Soylu, Tantavi Sosyal Tesisleri’nde düzenlenen sahur programında Trabzonlularla bir araya geldi. Gecenin bir vaktinde vatandaşlarla bir arada olmanın mutluluğunu yaşadığını dile getiren Soylu, bir sofra etrafında sürekli birlikte olma temennisinde bulundu.

Soylu, Türkiye’nin ve milletin büyük sınavlardan geçtiğini belirterek, “300 yıl gerileme dönemini yaşadık. Ne zaman başımızı yukarı kaldırsak başımıza vurdular. Birçok sıkıtılar yaşadık. Bugün Türkiye hangi meselelerle karşı karşıyaysa aynı meselelerle karşı karşıya kalacak. Yaşanılan bütün olayların tamamının tarihin her anında bire bir kopyasını yaşadık.” diye konuştu.

Bu milletin misyonunun farklı olduğunu aktaran Soylu, milletin sahip olduğu ahlak, medeniyet ve adaletin bu misyonu belirlediğini söyledi. Soylu, milletin güçlü bir misyona sahip olduğunu yineleyerek, “Anadolu’yu haritadan çıkarın doğu ve batı diye bir kavram kalmaz. Doğu doğuluğunu batı da batılığını kaybeder. Bu millet büyük bir zenginliğe sahiptir. Başımıza ne geliyorsa bundan kaynaklıdır.” dedi.

ALTIMIZDAN İSTİKRAR SANDALYESİNİ ÇEKERLERSE BİZİMLE ÇELİK ÇOMAK OYNARLAR

Türkiye’nin gelişiminde ve alt yapısını sağlamlaştırmada Adnan Menderes, Turgut Özal ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın izlediği siyasetin benzeştiğine dikkati çeken Soylu, demokraside yaşanan kesintilerin büyük gelişmelere engel olduğunu kaydetti. Soylu, son yıllarda Türkiye’nin bölgesel ve küresel çapta artan ağırlığına vurgu yaparak, “Türkiye’nin gelişmesi kimsenin işine gelmiyor. Gücümüzü istikrardan alıyoruz. Altımızdan istikrar sandalyesini çekerlerse bizimle çelik çomak oynarlar. Güçlü bir millet ve güçlü bir siyasal iktidar olduğu için ayaklarımızın üstünde duruyoruz.” değerlendirmelerinde bulundu.

Soylu, Türkiye’nin son 300 yılda ilk kez bu kadar sağlam bir zemin üstünde durmaya başladığını belirterek, şöyle devam etti:

“Biz bu konuda ilk fırsatı kaçırdık. Sovyetler Birliği bölündüğünde fırsatı kaçırdık. Terör, ekonomik krizler, 28 Şubat, deprem felaketi... Bunlar nedeniyle belimizi doğrultamadık. 21. asrın başından beri ise fırsatı kaçırmadık. Gelecek nesillere güçlü bir Türkiye bırakmak için alt yapımızı güçlendiriyoruz. Şu anda temeli daha güçlü yapmaya çalışıyoruz. Yollar, havalimanları, şehir hastaneleri, üniversiteler bu nedenle yapıldı. 17 yıl önce bu ülkede kimse Kürt, dindar, Alevi olduğunu söyleyemiyordu. Kimse kaçak güreşmesin. Bu adamın bir hayat felsefesi var. Ne kadar saldırırlarsa saldırsınlar vazgeçmedi.”

BU DEVLET BANA NAMUSUNU, MAHREMİNİ EMANET ETTİ

31 Mart’ta İstanbul’da gerçekleşen usulsüzlüklere örnekler veren Soylu, bu nedenle doğal olarak itiraz haklarını kullandıklarını söyledi. Soylu, CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu’nun belediyenin verilerinin kopyalanması talimatını eleştirerek, şunları kaydetti:

“Bir tehlike var. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak geldiğinde ilk icraatı verileri kopyalamak oldu. Ben İçişleri Bakanı’yım. Türkiye’nin bütün istihbaratı İçişleri Bakanlığında. Jandarma, emniyet istihbaratı. Türkiye’nin bütün bilgileri orada. Ne yapmam lazım? İçişleri Bakanlığına geldiğim ilk gün verileri kopyalayıp kasaya mı koymam gerekir? Bu devlet bana namusunu ve mahremini emanet etmiş. Bu yapılabilecek bir şey mi? Bu hepimize lazım. Herkese lazım. Bu yapılır mı?”