15 TEMMUZ KURTULUŞ GÜNÜ

Şeyma Çakıroğlu Yeşil

Yaratılıştan beri iyi ve kötünün mücadelesi, baskın gelebilmenin savaşı her daim sürmekte. Tarihin sayfalarında her dönem Habiller ve Kabiller, Firavunlar Musalar, Mursiler ve Sisiler daha niceleri göründü, görünüyor, görülecek. Neyse ki herkese ve her kesime gelmesi mukadder olan ölüm, er ya da geç gerçek hesabın görüleceği zamana dek vazifesini sektirmeden ve adil bir şekilde devam ettirmekte. Olukların her daim çift olduğu nurun ve kirin savaşı. İş ki her hür irade istikametini ne yönde çizeceğini tercihte doğru karar verebilsin.

 

TEK VÜCUT

Yakın tarihimizin dönüm noktalarından kabul edilecek yeniden şahlanışın ve kurtuluşun ismidir 15 Temmuz…

Milletçe alışageldiğimiz ve hiç yabancısı olmadığımız yine yeni yeniden denilebilecek varoluş mücadelesinin verildiği o gecenin hakiki anlamı ve ehemmiyetinin idraki, zaman geçtikçe, özellikle de ‘O olmasın da kim olursa olsun’ diyen şuurdan mahrum bi idrakler için bile vaki olacaktır. İş ki içimizdeki bu ahmaklar yüzünden helak edilecek kıvama gelmeyelim.

İlk olarak modern zamanların kültürümüz ve milli ruhumuz üzerinde endişe verici etkisinin konuşulduğu, 'Ne olacak bu nesil' serzenişlerinin dile geldiği bir dönemde, zoru görünce nasıl da Anadolu kıtası büyüklüğündeki dava taşını gediğine oturttuğunu ispat eden bir gençlik. Kahir ekseriyetin gösterdiği bizi biz yapan savunma refleksi, ilmik ilmik dokunan ihanet tuzağını o gece tersine çevirtti. Bize yine sönmez, pörsümez eskinin, içimizde sapasağlam var olduğunu ispatladı. Tek vücut olma hasletimizin her daim diri olduğunu görmenin memnuniyeti ve gururunu yaşattı.

 

TEK VATAN, TEK DEVLET

Sağına soluna bakmadan kim var dendiğinde ben varım diyen her yaşın neferleri vardı o gün.  Kumpas ve terörün kök salmaya çalıştığı akın karanın birbirine karıştığı kötülerin ayırt edilemediği günlerde ‘Tek vatan tek devlet tek millet tek bayrak’ diyenlerin tek bir yürek oluşuydu 15 Temmuz…

Meydanlar vatan, millet, dava paydasında buluşan cesur yüreklerindi artık ve sinelerini siper ederek memleketi bir kere daha kurt kapanından kurtarmaya muvaffak oldular.

Bunun yanında, toplum hafızası; her daim var olan perde arkası takipçileri, havayı koklayıp araziye uygun hareket edip, savaşın değil zaferin yağmacılarını da asla unutmayacaktır.

Liderlikte devleşen memleket sevdalılarının hemen hemen hepsinin geçmişte terkedildikleri o meşum kadere, asrın lideri konumundaki seçilmiş mümessilimizi terk etmeyeceklerini her fırsatta dile getirip ‘Yedirtmeyeceğiz’ dedi ve dediğini de yaptı bu milletin her yaştan evladı.

Şükür ki, her daim vatanını tüm beşerî kazançtan evvel yücelten ve yaşatan serdengeçtilerin tükenmeyen nesillerini her dem yetiştiren bu memleket bizim

 

ASLA UNUTMADAN

Topun namlunun iman dolu sinelerde bir kez daha nasıl söndürüldüğü koskoca şehirlerin nasıl aynı anda tek yumruk olabildiği, şehir dolusu gazileri ile her evde birçok kahramanın olduğu peygamber ocağı hanelerin olduğu bu memleket bizim.

Silah yerine tekbir ve sela seslerinin yankılandığı şehadete koşan gönüllü neferlerin membaı olan bu memleket bizim.

Malazgirt’ten bu yana en yeni milat, yeni bir dönemeç ve hayatta kalmak ve geçmişten geleceğe varoluş zincirinde yeni bir halka, varoluş destanlarımızın en yenisi 15 Temmuz bizim.

251 şehidin kanıyla perçinlenmiş ve sokağa çıkan her kişi sayısınca gazisiyle kavileşmiş bu halka içinde bambaşka niyetlerle kurgulanmış ve kurdu kendinden olacak yeni yapılara belki de yeni mecralar oluşturacaktır. Her daim uyanık ve hazır olmamız gereğini katmerleşen bir bilinçle asla unutmadan sonraki nesillere sağlam yapıları bırakmak aklı selimle hareket etmek vebali, boynumuzdadır. İyi ve kötünün mücadelesi kıyamete kadar imtihanımızdır.

 

 

Allah yar ve yardımcımız olsun her daim.