Olçum açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

Adı bizim, kalıbı ve ruhu ise pozitivist bir zihniyet tarafından inşa edilen eğitim sistemimiz, insan ve toplumumuzu medeniyet referanslarından kopartarak derin bir krize sürüklemektedir.

14. boyutlarıyla problemler yumağı haline gelen eğitim sistemimizin köklü bir reforma ihtiyacı olduğu herkesin ortak kanaatidir. Milli eğitim sistemimizde birçok şeyin yolunda gitmediğinden hareketle, bu sistem ;

İnsanımızı, millî akıl ve temel referanslarımız ile medeniyet değerlerimiz üzerinden yükseltmek yerine, onu aidiyetlerine yabancılaştırarak derin girdapların içine şaşkın ve çaresiz bırakıyorsa,

Bireyi ebediyet fikrine bağlayarak kendini bilme erdemine ulaştıracağına, seküler yaşam tasavvuruna ait fantezilerini bilinçaltına depoluyorsa

İlim, irfan üreterek insanı aklen, ruhen ve bedenen diri tutmak yerine sinsi bir kurtçuk gibi iç dünyasını kemirip her gün biraz daha çürümesini bekliyorsa

Her toplum için en büyük zenginlik kaynağı olan insanı her yönüyle geliştirerek zatındaki cevheri ortaya çıkarmak yerine, ondaki düşünme ve keşfetme yeteneğini buduyorsa Böyle bir sisteme “milli eğitim” demek mümkün mü ?

Hoşgörü, ilim ve irfanın doğduğu yer olarak nam salmış Anadolu coğrafyasında, kültürel doku ve millet geleneğine uygun, topluma güven verebilecek bir eğitim sisteminin inşası için reform niteliğinde yapısal ve yönetsel dönüşüm sürecine kararlılıkla adım atılmalıdır.