PİYASALAR

  • BIST 1009059.382.87%
  • ALTIN2295.0980.85%
  • DOLAR32.3140.18%
  • EURO35.1150.02%
  • STERLİN41.0680.58%
  1. HABERLER

  2. SİYASET

  3. Erdoğan: "Amaç üzüm yemek değil bağcıyı dövmek hatta mümkünse ciğerini de sökmektir"
Erdoğan: "Amaç üzüm yemek değil bağcıyı dövmek hatta mümkünse ciğerini de sökmektir"

Erdoğan: "Amaç üzüm yemek değil bağcıyı dövmek hatta mümkünse ciğerini de sökmektir"

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 10.Büyükelçiler Konferansı katılımcılarına verilen öğle yemeğinde konuştu. Erdoğan, "Burada amaç, üzüm yemek değil bağcıyı dövmek hatta mümkünse bağcının dişlerini dökmek, ciğerini de sökmektir. Bunların yapmak istediği bu." ifadelerini kullandı.

A+A-

 

5555555555.jpg

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmasının satır başları şöyle;

10. Büyükelçiler Konferansı vesilesi ile sizleri milletin evinde ağırlamaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Dün başlayan konferansın ülkemiz, milletimiz ve diplomasimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum.

Bildiğiniz gibi Cumhurbaşkanlığı görevini devraldığım günden beri iç siyasette olduğu gibi dış politikada da yoğun bir temponun içinde olduk. Meydanlarda milletimize verdiğimiz söze bağlı olarak makamında oturan değil koşturan, terleyen bir Cumhurbaşkanı olmaya çalışıyoruz.

Yurt dışında da ülkemizin gücüne güç katmak için mücadele ediyoruz.

Toplam 113 yurt dışı seyahati gerçekleştirdik. 50'si resmi ziyaret olmak üzere 60 devlet başkanını ülkemizde misafir ettik. Pek çok üst düzey toplantıya ülkemizde başarıyla ev sahipliği yaptık.

Konferans uluslararası ilişkilerimizin durumu ve başarısı açısından çok kıymetli bir imkandır. Bu seneki toplantının daha öncekilerden farkı Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin ilk toplantısı olmasıdır.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi tarihimize, kültürümüze, milletimizin beklentilerine ve ülkemizin ihtiyaçlarına en uygun modeldir. Ülkemiz bir daha Güneş Motel vari utanç kaynaklarına şahit olmayacak. İstikrarsızlıklarla boğuşmak zorunda kalmayacaktır. 24 Haziran gecesi sandığın renginin belli olmasıyla beraber daha önceki tartışmaların hiçbiri yaşanmamıştır. Milletimizin alkışlanması gereken bir diğer başarısı böylesine bir değişimi demokrasinin kurallarını işleterek yapmasıdır. Dünyanın birçok yerinde çatışmalara neden olabilecek tarihi bir değişim Türkiye'de tam bir demokrasi şöleni ile gerçekleşmiştir.

"İnsanı dikkate almayan hiçbir sistem başarılı olamaz"

Sistem ne kadar mükemmel olursa olsun başarısını veya başarısızlığını belirleycek olan temel faktör insandır insan unsurudur. İnsanı dikkate almayan hiçbir sistem başarılı olamaz. Yeni yönetim sistemimizin de başarı çıtasını hiç şüphesiz insan belirleyecektir.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet sisteminde amir ne kadar önemli ise riyasetinde çalışan personelleri de o kadar önemlidir. Genel müdürün rolü ne kadar mühim ise, vatandaşlarımızın huzuru için görev yapan bekçimizin de görevi o kadar önemlidir. Statüsü konumu, ünvanı ne olursa olsun devlet teşkilatımızın tüm kadrolarının aynı şuur ve adanmışlıkla meseleye eğilmesi gerekiyor. Hiç kimsenin sistemi tıkamasına, yavaşlatmasına müsaade edemeyiz.

Yeni dönemde üst kademe yöneticilerimizin omuzlarına eskisine göre çok daha büyük sorumluluklar düşüyor. Özellikle bulundukları ülkelerde devletimizi ve Cumhurbaşkanlığı makamını temsil eden siz değerli büyükelçilerimizin mesuliyetleri daha da ağırlaşıyor. Sizler bugüne kadar görev yaptığınız yerlerde büyük bir ülkenin evlatları olarak faaliyetlerinizi başarıyla sürdürdünüz. Devletimizin dış politika vizyonuna uygun olarak pek çok çalışmada yer aldınız.

Türkiye'nin son yıllarda elde ettiği uluslararası zaferlerde dirayetli tavrının yanında siz büyükelçilerinde çok büyük katkıları bulunuyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bugün yaşadığımız hadisenin ne 1994, ne 2001, ne 2007 kriziyle bir ilgisi yoktur. Gerçekten bambaşka bir durumla karşı karşıyayız." dedi.

"Türkiye ekonomide de bir kuşatma ile karşı karşıyadır"

Görünen köy klavuz istemez, son bir kaç haftadır yaşadığımız hadiseler hepimize şu gerçeği bir kez daha gösterdi. Türkiye diğer alanlarda olduğu gibi, ekonomide de bir kuşatma ile karşı karşıyadır. Gezi olayları ile başlayan, 17/25 Aralık girişimi ile devam eden, 15 Temmuz hain darbe teşebbüsü ile bir üst aşamaya taşınan saldırıların bir müddet daha devam edeceği açıktır.

Türkiye'nin bağımsızlığı ekonomik çıkarlarını, milli onurunu haysiyet ve şahsiyetini hedef alan bu atakların farklı biçimlerine karşı da hazırlıklı olmalıyız. Son yıllarda terörden, ekonomik manipülasyonlara bir dizi operasyona maruz kalmamızın asıl sebebi milli menfaatlerimiz noktasında tavizsiz bir tutum takınmış olmamızdır.

Milletimizin emanetini namusumuz bilip üzerine gölge düşürmedik. Siyasetin yeniden vesayetin eline geçmesine izin vermedik. Toplumsal çatışma senaryolarını engelledik. Terör örgütleri üzerinden kurulan oyunları kısa sürede deşifre edip önüne geçtik.

"NATO müttefiki olarak ciddi bedeller ödemiş bir devlete karşı her alanda böylesine düşmanca tavır içine girilmesinin hiçbir makul gerekçesi yoktur." ifadesini kullanan Erdoğan, "Burada amaç, üzüm yemek değil bağcıyı dövmek hatta mümkünse bağcının dişlerini dökmek, ciğerini de sökmektir. Bunların yapmak istediği bu." dedi.

Suriye'de DEAŞ ile mücadele bahanesi ile etrafımızda oluşturulmaya çalışılan terör koridoruna rıza göstermedik. Döviz kurundaki gelişmelerin ekonomik hiçbir temelinin olmadığı tamamen ülkemize bir saldırı mahiyeti taşıdığı muafık muhalif herkesin ortak tespitidir. Ben yaptım oldu diyemezsin istediğin kadar Başkan ol ne olursan ol. Akşam yatıp sabah kalkıp demir çeliğe şu kadar vergi koydum diyemezsin. Ülkeler bütün hesabını bir devamlılık üzerine yapıyor. Ondan sonra Uluslararası güven diye birşey kalır mı? Bir taraftan stratejik ortak olacaksın diğer taraftan stratejik ortağına ayaklarına kurşun sıkacaksın. Bir taraftan Afganistan'da herkes terk ederken beraber olacaksın, Somali'de beraber olacaksın, NATO'da beraber olacaksın. Ondan sonra kalkıp stratejik ortağını sırtından vurmaya yöneleceksin. Böyle birşey kabullenilebilir mi? Bunlara bizim eyvallah etmemiz mümkün değildir.

"Türkiye'nin ekonomik dinamikleri sağlamdır, güçlüdür"

Bugün yaşadığımız hadisenin ne 1994 krizi ile ne 2001 krizi ile ne 2007 krizi ile bir ilgisi yoktur. Gerçekten bambaşka bir durumla karşı karşıyayız. Bu saldırılara karşı Hazine ve Maliye bakanlığımız ile diğer ilgili ekonomi birimlerimiz gerekli adımları atıyoruz atmaya devam edeceğiz. Şu anda bizim bütün bu olaylar karşısında temkinli bir şekilde attığımız adımlar var atacağımız adımlar var çeşitli planlarımız var. Kurun geldiği yerin ekonomik izahı olmadığı gibi biz kur şöyle oldu kur böyle oldu demek suretiyle battık bittik böyle birşey yok. Türkiye'nin ekonomik dinamikleri sağlamdır, güçlüdür, yerindedir ve yerinde olmaya da devam edecektir.

Döviz kurunun özellikle ekonominin kuralları içindeki makul seviyesi ne ise en kısa zamanda oraya da oturacaktır. Hiç endişe etmeyin. Bu konuda rahat olun. Ülke olarak bu süreçte serbest piyasa ekonomisinin kurallarından asla taviz vermedik vermeyeceğiz.

 

 

 

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.