PİYASALAR

  • BIST 1009693.461.77%
  • ALTIN2496.1610.03%
  • DOLAR32.4970.13%
  • EURO34.598-0.09%
  • STERLİN40.049-0.49%
  1. HABERLER

  2. GÜNDEM

  3. Görev yeri sık sık değişen çalışan istifa etmesi halinde kıdem tazminatı alabilir mi?
Görev yeri sık sık değişen çalışan istifa etmesi halinde kıdem tazminatı alabilir mi?

Görev yeri sık sık değişen çalışan istifa etmesi halinde kıdem tazminatı alabilir mi?

Görev yeri sık sık değiştirilen çalışan, istifa etmesi halinde kıdem tazminatı alabilir mi? İşte Yargıtay'ın kararı...

A+A-

Yargıtay, görev yeri işveren tarafından sık sık değiştirilen çalışanların özlük hakları ile ilgili emsal niteliğinde bir karara imza attı.

sgkrehberi.com'un ulaştığı tutanaklara göre, bir işletmede kasap şefi olarak çalışan davalı, 3 yıl içinde dört kez şubesinin değiştirilmesi, işvereninin baskı ve mobing yapması nedeniyle işinden ayrıldı.

Kasap şefi, işten ayrılmasının ardından da, kıdem tazminatı ve fazla mesai ücreti talebi ile dava açtı.


İş Mahkemesi, işten ayrılma işleminin istifa üzerine gerçekleştiğini belirterek, tazminat talebini red etti.

Yargıtay ise, İş Mahkemesi'nin kararını bozulması yönünde hüküm kurdu.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi Kararında şu ifadeleri kullandı:

"....Karar sayılı kararlarında da açıklandığı üzere, Yargıtay’ca maddi hata sonucu verilen bir karara yerel mahkemece uyulmasına karar verilmesi halinde usuli kazanılmış hak oluşmayacağından, Yargıtay’ın hatalı bozma kararından dönülmesi mümkündür.

Açıklanan nedenlerle, iş akdini feshetmekte haklı olduğu anlaşılan davacı işçinin kıdem tazminatı talebinin kabulü gerekirken yazılı gerekçeyle reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir...."

YARGITAY KARARININ AYRINTILARI İSE ŞÖYLE.

9. Hukuk Dairesi 2021/3425 E. , 2021/7678 K. "İçtihat Metni"

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili, davacının davalı şirkete ait işyerinde 12.05.2011-19.08.2014 tarihlerinde kasap şefi olarak çalıştığını, fazla çalışma alacaklarının ödenmediğini, işyerinde yapılan teftiş sonucu belirlenen fazla çalışma alacaklarının bir kısmının ödendikten sonra iadesinin istenildiğini, iade etmeyenlerin işten çıkartılmakla tehdit edildiğini, aynı nedenlerle kendisinin de istifasının istenilerek sürekli baskı ve mobinge maruz kaldığını, çalıştığı süre boyunca iradesi ve isteği dışında sıklıkla şube değişikliği yapılarak görev yerinin sürekli değiştirildiğini, bu nedenlerle iş akdini haklı olarak feshettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, fazla çalışma ücreti alacağı, genel tatil ücreti alacağı ile yıllık ücretli izin alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı Cevabının Özeti:

Davalı vekili, davacının bordrolarda gösterilen ücret üzerinden çalıştığını, iş akdini kendi feshettiğinden kıdem tazminatına hak kazanamayacağını, sair alacaklarını çekince kaydı içermeyen bordrolar ve banka vasıtasıyla ödendiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.

Mahkeme Kararının Özeti:

Davanın kabulü hakkında verilen 24.02.2016 tarihli ilk karar, davalının temyiz başvurusu üzerine Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi'nin 09.10.2019 gün 2016/20644 esas 2019/18497 karar sayılı ilamı ile “Başka bir çalışanın Türkiye İş Kur'a yaptığı şikayet üzerine davalının işyerinde davacının da bulunduğu işçilere ücretlerin bir kısmının toplu olarak ödendiğine dair beyanda bulunduğundan, bu ödeme miktarı tespit edilerek hesaplanan fazla mesai ücreti ile ulusal bayram genel tatil alacaklarından mahsup edilmeli, varsa bakiye kısım hüküm altına alınmalı, kısmi ödeme miktarının tespiti ve mahsubu sonrasında davacının fesih tarihi itibari ile ödenmemiş herhangi bir alacağının olmadığının anlaşılması karşısında kıdem tazminatı reddedilmeli, bakiye alacağın tespiti halinde kıdem tazminatı şimdiki gibi kabul edilmesi gerektiği” gerekçeleriyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda toplanılan delillere dayanılarak davanın reddine karar verilmiştir.

Temyiz Başvurusu:

Karar süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Gerekçe:

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

2-Taraflar arasındaki temel uyuşmazlık, iş akdinin davacı tarafından haklı sebeple feshedilip edilmediği ve bu bağlamda davacının kıdem tazminatına hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta; davacı işçi, davalıya ait işyerinde çalışırken, 18.08.2014 tarihinde gönderdiği yazılı fesih bildirimi ile iş akdini feshetmiş, fesih gerekçesi olarak da “Davalı işyerinde çalışırken hak edilen fazla mesai ve ulusal bayram, genel tatil alacaklarının ödenmediği, bu hususta işyerinde çalışan başka bir işçi tarafından davalının Türkiye İş Kurumuna şikayet edilmesi üzerine kurum müfettişlerinin işyerinde denetim yapıp, ödenmeyen bir kısım işçilik alacakları bakımından tespit yapması sonrasında davalı işverenin ödeme zorunda kaldığı söz konusu fazla mesai ve ulusal bayram ve genel tatil alacakları bakımından baskı yaparak ödemeyi çalışanlardan geri istediği, iade etmeyi kabul etmeyen işçileri işten çıkartmakla tehdit ettiği, kendisinin de bu muameleye tabi tutularak aldığı fazla mesai ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti karşılığını geri vermeyi kabul etmediği için işverenin baskısına uğradığı, sürekli çalıştığı görev yerinin değiştirildiğini, en sonunda maruz kaldığı bu baskı ve muameleye dayanamayarak işten ayrılmak zorunda kaldığı” şeklinde açıklamıştır.

Her ne kadar davacı, fazla mesai ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları bakımından ödemenin kısmi olduğunu iddia etmiş ise de, bozma kararı sonrası mahkemece toplanılan deliller ile bu alacakların davacıya ödendiğinin anlaşıldığı, davacı işçinin kabulünde olan ödeme tutarının uyuşmazlık konusu yapılan fazla mesai ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı olarak hesaplanıp, bozma öncesi kararda hüküm altına alınan alacak miktarından fazla olduğunun tespit edilmesi nedeniyle, bu husustaki alacak taleplerinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, az yukarıda ayrıntısı ile açıklandığı şekilde, davacının iş akdini fesih gerekçelerinden birisi ve en çok üzerinde durduğu husus, işverence yapılan ödemenin iadesinin istenmesi, bunu kabul etmemesi üzerine sürekli baskı görmesi ve işyerinin kendi istek ve iradesi dışında değiştirilmesidir. Nitekim dosyadaki bilgi ve belgelerden, davalı şirket nezdinde 3 yıl 3 ay 8 günlük hizmeti bulunan davacının bu süre zarfında 4 ayrı şubede çalıştırıldığı, çalıştığı şubelerin sıklıkla değiştirildiği görülmektedir.

Dosya kapsamında dinlenilen davacı tanığı da “Fazla mesai ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarınin işveren tarafından baskı yapılarak geri istenildiği, vermeyi kabul etmeyen işçilerin işten çıkartılmakla tehdit edildiği ve şubelerini değiştirildiği” yönündeki davacı iddiasını doğrulamıştır.

Hal böyle olunca, davacı işçinin feshe konu ettiği “işveren baskısını” ispatladığı ve iş akdini feshetmekte haklı olduğu sonucuna ulaşılmaktadır. Bu nedenle, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi'nin 2016/20644 esas 2019/18497 karar sayılı bozma ilamında, feshin sadece işçilik alacaklarının ödenmediği nedenine dayalı olduğu yönündeki değerlendirmesinin maddi hataya dayalı olduğu kabul edilmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun kökleşmiş içtihatları maddi hataya dayanan bozma ya da onama ilamının usulü kazanılmış hak oluşturmayacağı yönünde olup, (Yargıtay HGK. 17.01.2007 gün 2007/ 9-13 E, 2007/ 17 K.; Yargıtay HGK. 25.06.2008 gün 2008/11-448 E, 2008/ 454 K.), Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 04.02.1959 gün ve 1957/13 Esas, 1959/5 Karar, ve 09.05.1960 gün ve 1960/21 Esas, 1960/9

Karar sayılı kararlarında da açıklandığı üzere, Yargıtay’ca maddi hata sonucu verilen bir karara yerel mahkemece uyulmasına karar verilmesi halinde usuli kazanılmış hak oluşmayacağından, Yargıtay’ın hatalı bozma kararından dönülmesi mümkündür.

Açıklanan nedenlerle, iş akdini feshetmekte haklı olduğu anlaşılan davacı işçinin kıdem tazminatı talebinin kabulü gerekirken yazılı gerekçeyle reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

Sonuç:

Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 06.04.2021 gününde oybirliği ile karar verildi.

Kaynak : SGK Rehberi

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.