Recep İvedik 6
Nefesler tutuldu. Cem Yılmaz’ın Karakomik Filmler'i çok yavaş ilerliyor, 7. Koğuştaki Mucize 3 milyonun üzerinde gişe rakamıyla mucize yaratıyor, Cinayet Süsü ise emin adımlarla yürüyor. Listenin son durumuna bakınca seyirci alışık olduğu sulardan sıkılmış, yeni ufuklara yelken açmak istiyor diye düşünebiliriz, seyirci katarsisin bolca kullanıldığı dram türüne hala sıkı sıkıya bağlı da diyebiliriz. Ancak Recep İvedik adında kimselere benzemeyen ve altıncı macerasını da çekmiş bir adam var karşımızda. Sert, kıllı, ağzı bozuk, bir baltaya sap olamamış gibi gözüken o adamın altında, yetersizliğini örtmeye çalışan, ötelenen, duygusal ve yalnız bir adam var. İşi bu kadar dramatize etmiş olmamı “samimiyetsiz” bir yaklaşım olarak düşünebilirsiniz, ama biz ötelenen, kusurlu ve olduğu gibi görünmeye çalışan yine de bir şeylerin arkasına saklandığını hissettiğimiz karakterleri severiz. Recep işte... Altıncı hikaye daha başından kusurlu... Konya’da kuru fasulye festivaline davet edilen Recep seyahat acentasının hatası sonucu Konya yerine Kenya’ya gider. Afrika’nın balta girmemiş ormanlarına ilk balta da böylece girmiş olur. Ben, Recep İvedik’e “balta” ve türevi tanımlamaları yapabilme özgürlüğümü kullanıyorum, çünkü ben onu seviyorum. Togan Gökbakar’ın y,ne yönetmen koltuğunda oturduğu filmde Şahan Gökbakar ile birlikte Nurullah Çelebi başrolü paylaşıyor.