Fransa'da üst üste yaşanan polis şiddeti görüntülerinin sosyal medyada yayınlanması üzerine hükümetin yürürlüğe koymaya hazırlandığı, bir polis memurunun veya bir jandarmanın "yüzünün görüntüsünü veya diğer kimlik unsurlarını" paylaşanların 1 yıl hapis ve 45 bin euro para cezasına çarptırılmasını öngören genel güvenlik yasa tasarısı tartışılıyor.

Son zamanlarda polis şiddetine yönelik çok sayıda farklı olaylara ait görüntülerin ortaya çıkması tasarıya yönelik kaygıları artırıyor.

Tepkilerin artması üzerine Fransa Başbakanı Jean-Castex de tasarının güvenlik güçlerinin görüntülerinin yayımlanmasını yasaklayan tartışmalı 24. maddesinin yeniden yazılması için bağımsız komisyon oluşturulacağını açıklamıştı.

Basından Hükümete Tepki

Fransa'da gazetecilik sendikaları ve medya kuruluşlarının temsilcileri, ülkede genel güvenlik yasa tasarısı karşıtı gösterilerde gazetecilere yönelik polis şiddetini kınadı.

Avrupa Gazeteciler Federasyonunun Fransa'daki temsilcilerinden Profesyonel Gazeteciler Kimlik Kartı Komisyonu (CCIJP) bünyesindeki Fransa Ulusal Gazeteciler Birliği (SNJ), Fransa Demokratik İşçi Sendikaları Konfederasyonu (CFDT) ve SNJ-Genel İş Konfederasyonu (CGT) ile medya kuruluşlarının sahipleri polislerin basın mensuplarına yönelik şiddetine ilişkin ortak açıklama yayımladı.

Açıklamada, ülke çapında cumartesi günü düzenlenen özgürlük yürüyüşü sırasında başkent Paris'te çok sayıda gazetecinin polis şiddetinin hedefi olduğu belirtildi.

CFDT, SNJ ve SNJ-CGT'nin her türlü şiddeti kınadıkları aktarılan açıklamada, gösterilerde aralarında Fransa'ya sığınmacı olarak gelen Suriyeli ödüllü serbest foto muhabiri Ameer al Halbi'nin de bulunduğu en az 8 gazetecinin kolluk kuvvetlerinin saldırısına maruz kaldığına dikkat çekildi.

Açıklamada "Bilgi edinme hakkına yönelik bu saldırılar demokraside kabul edilemez" denilerek CCIJP'nin şiddeti kınadığı kaydedildi.

Gazetecilere yönelik sistematik polis şiddeti

Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ) Genel Sekreteri Ricardo Gutierrez de "gazetecilere yönelik sistematik bir polis şiddetinin ortaya çıktığını" ve bunun kabul edilemez olduğunu ifade etti.

Polislere yönelik şiddeti de kınadıklarını belirten Gutierrez "Hiçbir şekilde bir şiddet diğerini haklı çıkarmaz, ancak Fransız siyasilerin gazetecilerle polis memurları arasındaki çatışmayı körükleme mantığını terk etme zamanı. Genel Güvenlik yasasını desteklemeye devam etmek sorumsuzluktur." değerlendirmesinde bulundu.

Fransa'da genel güvenlik yasa tasarısı "özel hayatın gizliliğini ve basın özgürlüğünü ihlal edeceği" gerekçesiyle Avrupa Birliği (AB) otoriteleri, uluslararası kuruluşlar, medya temsilcileri, gazeteciler dahil toplumun büyük kesimince eleştirilmiş ve düzenlenen gösterilerle protesto edilmişti.

Hükümet tepkiler üzerine, en çok eleştirilen ve güvenlik güçlerinin görüntülerinin yayımlanmasını yasaklayan güvenlik yasa tasarısının 24. maddesinin yeniden düzenlenmesini kararlaştırarak geri adım atmıştı.

Ülkede son günlerde birçok noktada düzenlenen gösterilerde göstericiler ve basın mensupları güvenlik güçlerinin şiddetine maruz kalmıştı.

Son olarak 28 Kasım'da ülke çapında yüz binlerce insanın katıldığı 100'den fazla gösteri düzenlenmiş, polis göz yaşartıcı gaz ile müdahale etmiş, çok sayıda gazeteci yaralanmıştı.

İçişleri Bakanı'na Yönelik Eleştiriler

Fransa'da son zamanlarda gazeteci, sığınmacı ve göstericilere yönelik polis şiddetine karşın tepkisiz kalmak ve polisi cesaretlendirmekle eleştirilen İçişleri Bakanı Gerald Darmanin için Fransız medyasında "ülkedeki düzensizliğin ana faktörü" nitelemesi yapıldı.

Fransa'nın basın organlarından Mediapart'ın patronu Edwy Plenel, katıldığı BFMTV yayınında, İçişleri Bakanı'nın "polis şiddetine ilişkin ekrana yansıyan görüntülerden habersiz olduğu" açıklamasının doğruyu yansıtmadığını belirtti. Plenel, medyadaki polis şiddeti görüntülerinden basına yansımadan önce Darmanin’in haberdar olduğunu buna rağmen kimseyi görevden almadığını iddia etti.

Darmanin'in Fransa'da yaşanan şiddet ve kaosun sorumlusu olarak istifa etmesi gerektiğine dikkati çeken Plenel, "İçişleri Bakanı Darmanin, hükümetteki ve ülkedeki düzensizliğin ana faktörüdür." dedi.

Plenel, Darmanin'in hükümetteki zayıflığın sembolü olduğu değerlendirmesinde bulunarak, "Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Darmanin'i aşırı sağla mücadele için göreve getirdi ancak Darmanin, hükümette aşırı sağın vücut bulmuş hali oldu." ifadesini kullandı.

Sosyal medyada ve Fransız basınında, İçişleri Bakanı'na yönelik kolluk kuvvetlerinin uyguladığı şiddeti görmezden geldiği, bu durumun polis ve jandarmayı şiddete teşvik edici olduğu eleştirileri yapıldı.

Darmanin'in Mayıs 2019'da Paris'te gerçekleştiği belirtilen ve 2 gün önce medyaya yansıyan "6 koyu tenli gencin hırsızlık yaptıkları şüphesiyle 3 sivil polis aracı tarafından durdurulup ateş edildiği olayı" bilmesine rağmen kayıtsız kaldığı öne sürüldü.

Polislerin Sistematik Irkçılığı

Siyaset Bilimci Clement Viktorovitch, Darmanin'in tutarsız tavır sergilediğini belirterek, hükümetin bir temsilcisi olarak ülkedeki düzensizlik ve şiddetin sorumlusu olduğunu ifade etti.

Viktorovitch, polislerce sistematik bir ırkçılık suçunun işlendiğinin medyaya yansıyan görüntülerle sabit olduğunu kaydetti.

Fransız oyuncu Adele Haenel de katıldığı televizyon programında, Darmanin'in bakan olmasının sorunlu bir durum olduğunu dile getirerek, "polisten sorumlu bir kişi olarak İçişleri Bakanı'nı bulunduğu konumu istismar etmek" ile suçladı.

Ulusal Meclis Yasa Komisyonunda Soruları Yanıtladı

Darmanin, Ulusal Meclis Yasa Komisyonu önünde, sığınmacı kampının tahliyesinde orantısız güç kullanımı, Afrika kökenli müzik yapımcısı Michel Zecler'in polislerce darbedilmesi ve gösterilerde polisin sert müdahalesine ilişkin soruları yanıtladı.

Güvenlik güçlerinin arkasında olduğunu ancak söz konusu şiddetin uygulandığını kabul ettiğini belirten Darmanin, görevine ihanet edenlerin meslekten atılması gerektiğini söyledi.

Darmanin, hükümetin gelen tepkiler üzerine yeniden düzenleneceğini açıkladığı güvenlik yasa tasarısının 24. maddesinin arkasında durduğunu vurguladı.

Polis Şiddeti Ve Tasarıya Yönelik Protesto Gösterileri

Fransa'da "özel hayatın gizliliğini ve basın özgürlüğünü ihlal edeceği" tepkilerine yol açan genel güvenlik yasa tasarısı tartışılırken, son zamanlarda güvenlik güçlerinin sığınmacı, gazeteci ve göstericilere yönelik uyguladığı şiddet de gündemden düşmüyor.

Ülkede, polis şiddeti ve tasarıya yönelik geniş çaplı protesto gösterileri düzenlenmeye başlandı.