Çocuklarının dağa kaçırılmasından HDP'yi sorumlu tutan Diyarbakır annelerinin, 3 Eylül 2019'da başlattığı oturma eylemi 446'ıncı gününde devam ediyor.

Bingöl'den gelen Hüpriye İğne ve Mehmet İğne çifti, 7 yıl önce 20 yaşındayken kandırılarak dağa götürülen oğulları Nurullah için, Diyarbakır'ın Sur ilçesinden gelen Sultan Öz de 4 yıl önce 19 yaşındayken dağa kaçırılan oğlu Hasan için eyleme dahil oldu.

Anne İğne, gazetecilere yaptığı açıklamada, 7 yıldır oğlundan haber alamadıklarını söyledi.

Diyarbakır annelerinin eylemini televizyondan gördükten sonra eyleme katılmaya karar verdiklerini belirten İğne, evladını çok aradığını anlatarak, "Çok üzüldük, çok çektik. Dayanamadık ve artık buraya geldik. Allah'tan bir umut buraya geldik, belki oğlumuz gelir. Yavrum artık dayanamıyoruz. Çok zaman geçti. Çocuğumu kandırdılar götürdüler." diye konuştu.

Anne Sultan Öz de Kürtçe yaptığı konuşmada, oğlu Hasan için eyleme katıldığını belirtti.

Daha önce 3 defa HDP İl Başkanlığı binasına geldiğini ve bir sonuç elde edemediğini dile getiren Öz, evladını hiçbir yerde bulamadığını dile getirerek, şöyle dedi:

"Oğlum Allah rızası için senden rica ediyorum, dön gel. Oğlum, baban senin hasretinden hasta düştü. Ne gecem, ne gündüzüm var. 24 saat boyunca kafamda seninle konuşuyorum. 24 saat boyunca 'Hasan, Hasan' diyorum. İnşallah Allah, bizi evlatlarımıza kavuşturur."

Eğitim Bir Sen'den annelere ziyaret

Eğitim Bir Sen İstanbul 5 No'lu Şube Başkanı Yusuf Sabaz ile Diyarbakır Şube Başkanı Ramazan Tekdemir de anneleri ziyaret ederek desteklerini iletti.

Sabaz, her türlü zorluğa rağmen bir yılı aşkın süredir evlatlarını isteyen annelere desteklerini iletmek adına ziyarette bulunduklarını söyledi.

"Bugün elinde kalem olması gerekenlerin ellerine silah tutuşturulup dağlarda bu işe kurban edildiklerini görüyoruz. Kendi rantlarının, siyasi hedeflerinin peşinde aileleri, çocukları kurban ediyorlar. Acilen insan olduklarını ispatlamaya davet ediyorum." diyen Sabaz, annelere evlatlarının gönderilmesini istediklerini bildirdi.

Tekdemir de Diyarbakır annelerinin acısını hissetmeden hiçbir hikayenin başarılı olmayacağını dile getirerek, "Kaynağın, merkezin, çarenin burası olduğunu biliyoruz. Diyarbakır annelerinin acısını hafifletmenin yoluna ve çaresine kimler hizmet edecek ise merkez burasıdır, buradan başlanmalıdır. Burayı görmeden başka mecralarda başka hikayeler kurgulamanın hiçbir gereği yoktur. Bu annelerin evladına kavuştuğu gün devran dönecek. Evlatlarına kavuşacakları güne kadar desteğimiz devam edecek." sözlerine yer verdi.