Gönüllülük; gönlünün estiğinde değil, “O” ihtiyaç duyduğunda yanında olabilmektir.
Güçlü toplumların bir özelliği olan gönüllülük, çok eski bir gelenek olup, dünya üzerinde her toplumda görülen bir olgudur. Gönüllü çalışmalar bütün olarak küresel meselelere ve toplumun uyum içinde olmasına önemli katkılar sunar.
Nedir bu gönüllülük? Gönüllülük çıkar gözetmeden zamanımızı, bilgimizi becerilerimizi, enerjilerimizi, kaynak ve birikimlerimizi kendi özgür irademizle başkalarının yararına kullanmamızdır. Gönüllü olan kişinin bir çıkarı, bir kazancı kısacası bir beklentisi yoktur. Gönüllü, diğerlerine ışık tutan, onların ihtiyaçları hakkında bilinçli olan ve bunun için bir şeyler yapmaya istekli olan insandır. Gönüllü, ötekilerin mutluluğu için bir şeyler yapan insandır. Yapmakla yükümlü olduğundan fazlasını isteyerek yapabilen insandır.
İnsanlar, yaşadıkları toplumda bireysel veya kitlesel olarak birçok sorunla karşı karşıya kalırlar. Bu durumda insanlar, bireysel eylemlerini ortak bir amaç kapsamında bir araya getirip, karşılıklı yardım mekanizmasını harekete geçirerek dayanıklı toplumlar oluşturmaya katkı sunarlar. İşte bu gönüllük mekanizması hassas ve marjinalize olmuş gruplar için önemlidir.
Güçlü toplumların temel dayanıklılık strateji olan gönüllülük gerek sivil toplum örgütlerinde gerekse kamu kuruluşlarından kurumsal olarak, kurumun faaliyet alanının çeşitlenmesine, yeni ortaklıkların kurulmasına ve kurumsal kapasitelerinin ve insan kaynaklarının güçlenmesine neden olmanın yanında kişisel olarak bu çalışmanın içinde olan bireyin de gönüllü olarak yapılan etkinlikler sonunda bir kazanç beklentisi güdülmese de, bireye çeşitli nitelikler kazandırmaktadır. Şöyle ki, gönüllü çalışma bireyin sosyal bir çevre edinmesi, kişisel yalnızlık/dışlanmışlık duygularının azalması, farklı sosyal gruplar hakkındaki ön yargılarının kırılması ve iletişim becerilerinin gelişmesi gibi faydalar sağlamaktadır. “Gönüllü çalışma bireye çok şey kazandırır, fakat para değil.” vurgusu oldukça önemlidir. GÖNÜLLÜLER; bir hizmet sunmakla kalmayıp, aynı zamanda bilgi ve deneyim elde ederler.
Gönüllülük toplumsal bir davranış olduğu için coğrafya, yaş ve diğer sosyal, ekonomik ve politik gerçeklilikler insanların gönüllü olma becerilerini etkilemektedir. Dünyada genel olarak gönüllü çalışmaların %57’si kadınlar, %43 ise erkekler tarafından üstlenilmektedir.
Ülkemizde de son yıllarda gerek kamuda gerek özel sektör ve sivil toplum örgütlerinde insan kaynaklarının geliştirilmesi, gönüllü ve yarı gönüllülük çalışmalarında bir hareketlilik eğilimi gözlenmektedir. Özellikle 1990'ların başında Türkiye'de sivil toplumun gelişiminin hız kazanması ile birlikte toplumdaki bireysel gönüllülük çalışmaları, organizasyonel düzeyde yürütülmeye başlamıştır. Farklı alanlarda çalışmalar yapan sivil toplum kuruluşları yürütmekte oldukları faaliyetler kapsamında gönüllüleri organize edip, ihtiyaç duyulan alanlarda eğitim, sosyal haklar, çevre bilinci gibi konularda bilgilendirme ve yardım faaliyetlerinde bulunmaktadır.
Bu yıl, 5 Aralık Dünya Gönüllüler Günü nedeniyle Ülkemizde bir dizi etkinlikler düzenlendi. Gönüllülük tüm bakanlıkları kesen bir alandır. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı da gönüllülük alanında önemli projeler yürütün bir kurumdur. Bakan Sayın Zehra Zümrüt SELÇUK, gönüllülük çalışmalarının sürdürülebilirliğini, yaygınlaşmasını önemsiyor ve destekliyor. Bakanlığın bu alandaki çalışmalarından biri “Toplum Kalkınmasında Gönül Elçileri Programı”dır. Bu program, toplumda gönüllülük bilincine yönelik farkındalık oluşturmak, gönüllülük esasına dayalı çalışmaların yaygınlaşmasını sağlamak, toplumsal kalkınmaya katkı sağlayacak insan kaynağı ihtiyacını karşılamak amacıyla hayata geçirilmiştir.
2012 yılından beri “Çocuk”, “Kadın ve Güçlenme”, “Kaliteli Yaşlanma ve Kuşaklar Arası Uyum”, “Engelli ve Hizmetlere Erişim” ve “Aile ve Yoksulluk” gibi farklı fazlardan oluşan gönüllü-kamu işbirliğine örnek teşkil edecek bu çalışma, Sayın Emine ERDOĞAN Hanımefendinin himayeleri ve illerde vali eşlerinin koordinatörlüğünde, yerel insan kaynağını harekete geçirme hedefiyle devam etmektedir.
Projenin hedef kitlesini başta mülki idare amir eşleri olmak üzere, karar mercilerindeki kişiler ve eşleri (kamu, üniversite, özel sektör), STK ve meslek odaları, emekliler, gençler, öğrenciler vb. gruplar oluşturmaktadır. İhtiyaç sahibi insanlara ve insanlığa katkı sağlamak isteyen herkes Gönül Elçisi olabilmektedir.
Programın ilk aşaması olan “Koruyucu Aile Hizmeti” ile gönül elçilerinin yerelde yoğun çalışmalarıyla 6 bini aşkın çocuk sıcak bir aile ortamına kavuştu.
“Kadınlar İçin Meslek Eğitimi Projesi” ile çeşitli nedenlerle eğitimden uzak kalmış kesin kaydı silinmiş kadınların mesleki açık öğretim ortaokul ve liselerine kayıt yapmaları sağlanmış (5.072 kişi) ve kayıt yaptıkları alanda başarılı olabilmeleri için kursların açılmasına aracı olunmuştur.
2018 yılının “Çocuk İşçiliği ile Mücadele Yılı” ilan edilmesi ile bu çalışmalara gönül elçileri de dâhil edilmiştir. 20 Kasım 2018 tarihinde çalışan çocukların ve ailelerinin yaşamlarını iyileştirmek için yerel girişimleri güçlendirme yoluyla, çocuk işçiliği ile mücadele kapsamında eğitim ve sosyal koruma ağlarının desteklenmesinin amaçlandığı “Çocuk İşçiliği ile Mücadele Projesi” başlatılmıştır.
Projenin amacına ulaşabilmesi için çocuk işçiliği ile mücadelede önemli rol üstlenecek olan gönül elçileri aracılığıyla;
- Çalışan çocukların eğitime dönmeleri ve okul başarılarının artırılması,
- Çocukların bilim, sanat, kültürel ve sportif alanlara yönlendirilmeleri,
- Çalışan çocukların ailelerine yönlendirme, danışmanlık ve rehberlik hizmetlerinin verilmesi
- Çalışan veya çalışma riski taşıyan çocukların ebeveynlerine ve yetişkin kardeşlerine yönelik istihdam garantili kurslar ve
- İhtiyaç sahibi tüm gruplara ALO 183 ve ALO 170 gibi hatlar konusunda bilgilendirme çalışmalarının yapılmasına sizde aracı olabilir ya da katkı sağlayabilirsiniz
Son Söz
Gönüllülük çalışmaları, bayramlarda geleneksel olarak yapılan yardımlar, bahşiş ya da mahalle düzeyindeki dayanışma ya da karşılıklı yardımlardan farklı bir katılım biçimi olarak değerlendirilmelidir.
Gönüllü olarak yapılan çalışmalar çok büyük maliyet getirmezken sosyal, ekonomik ve insani kalkınma hedeflerine yaptığı katkı oldukça yüksektir.
Gönüllü çalışmalar boş zamanları doldurma olarak görülmemeli ve de romantikleştirilmemelidir.
Gönüllülük tam bir adanmışlık gerektirir ve problem değil çözüm üretme odaklı olmayı gerektirir. Eğer sizde birer gönül elçisi olarak güçlü toplumlar inşa etmek, ve “ben nasıl katkı sağlarım, bir çocuğun, bir insanın, bir canlının hayatına dokunurum ki bugün yarından farklı olsun “diyorsanız gelin siz de gönül elçisi olarak, gönülden gönüle büyüyen bu ailenin bir parçası olun…
Doğrudan Başvuru: T.C. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, İl Müdürlükleri
Web Sayfasından Başvuru : www.gonulelcileri.gov.tr