ABD ve Afrika ülkeleri arasındaki ticari ilişkiler, kıtanın farklı bölgelerinde petrol yatakları başta olmak üzere yer altı ve yer üstü kaynaklarının keşfedilmesiyle gelişti.
Çin ve Rusya gibi büyük devletlerin kıtadaki etkisinin artmasıyla ABD, buradaki askeri yatırımlarını hızlandırdı.
İlk defa 2014'te düzenlenen ABD-Afrika Liderler Zirvesi'ne ABD’nin yaptırım uyguladığı Zimbabve, Sudan, Eritre ve Orta Afrika Cumhuriyeti hariç 50'den fazla lider katıldı.
Afrika Boynuzu olarak adlandırılan Somali, Etiyopya ve Cibuti gibi ülkelerle daha çok stratejik ilişkiler yürüten ABD, Cibuti’de bulunan askeri üssü, Doğu Afrika üzerindeki siyasi ve askeri etkinliğini artırmasında en önemli merkez oldu.
ABD, özellikle Etiyopya ile yürüttüğü askeri ve siyasi ilişkilere ek olarak ülkenin Ogadean bölgesinde keşfedilen zengin petrol ve doğalgaz rezervleri nedeniyle bu ülkeyle ilişkilerini geliştirdi.
ABD'nin Tel Aviv Büyükelçiliğini Kudüs'e taşıma kararı da Afrika'da genel olarak tepkiyle karşılandı.
Birleşmiş Milletlerde oylanan Kudüs tasarısında Afrika ülkelerinden Güney Sudan, Uganda, Ruanda, Ekvator Ginesi ve Kamerun çekimser oy kullanırken kıtadaki ülkelerin büyük çoğunluğu tasarıya destek verdi. Togo ise BM'deki oylamada ret oyu kullanarak ABD'nin Kudüs kararını destekleyen tek Afrika ülkesi oldu.
ABD’nin Afrika’da ilişkilerinin en gergin olduğu ülkelerin başında 1967’deki Arap-İsrail Savaşı’nın ardından ABD ile diplomatik ilişkilerini kesen Sudan geliyor.
ABD, Sudan’ı bölgedeki terör faaliyetlerine destek verdiği iddiasıyla 1993’te “terörizmi destekleyen devletler” listesine dahil etti ve 1997’den 2017'ye kadar bu ülkeye ticari yaptırım uyguladı.
Pew Araştırma Merkezinin son anketine göre, ABD'ye olumlu yaklaşan Kenyalıların oranı 2002'de yüzde 85 iken, bu oran 2017'de yüzde 54'e geriledi. Gana'da da bu oranlar benzer şekilde yüzde 83'ten yüzde 59'a düştü. Ankette, Nijerya ve Güney Afrika’da da son yıllarda ABD'ye olumlu yaklaşanların sayısının gittikçe düştüğü belirtildi.
ABD petrol alıyor, silah satıyor
ABD’nin Afrika ülkelerinden en fazla ithal ettiği ürünler arasında ilk sırada ham petrol, kereste, pamuk, elmas, kahve çekirdeği, tütün gibi ürünler bulunuyor. ABD, bu ülkelere askeri mühimmat, gıda ürünleri, otomobil ve sanayi alanında çeşitli ürünler ihraç ediyor.
Petrol rezervleri bakımından dünyada ilk 10 ülke arasında yer alan Nijerya, ABD'nin Afrika’da Cezayir’den sonraki tek doğalgaz ihracatçısı konumda bulunuyor. ABD İstatistik Bürosunun verilerine göre, 2017 yılında Nijerya'dan 6 milyar dolar değerinde ham petrol ithal eden ABD, Angola’dan 2,2 milyon dolarlık ham petrol ithalatı yaptı.
Kongo ve Namibya’dan elmas ve yine Kongo’dan kereste ithal eden ABD, Etiyopya ve Kenya'dan taze kahve çekirdeği, çay, kuruyemiş, pamuk ve tütün ürünü alıyor.
ABD'nin Afrika ülkelerine sattığı ürünlerin başında askeri mühimmat gelirken yoksul ülkeler daha çok gıda ürünleri, zengin ülkeler ise ABD'den otomobil ithal ediyor.
Kıtanın dört bir yanında askeri üs
Afrika'daki 54 ülkenin 50'sinde askeri personeli bulunan ABD, 2008'de Afrika kıtasındaki askeri varlığını Birleşik Devletler Afrika Komutanlığı (AFRICOM) bünyesinde birleştirdi.
Somali, Libya, Kenya, Nijer, Kamerun, Uganda, Güney Sudan, Kongo Demokratik Cumhuriyeti (KDC), Orta Afrika Cumhuriyeti (OAC), Mısır ve Cibuti'de ABD güçleri çatışmaya girmek üzere donatıldı.
Sayı olarak 5 bin ila 6 bini bulan bu askeri personelin yaklaşık 4 bini Cibuti’deki Lemonnier üssünde yer alıyor. ABD’nin Cibuti’deki askeri üssü ülkenin bölge üzerindeki siyasi ve askeri etkinliğini artırması için en önemli konumunda. Üs, Ortadoğu petrolünün bir kısmının Kızıldeniz üzerinden taşındığı günümüzde ABD’nin bölgedeki varlığını daha belirgin hale getiriyor.
Boko Haram örgütüyle mücadele etmek amacıyla Çad Gölü havzasındaki Nijer'de 800, Kamerun’da 300, Libya ve Mısır'da konuşlu 700 ABD askeri görev yapıyor.
ABD’nin yaklaşık 400 askeri 2011'den bu yana OAC, KDC, Güney Sudan ve Uganda'da terör gruplarıyla mücadele adı altında varlık gösteriyor. Kenya ve Somali’de de 300 kadar ABD askeri bulunuyor.
Diğer yandan, ABD’nin kıtadaki varlığının gerçek boyutu, inşa edilmiş kalıcı üslerden değil, Afrika ülkeleriyle imzaladığı iki anlaşmalarla ortaya çıkıyor. Bu anlaşmalar, binlerce Amerikalı askerin bölgedeki havaalanlarını ve ulusal askeri üsleri serbestçe kullanmasına olanak sağlıyor.