PİYASALAR

  • BIST 1009524.59-0.06%
  • ALTIN2486.440.09%
  • DOLAR32.5540.08%
  • EURO34.673-0.01%
  • STERLİN40.484-0.26%
  1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. Meclis'in bombalandığı o anları TBMM TV muhabiri Yılmaz anlattı
Meclis'in bombalandığı o anları TBMM TV muhabiri Yılmaz anlattı

Meclis'in bombalandığı o anları TBMM TV muhabiri Yılmaz anlattı

A+A-

TBMM TV Muhabiri Nida Yılmaz, birinci yıl dönümü nedeniyle 15 Temmuz FETÖ'nün hain darbe girişimi günü Türkiye Büyük Millet Meclisinde (TBMM) yaşadığı dehşet saatlerini Yenikapı Haber'e anlattı.


TBMM TV Muhabiri Nida Yılmaz, birinci yıl dönümü nedeniyle 15 Temmuz FETÖ'nün hain darbe girişimi günü Türkiye Büyük Millet Meclisinde (TBMM) yaşadığı dehşet saatlerini Yenikapı Haber'e anlattı. 

Nida hanım, ülkemiz 15 Temmuz günü ciddi bir darbe girişimi tehdidiyle karşı karşıya kaldı. Hain girişimin yaşandığı sırada neredeydiniz, neler yaşadınız?

15 Temmuz Cuma günü, TBMM'de rutin çalışmalarımızı tamamlayarak evime gittim. Saat 22.00 sularında Ankara semalarında alçak uçuş yapan jetlerin sesini duydum. Evim, TBMM'ye yaklaşık 1.5 kilometre mesafedeydi, jetlerin sesi evimin camlarını titretiyordu. Ne olduğunu anlamaya çalışırken, internette yayılan haberlerde İstanbul Boğaz Köprüsü'nün tanklar tarafından kapatıldığını gördüm. "DEAŞ ya da PKK gibi bir terör örgütü tarafından gerçekleştirilecek ciddi bir terör saldırısı istihbaratının alınmış olabileceği"ni düşündüm. Birkaç gazeteci arkadaşımla yaptığım telefon görüşmesinin ardından çok daha tehlikeli bir girişim ile karşı karşıya kaldığımızı anladım. 
 
Bir darbe girişiminin hazırlıkları yapılıyordu. Ülkemizin bugüne kadar demokrasi adına ne kadar kazanımı varsa bir gecede hepsini kaybedebilirdik. Darbeye toplumun hiçbir şekilde destek vermeyeceğini düşünüyordum ancak Türkiye'nin korkunç bir çatışma ortamına gireceği düşüncesi de beni derinden sarsıyordu. Darbeciler ile halkın çatışması, dahası güvenlik güçlerinin birbirleri ile çatışacak olması sonucu yaşanacak büyük karışıklık bir iç savaşa kadar gidebilirdi. 

Alçak uçuş yapan jetler tehdide devam ederken evde yalnızdım, sokakta kimse yoktu, ne yapabileceğimi bilemiyordum. F-16 savaş uçakları yüzünden civardaki evlerin pencerelerinin camları kırılıyordu, evimde birkaç kez koridora, banyoya sığındığımı hatırlıyorum. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım, bakanlar ve bazı yetkililerin yaptığı darbe karşıtı açıklamaları, millete cesaret ve bilgi veren bilgileri toparlayıp sosyal medyadan paylaşıyordum.

Saat 01.50'yi gösteriyorken TBMM TV Haber Merkezi sorumlusu arkadaşım (Metin Gümüş) telefonla arayarak, Meclis Genel Kurulu'ndan canlı yayın yapacağımızı, bu nedenle Meclis'te toplanacağımızı söyledi. Hiç zaman kaybetmeden Meclis'e doğru yöneldim, boş olan caddede bir taksi gördüm, şoför Meclis etrafında tankların olduğunu, bu nedenle Meclis'e gidemeyeceğini söyledi. Hızla yürüyerek TBMM'ye ulaştım. Meclis'in Çankaya kapısında 20-25 kişilik bir sivil grup tekbir getirip, darbe karşıtı sloganlar atıyordu. Meclis'i korumak amacıyla Meclis önüne geldiklerini, bana "kimsin, neden Meclis'e giriyorsun" şeklinde soru sormalarından anladım. Kapı, Meclis personelinin kullandığı iki servis otobüsü tarafından kapatılmıştı, telaş vardı.

Genelkurmay tarafından silah ve helikopter sesleri geliyordu. Kapıda beni tanıyan polis arkadaşlar tarafından içeri alındım. Saat 02.10 sularında TBMM TV dış giriş kapısındaydım, kapı kapalıydı, arkadaşlarımızdan kimse yoktu. Genel Kurul Salonu'na gidip basın locasına çıktım. Birkaç gazeteci arkadaşım oradaydı. Milletvekilleri Genel Kurul Salonundaydı, Grup Başkanvekilleri konuşuyordu. Kısa bir süre sonra yayın için kulise indim. İktidar partisi kulisine yaklaştığım sırada büyük bir patlama sesi duyuldu, TBMM'ye bomba atılmıştı. Saat 02.34'te atılan ilk bomba bahçeye düşmüş olmasına rağmen kulislerin camlarını kırmış, ortalığı toz duman kaplamıştı. Birkaç kişinin kırılan cam bölümlerden bahçeye doğru koştuklarını ancak hızla geri döndüklerini gördüm. "Helikopter bahçeyi tarıyor" dediler. Herkes sığınaklardan söz ediyordu. Meclis Koruma Dairesi'nde görevli bir polis arkadaşımız, sığınağa inmem gerektiğini söyledi. Sığınağın yerini bilmiyordum, beni alarak yer altında bazen alt geçit gibi kullanılan bir koridora götürdü.  
  
TBMM'de mesai yapan bir basın mensubu olarak o gece Meclis'te yaşananlar size neler hissettirdi, ne düşündünüz?

TBMM'ye bomba atmayı düşünen alçak zihniyetin sokaklarda yapmayı planladıklarını düşündükçe üzüntüm kat be kat artıyordu.

Duvarlarda oklarla "sığınağa gider" yazıları görünüyordu ancak koridora açılan kapıların büyük bölümü kapalıydı. Görevliler bazılarını kırmayı deniyordu. Birinci bombanın üzerinden kısa bir süre geçmişti, sonradan öğrendiğime göre saat 02.49'da büyük hasara neden olan ikinci bir bomba daha atıldı. Bombanın düştüğü yerin 4-5 kat altında olmamıza rağmen, çok yoğun bir basınç hissettik. Sanki ayağımız yerden kesilmişti. Sarsıntı ile birlikte büyük bir toz bulutu ortaya çıktı. O an Meclis'ten çıkamayacağımızı düşündüm. Jetlerin sesi kesilmiyordu.

Bir süre sonra TBMM Başkanı, bazı bakanlar, milletvekilleri, bazı gazeteci arkadaşlarım ve Meclis personeli de bizim bulunduğumuz yere geldi. Polisler, koridorun giriş çıkışında tedbir almıştı, telsizlerine helikopterle Meclis bahçesine darbeci asker indirilmeye çalışıldığı bilgisi geliyordu. Meclis polisi ve bazı koruma görevlileri darbeciler koridorlara girmeye çalışırsa düşüncesiyle bazı noktalarda çatışma pozisyonu almışlardı. 

Birkaç yıl önce dar-kapalı alanda kalamama gibi önemli bir sorun yaşamıştım ancak geçtiğini sanıyordum. 15 Temmuz gecesi o sıkıntılı hali yeniden yaşadım, orada kalamayacaktım, nefes almakta zorlanıyordum. Meclis TV'de görevli çalışma arkadaşıma (Cengiz Bıyık) dışarı çıkmam gerektiğini söyledim, o da bahçeye helikopterden ateş açıldığını, yeni bombaların atılabileceğini ve bunun tehlikeli olduğunu anlatarak sığınakta kalmamı sağladı.

Koridorda sığınabileceğimiz bir yer ararken, bulunduğumuz koridorun giriş kapısının açık olduğunu gördük, kapının bomba nedeniyle kırıldığını sanıyorum. O kapıdan çıktık, bombalar nedeniyle sağlam cam kalmamış, asansör parçalanmış, bahçe aydınlatması kapatılmıştı, kırık kapılardan hemen bir üst katta bulunan koridora geçtik. Orada bulunan polis bizi bir odaya aldı. Odanın yarısı tavana kadar kağıt kolileri ile doluydu. Büyük fotokopi makinaları vardı. Fotokopi makinalarını çekerek kağıt kolileri ile makinalar arasındaki dar bir alana oturduk. Nispeten nefes alabileceğim bir yerdi. Ne kadar bir süre geçtiğini hatırlamıyorum, Meclis'e  üçüncü bir bomba daha atıldı. Telefonumun şarjı bitmek üzereydi. Kardeşlerim merak içindeydi. Yarım saatte bir onlara "iyiyim" şeklinde mesaj gönderdim. 

Meclis dışında olanlar konusunda bilgi alamıyorduk. Canımızı, namusumuzu, vatanımızı emanet ettiğimiz askerlerimiz içine yerleşen bir terörist grubun Meclis'i bombalamasını, halka ateş açmasını kabul edebilmek asla ama asla mümkün değildi. Bomba bir tarafa eğer, Meclis'e girebilselerdi herkese ateş edeceklerdi, ortalığı cehenneme çevirmeyi amaçladıkları ortadaydı.

Darbecilerin kapıdan girerek ateş edebileceği ya da başka bir bomba ile hayatımızı kaybedebileceğimiz olasılığını düşünerek, yakınlarıma ulaşılabilsin diye telefonumun şifrelerini kaldırdım, son aramaya bir kardeşimin telefonunu ekledim, telefonun içine kimliğimi koydum.

Sabaha doğru odadan çıktık, uçakların ve silahların sesi hiç kesilmemişti. TBMM Basın Yayın Halkla İlişkiler Başkan Yardımcısı (Reşit Uzel) ile karşılaştık, berber salonundaki televizyondan haber almaya çalışıyordu. Polis olan kardeşini o gece şehit veren Uzel, omuzumda-kolumda kan olduğunu söyledi. Fark etmemiştim, sanırım ilk bombanın atıldığı sırada fırlayan camlar sebebiyle, omzum ve sırtımdan yaralanmıştım. 

Sabah saatlerinde binanın dışına çıkabildik. Meclis'in giriş kapısında polisler vardı ve o an büyük bir rahatlama hissetmiştim. Başarılamayacak olan darbe girişimi her kesimden vatandaşımızın karşı koyması ile geri püskürtülmüştü. 

Millet iradesine yönelen 15 Temmuz benzeri günlerin bir daha yaşanmamasını dileyerek, yaşadıklarınızı ve duygularınızı bizimle paylaştığınız için teşekkür ederim. 

Yenikapı Haber/ Sümeyye Soylu

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.