim, Koruyucu Tedavide önce Diyetle ilgili Düzenlemeyle yiyeceklere bağlı sebep ortadan kalkar.
Taş oluşumuna sebep olan Risk faktörleri Doğuştan gelen ve Sonradan kazanılan faktörlerdir.
Doğuştan gelenler; Kalıtım,Yaş ve cinsiyet’tir. Aile büyüklerinde taş hastalığı varsa Çocuklarda da olabiliyor. 20 ile 50 yaşları arasında çok görülür. Erkeklerde kadınlara göre 3 misli daha fazladır.
Sonradan Kazanılanlar;Coğrafi bölgeler,İklim,Sıvı alımı,Diyet yapmak,Meslek,İlaçlar.
TAŞ NASIL OLUŞUR ?
Taş düşüren hasta ve yakınlarının ilk sorusu budur. Böbrekte ve idrar içinde bulunan kristallerin birbiri üzerine yapışıp (Presipitasyon) büyümeleriyle oluşur ve ortaya çıkar. Az su içen insan idrarında yoğunluk artar. Milimikron ebatta kristallerin oluşması için taşların yapısında bulunan maddelerin idrarda yeterince bulunması ve çökmesi gerekir.
Ağrıların sebebi genelde Kalsiyum içeren taşlardır. Ca Oxalat ve Ca Po4 Kalsiyum Fosfat taşlarının hareketleridir. Ayrıca Urik asit, sistin ve Enfeksiyon Taşları da ağrı sebebi olabilir.
Böbreğin boşlukları dediğimiz Pelvis ve kalislerinde oluşan taşlar, orada tutunup büyümeye başlayacağı gibi, böbrektan çıkıp İdrar kanalına da girebilir. Taş kanalda takılı kalabilir veya Mesaneye-İdrar torbasına da düşebilir.
TEŞHİS YÖNTEMLERİ
Sırayla, önce Hastanın hikayesi-Anamnezi. Fizik Muayene. Laboratuar Tahliller. Tam İdrar Tahlili, Tam Kan sayımı ve Kan Biyokimyası. Sonra Radyolojik İncelemeler gelir. D.Ü.S.G.- İ.V.P.-Üriner Sistem Ültrasonografisi. Gerekiyorsa Retrograt Piyelografi ve ileri tetkiklerden Tomografi, MR(Manyetik Rezonans), Nükleer Sintigrafi.
Doğru Teşhis, İyi ve İsabetli Tedavi ve yakın takiple yeni bir taş oluşumu engellenebilir.
- Taş Hastalığı:Kişinin Bünyesi, Dış çevreyle ilgili Faktörlerle tekrar oluşabilir. Hastanın bünyesine ait taş oluşturan RİSK faktörleri, İdrar ve kan tahlilleriyle belirlenir. Tedavide önce Diyetle ilgili düzenlemeyle yiyeceklere bağlı sebep ortadan kalkar.
Hasta bilgilendirilir, bilinçlendirilir. İlaç tedavisine başlanan hasta yakın takipte tutulur.
Teşhiste Şikayetlerönemlidir. Ağrı, bulantı ve kusma, İdrarda kan, Tekrarlayan İdrar yolu İltihapları ve ateş
TEŞHİSTE bugün en sık uygulanan inceleme yöntemi ULTRASONOGRAFİDİR. Basit ve pratik bir uygulamadır. Çoğu böbrek taşı bununla tespit ve teşhis edilir.
İleri tetkikler gerekiyorsa İ.V.P. ile taş ve lokalize olduğu yer belirlenir. İVP ile Pelvis ve Kalis dediğimiz böbrek içi anatomik boşluklar, girintiler görülür. Son yıllarda yine pratik bir yöntem olan Spiral Tomografi ile Böbrek taşları kolayca teşhis edilir. İdrar tahliliyle de Kristaller, Kanama ve İltihap-infeksiyon seviyesi belirlenir ve değerlendirilir.
TEDAVİ
Acil safhada alınan tedbirlerle taşın kendiliğinden düşmesi beklenir. Ağrı kesiciler-Spazmolitikler yapılır ve bol su içmesi tavsiyesiyle evlerine gönderilir, hasta ayaktan takip edilir. Ağrı çok şiddetliyse hastaneye yatırılır, serum verilir.
Ancak Taş kendiliğinden düşmüyorsa girişim başlatılabilir. Bunlar ESWL veya Cerrahi yöntemlerdir.
Yarım cm-0.5 cm. çapında, zeytin çekirdeği cesametinde olan taş da düşebilir.
Taş böbrektedir, kanala-uretere girmiştir veya Mesaneye-İdrar torbasına düşmüştür.
Tedavi planı: taş lokalize olduğu yer, taşın çapı ve büyüklüğüne göre değişir.
Teknolojik gelişmeler tıbbın hizmetine girince bir devrim yaşanır. İnsanlığın hizmetinde Cerrahi girişimler sona erer.
Artık günümüzde teknolojinin tıbbın hizmetine girmesi, açık böbrek taşı cerrahisi oranını %1 ‘lere düşürdü.
Önce ESWL Taş kırma işlemi. Modern kapalı ameliyat yani vücuda kesi yapmadan artık taş tedavisi kolaylaşmıştır. Bu metodla hastanede az yatar ve hızla üretime günlük işine döner.
Taş tedavi metodlarını şöyle özetleyebiliriz:
1-Konservatif gözlem-yöntem
2-Çözündürücü ajanlarla-İlaçla
3-ESWL-Beden dışı şok dalgalarla.
4-Uretero-Renoskopiyle taş alınır.
5-Perkütan Nefrolitotomi
6-Açık taş cerrahisi.
Cerrahi Tedaviye yönelten durumlar;
Tam obstrüksiyon, ciddi kanamada, çok büyük taşlarda, enfeksiyonlarda