PİYASALAR

  • BIST 1009079.973.1%
  • ALTIN2308.0991.42%
  • DOLAR32.3330.26%
  • EURO35.098-0.02%
  • STERLİN40.835-0.03%
  1. HABERLER

  2. GÜNDEM

  3. Yargıtay: Çalışan haklı da olsa müşteriye hakaret edemez
Yargıtay: Çalışan haklı da olsa müşteriye hakaret edemez

Yargıtay: Çalışan haklı da olsa müşteriye hakaret edemez

Çalışanlar dikkat. Yargıtay müşteri ile çalışanlar arasında ilişkilerde emsal olabilecek bir karara imza attı. Yüksek mahkeme, müşterilerle tartışan, onlara hakaret eden çalışanların tazminatsız olarak işten atılabileceğini hükmetti.

A+A-

Çalışanlar ile müşteriler arasında yaşanan tartışmalar bazen tatsız sonuçlara yol açabiliyor. İşte bunlardan birisi de bir çağrı merkezi şirketinde yaşandı.

Şirket yönetimi, müşterilerle tartışan hatta onlara küfürle cevap veren bir çalışanını şikayet üzerine işten attı. Konu yargıya taşındı.

İş mahkemesi işten atılan çalışanı kısmen haklı buldu.

Yargıtay ise, müşterilerle tartışan hatta onlara küfürlü cevap veren bir çalışanın tazminatsız olarak işten atılabileceğini hüküm altına aldı.

Yargıtay kararında özetle şu ifadelere yer verildi:

"....Her ne kadar olaydaki müşterinin haksız hareketi ve davacı bakımından ettiği küfür ifadesi içeriğindeki olumsuzluk davacı bakımından kabul edilemez bir durum olsa da davacının sağduyulu ve profesyonelce hareket etmeyerek müşteriye küfür ile cevap vermesi işveren bakımından geçerli fesih sebebi oluşturmakla davanın reddi gerekirken kabulü kararı yerinde olmayıp 4857 sayılı Kanun'un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir...."

T.C.
YARGITAY

YİRMİİKİNCİ HUKUK DAİRESİ

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti;

Davacı vekili; davacının iş sözleşmesinin çalışma düzenine aykırı davranışlar, işverenin güvenini kötüye kullanmak iddiasıyla bildirimsiz ve tazminatsız olarak 4857 sayılı İş Kanunu'nun 25/II. maddesi uyarınca feshedildiğini, feshin gerekçesinin geçersiz olduğunu, bu sebeple davalı işverence yapılan feshin geçersizliğini, davacının ................'deki işe iadesine, boşta geçen süre ve işe başlatmama tazminatlarının ödenmesini talep etmiştir.

Davalı İsteminin Özeti;

Davalı vekili; davacının müvekkil şirkette çağrı merkezi çalışanı olarak görev yaptığını, davacının müşteriler ile polemiğe girerek ve küfür ederek müşteri memnuniyetsizliğine yol açmanın dışında süreçlere uygun davranmadığını, mazeretsiz ve bildirimsiz devamsızlık yaptığını, gereksiz mola tuşlaması yaparak çağrı dağılımında adaletsizliğe sebep olduğunu, sistemi tıkadığını, bu sebeple davacının iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkeme Kararının Özeti:

Mahkemece, davalı işverenin fesih sebebi olarak belirttiği sebepleri ispatlamakla yükümlü olduğu, yukarıda belirtildiği üzere davacının iş sözleşmesinin haklı veya geçerli bir sebebe dayanmadığı anlaşıldığından davacının davasının kabulüne, davacının kıdemi ve fesih sebebi dikkate alınarak işe başlatmama tazminat miktarının davacının dört aylık brüt ücreti tutarı olarak belirlenmesine karar verilmiştir.

Temyiz:

Karar, davalılar vekilleri tarafından temyiz etmiştir.

Gerekçe:

Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli sebebe dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, kanuni dayanak 4857 sayılı Kanun’un 18. ve devamı maddeleridir.

4857 sayılı Kanun’un 18. maddesinde iş sözleşmesinin işveren tarafından işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanılarak feshedilebileceği düzenlenmiştir. Söz konusu geçerli sebepler 4857 sayılı Kanun’un 25. maddesinde belirtilen derhal fesih için öngörülen haklı sebepler olduğu gibi, bu nitelikte olmamakla birlikte, işçinin ve iş yerinin normal yürüyüşünü olumsuz etkileyen hallerdir. İşçinin yeterliliğinden veya davranışlarından kaynaklanan sebepler ancak iş yerinde olumsuzluklara yol açması halinde fesih için geçerli sebep olabilirler. İş ilişkisinin sürdürülmesinin işveren açısından önemli ve makul ölçüler içinde beklenemeyeceği durumlarda, feshin geçerli sebeplere dayandığı kabul edilmelidir.

4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.

Davacının iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından fesih bildiriminde belirtilen ve cevap dilekçesinde tekrarlanan, müşteriler ile polemiğe girerek ve küfür ederek müşteri memnuniyetsizliğine yol açmanın dışında süreçlere uygun davranmadığı, mazeretsiz ve bildirimsiz devamsızlık yaptığı, gereksiz mola tuşlaması yaparak çağrı dağılımında adaletsizliğe neden olduğu gerekçeleriyle feshedildiği anlaşılmış olup davacının işi gereği yaptığı bir telefon görüşmesi esnasında bir müşteri ile yaşadığı küfürleşme olayı dışındaki iddialar davalı tarafça ispat edilememiştir.

Davacının kabulünde olan, bir müşterinin telefon görüşmesi esnasında davacıya karşı nezaketsiz ve kaba bir dille konuşması yanı sıra küfür etmesi sonrasında davacının bu küfüre karşı aynı küfürü kısmen tekrarlamak suretiyle karşılık vermesi olayı dosya kapsamındaki CD çözümüne ilişkin bilirkişi raporu içeriğinde sabittir. Her ne kadar olaydaki müşterinin haksız hareketi ve davacı bakımından ettiği küfür ifadesi içeriğindeki olumsuzluk davacı bakımından kabul edilemez bir durum olsa da davacının sağduyulu ve profesyonelce hareket etmeyerek müşteriye küfür ile cevap vermesi işveren bakımından geçerli fesih sebebi oluşturmakla davanın reddi gerekirken kabulü kararı yerinde olmayıp 4857 sayılı Kanun'un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçe ile;

1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,

2-Davanın REDDİNE,

3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,

4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 300,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,

5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.500,00 TL ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

6-Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, kesin olarak 30.11.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Kaynak : SGK Rehberi

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.