Geçtiğimiz yaz, Ankara'ya yerleşmeye çalıştığım günler...
Alt katta oturan teyze hastaymış, çok ağırmış durumu. İnip çıkarken dua ediyorum kadına "Allah kurtarsın" diye. Yaşlı, hasta, yorgun... Amcadan alıyoruz haberlerini. Bir ikindi vakti salası okunmuş teyzenin. Dışarıdaydım, yola dizilmiş arabalardan, kapının önündeki ayakkabılardan anladım durumu. "Gelip bir Yasin okur musun, aşağıda kimse yok okuyacak hem sevap olur" dediler. Evdeki işleri bitirince cenaze evine gittim. Yanımda kızım. Ben okudum, o civarda oturan bir kadın dua etti... Sonra yanıma geldi; ölümden, yoğun bakımlardan, manevi doktorlardan açtı konuyu. "Sen yeni geldin" diyerek koltuklara inci gibi dizilmiş kadınlardan ve hikayelerinden bahsetti.
Sıra sandalyenin üzerinde oturan ve yaşına göre genç gösteren bir kadına geldiğinde "İşte bu da yerde senin kızla oynayan çocukların babaannesi. Anneleri öldü, torunlarına bakıyor..." Bahsettiği çocuklardan biri 4 diğeri 1,5 yaşındaydı. "Nasıl yani" dedim. Babaanne girdi lafa "İki ay önce Doğum yapmıştı gelinim, eczaneye gitti. Orada pıhtı atmış, gelininiz bayıldı diye aradılar. Gittik, meğer ölmüş. Tüm gün peşlerinden koşuyorum, yardımcı olsun diye kızımın yakınına taşındım... Yük bende yine de, gece ayaklarımın ağrısından uyuyamıyorum bazen... Çok zor".
Kadın anlatırken perdeler bir bir açıldı gözümün önünde. Kucağına ikinci yavrusunu alan bir anne, ani gelen bir ölüm, geride kalan çocuklar, anne kokusunu gecenin ortasında arayan bir bebek... Allah'ım ne zor. Cenaze evinden çıktıktan sonra unutamadım orada duyduklarımı. Kızımı severken elim titredi. Acaba kızımla aynı okula giderler miydi, arkadaş olurlar mıydı, babaanne çocuklara iyi bakıyor muydu, babaları tekrar evlenir miydi, büyük kız biraz sinirli gibiydi sanki annesini çok mu özlüyordu, bu kızlara ömür boyu kim gidecek kapı olurdu, hayat canlarını yaksa kime açılırlardı, bu ağır imtihandan sonra hangi durakta ferahlayacaklardı..." Aklımda bin bir soru.
O günlerde cenaze vesilesiyle sık sık gidip geldiler bizim apartmana. Gözüm hep çocukların üzerindeydi. İyi bakılıyorlar mı diye izliyordum. Hava biraz estiğinde ayaklarında terletmeyen çorapları gördüğümde, akşam yelek giydiklerinde, başlarında yaşça büyük bir abla ile markete gittiklerinde 'en azından ilgileniyorlar' diye seviniyordum. Derken... Vefat eden teyzenin yedisi yapıldı. Kuran okundu, dualar edildi. Ben inemedin bu kez. Bahçeden gelen sese amin dedim.
O gece çamaşır asmak için balkona çıktım. Aşağıdan sesler geliyordu, balkon demirlerinden uzanıp baktım. Kiralanan masa ve sandalyeler bir kamyona taşınıyordu. Kızlardan büyük olan babasının kucağındaydı. Hava yine serindi. Cenaze sahiplerinden kimse yoktu. Gecenin o vakti baba ve kız sanki anneyi yeniden uğurluyorlardı ahirete.
Uzun uzun dua ettim onlara, hala da ederim aklıma geldikçe.
Şimdi anneler günü kutlu olsun mu... Ayrılıkların, ölümlerin, insana yerini dar eden dertlerin olduğu bir dünyada herkes anneli-çocuklu fotoğraflar paylaşsın mı... Ambalajlara sığdırılsın mı duygular. Alışveriş merkezleri ağzına kadar dolsun mu... Annelik, cennetle taçlanan annelik çürüsün mü reklam aralarında... Annesi vefat eden, annesi terk eden, annesi "gönderilen" çocuklar bir köşede iç çeksin mi... Kardeşine anne olmuş çocuklar, evladına anne olmuş babalar, torununa anne olmuş anneanneler, babaanneler, dedeler tüm gün çocuğu nasıl avutacağını düşünsün mü... Anneliği kariyerin nokta atışlarından biri olarak gören, evliliğin sigortası sayan kadınlarla evlat hasreti ile yanıp tutuşanlar, hasta çocuğunu sırtında taşıyanlar aynı günde aynı sepette "kadın" sayılsın mı... Eli öpülesi annelerle, ayağının altına cennet serilmiş annelerle evladının hayatını zindana çeviren anneler, evladının yuvasını yıkan anneler, evladını doğar doğmaz apartman boşluğuna atan anneler "kutlu" sayılsın mı... Başkasının çocuğuna merhamet etmeyen kadınlar anneden sayılsın mı...
Annelikten cennete uzanan yol bin bir duraktan oluşuyor. Her anneler gününde aslında hayat bize kaçıncı durakta ve nasıl olduğumuzu soruyor. Anneler gününüz kutlu değil iç muhasebenizin huzurla yapılabildiği bir gün olsun. Ve kadınlara anneliği veren Rabbimize Hamd olsun.