Bilecik Belediyesince düzenlenen bir programa katılmak üzere kente gelen Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin Suriye'de asla bir PKK, PYD, YPG varlığına izin vermeyeceğini belirtti.

Türkiye'nin verdiği mücadelede sonuna kadar yanında olduklarını vurgulayan Destici, şöyle konuştu:

"Türkiye'miz, milletimiz, kahraman ordumuz, terörün her türlüsüne karşı hem içeride hem dışarıda çok ciddi bir mücadele veriyor. Biz de bu mücadeleyi sonuna kadar destekliyoruz. Türkiye özellikle 15 Temmuz hain FETÖ darbesine kadar hep bu mücadeleyi sınırlarımızın içinde ağırlıklı olarak yaptı. Zaman zaman sınır ötesi operasyonlar yapılsa da bunlar çok sınırlı ve dar kapsamlı operasyonlardı. Lakin Suriye'deki iç savaşın başlaması ve PKK'nın bölgeye PYD, YPG adıyla yerleşmeye başlamasından sonra Türkiye için çok ciddi bir tehdit oluşturdu. Başta ABD olmak üzere uluslararası emperyalist küresel güçlerin, siyonistlerin bunları desteklemesiyle de iyice şımardılar ve şu anda sanki orada bir devletçik kurma hayali gütmeye başladılar." 

Türkiye'nin çok kararlı bir şekilde bu mücadeleden vazgeçmeyeceğini ve orada asla orada bir PKK, PYD, YPG varlığına izin vermeyeceğini anlattığını ifade eden Destici, "Rusya ve İran ile mutabakat sağlayarak Zeytin Dalı Harekatını gerçekleştirdi. Münbiç'e geldiğinde ABD, burada Türkiye'yi oyalama taktiği güttü ama Türkiye artık bu oyalama taktiklerinin de sonunu geldiğini ve artık Münbiç'e hareket başlatacağını çok kararlı bir şekilde bildirdi." görüşlerini aktardı.

"Artık tahammülümüz yok"

Destici, son olarak Trump'ın, ABD askerlerinin Suriye'den çekileceğini açıkladığını aktararak, şöyle devam etti:

"Tabi biz buna tereddütlü ve teyakkuzlu yaklaşılması gerektiğini söylüyoruz. Daha önce de benzer açıklamalar olmuştu, bunlar uygulanmamıştı. Türkiye'nin oraya çok kapsamlı bir hareket gerçekleştirmesi lazım. Yani biz bir 35 yıl daha terörle yaşayamayız. Geleceğimizi onlara veremeyiz. Milletimizin geleceğini heba edemeyiz. Çocuklarımızın geleceğini karartamayız ve bu işi bizim burada bitirmemiz lazım. Dolayısıyla en önemli meselemiz bu. Biz diğer meselelerimizi halledebiliriz. Başka alanlarda problemlerimiz yok mu? Tabii ki var. Asgari ücretlerimizin, emeklilerimizin, çalışan kesimlerin, esnafımızın problemleri var. Bizim daha önemli meselemiz var. Devletin varlığını tehdit eden, varlığına kasteden çok yakın bir tehditle karşı karşıyayız. Artık tahammülümüz yok. Bizim en önce bunu yok etmemiz lazım."