Hayat Sağlık ve Sosyal Hizmetler Vakfı tarafından düzenlenen "Değişen Dünyada Müslüman Kadın" konulu sempozyumun "Ailede Kadın" başlıklı oturumu, Dr. Sare Davutoğlu başkanlığında yapıldı.

ABD'de yapılan bir araştırmada, ameliyat olduktan sonra bakım evi ile ailelerinin yanına dönen kalp hastalarının iyileşme süreçlerinin karşılaştırıldığını anlatan Davutoğlu, "Ailesinin yanına dönenlerde iyileşme sürecinde çok daha olumlu bir sonuca ulaşıldığı görülmüş." dedi.

Oturumda konuşan eczacı, yazar Yıldız Ramazanoğlu da kadınların çok yönlü, kapsamlı ve amaçlı bastırmalara rağmen kendi özgürlüğünü inşa ettiğini belirterek İslami anlamda bir şeylerden fedakarlık yapmanın da kadınların kendi tercihi olduğunu vurguladı.

Dünya bu kadar hızlı değişirken, teknolojik gelişmeler "baş döndürücü hıza" ulaşırken kadınların halen dünyadan habersiz şekilde evlerinde oturmalarının istenemeyeceğini ifade eden Ramazanoğlu, "Bu ülkede yaşıyorsak, 15 Temmuz hadisesi gibi başımızdan korkunç şeyler geçiyorsa, bunların üzerine kafa yormak, düşünmek, bunları analiz etmek, ileriye dönük projeksiyonlar yapmak durumundayız. Müslüman olan veya olmayan hiçbir erkek bizim hakkımızı, hukukumuzu çiğneyemez. Benim vazifem var, kendi vazifemi kendim tayin ediyorum. Nasıl mutlu olacağımı da kendim tayin ediyorum." dedi.

Dinlediği bir radyo programında konuk konuşmacının kadına hangi koşullarda şiddet uygulanacağını anlattığını duyunca çok şaşırdığını dile getiren Ramazanoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"20. yüzyılda kadınlar hala sokaklarda öldürülüyor. Biz kadın soykırımıyla karşı karşıyayız. Bütün bunlar yaşanmıyor gibi kadının dövülmesinin nasıl haklı olduğu, kadını dövmenin ne zaman ve ne şekilde gerçekleşebileceği, kadının hastanelik olmaması için ne gibi tedbirler alınması gerektiği konuşuluyor. Gel de sinirlenme. İnanamıyorum. 15 Temmuz benim algı eşiğimi aştı. Bu arada erkeklerin bu kafasını da anlayamıyorum, bu da benim algı eşiğimi aşıyor. Neden hala bunu konuşuyorsunuz? Peygamberimizin hayatına bakıyorum böyle bir şeyle karşılaşmıyorum. Şefkatten, anlaşmaktan, uzlaşmaktan, birlikte can yoldaşlığı yapmaktan, bir aile içinde erkek ve kadın olarak ışık olmaktan bahsedeceğimize hala bunları konuşuyoruz."

AA