PİYASALAR

  • BIST 1009693.461.77%
  • ALTIN2496.1610.03%
  • DOLAR32.4970.13%
  • EURO34.598-0.09%
  • STERLİN40.049-0.49%
  1. HABERLER

  2. GENEL

  3. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Bizim derdimiz petrol değil' dedik, bizim derdimiz insan..
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Bizim derdimiz petrol değil' dedik, bizim derdimiz insan..

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Bizim derdimiz petrol değil' dedik, bizim derdimiz insan..

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2. İstanbul Uluslararası Ombudsmanlık Konferansı’nda konuştu. Erdoğan: "Birileri petrol paylaşımının içinde. Bizim önümüze de bunu getirdiler. 'Bizim derdimiz petrol değil' dedik, bizim derdimiz insan..."dedi.

A+A-

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dolmabahçe Sarayı'nda düzenlenen 2. İstanbul Uluslararası Ombudsmanlık Konferansı'nda konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:

 

 

-Bugünün dünyasında vatandaşıyla güçlü bağlar tesis edemeyen devletlerin iç ve dış müdahalelere karşı çok daha korunmasız kaldığını görüyoruz. Halkının sahip çıktığı bir ülkeyi hiçbir gücün ve etkinin yıkabilmesi mümkün değildir.

-Kendi insanının sesine kulak vermeyen, sıkıntılarına çözüm yolu aramayan, tam tersine itirazları hoyratça bastırmaya çalışan devletler çok büyük acılar ve yıkımlarla karşılaşabiliyor. Milletimizin kamu kurumları karşısındaki hak arayışını ne kadar çoğaltır, çeşitlendirir ve etkin hale getirirsek devletimizin o derece güçlü olacağına inanıyorum.

"70 yıllık çok partili demokrasi tecrübemiz var"

Tüm aksaklıklarına rağmen neredeyse 70 yıllık çok partili demokrasi tecrübemiz var. Anayasamızın 40’ıncı maddesi başta olmak üzere, bu konuda pek çok emredici düzenlemeye sahibiz. Hukuk külliyatımızda da devlet-vatandaş ilişkilerinde bireyi önceleyen oldukça hacimli bir içtihat birikimi vardır. Avrupa Birliği ve diğer uluslararası kuruluşlarla ilişkilerimizde üstlendiğimiz yükümlülüklerle de bu çerçevede önemli kazanımlar elde ettik. Daha da önemlisi, uygulamadaki sorunların çözümü konusunda da her türlü iradeyi samimiyetle ortaya koyan ve mesafe kat eden bir yönetim işbaşında bulunuyor.

Bu hususların üzerinde, demokrasi, hukuk devleti, insan hakları ve iyi yönetim ilkeleri doğrultusunda samimi gayret gösteren ülkelere haksızlık yapılmaması gerektiğini belirtmek için duruyorum.

Mesela Avrupa İyi Yönetim Yasası, birliğin kuruluşundan neredeyse yarım asır sonra, 2001 yılında çıkartılmıştır.  İyi yönetim konusunda samimi çaba gösteren ülkeleri, güçlerini aşan dayatmalar yerine, işlerini kolaylaştıracak formüllerle desteklemenin, herkes için çok daha doğru olacağına inanıyoruz.

"Sadece sınırları geniş veya parası çok devlet "büyük" sıfatını hak edemez"

Dikkat edilirse, iyi yönetim dediğimiz meselenin özünde, aslında insana, onun doğuştan gelen haklarına saygı gösterilmesi vardır. Sadece sınırları geniş veya parası çok devlet "büyük" sıfatını hak edemez. Büyük devlet, fert fert yönetimi altındaki tüm insanların güvenliğini, huzurunu, mutluluğunu sağlayabilen devlettir. İyi yönetim ilkeleri dediğimiz başlıkların her biri de işte bu amaca yöneliktir.

Şayet bireylerin güvenliğine, huzuruna, mutluluğuna yönelik tehditler bizzat devletten geliyorsa, işte orada büyük sıkıntı var demektir. Dünyanın pek çok yerinde yaşanan iç savaşların, kargaşaların, kaosların, insani krizlerin çoğunun gerisinde bu çarpıklık vardır.

 

 

 

"Hayır siz bir numara değilsiniz"

Türkiye, bölgesinde süren insani krizlerin faturasını, hem terör saldırılarına, hem de büyük sığınmacı akınlarına maruz kalarak ödeyen bir ülkedir. Düşünebiliyor musunuz şu an itibarıyla Türkiye, 4 milyon mülteciye ev sahipliği yapan bir ülkedir. Ve AB bize şu ana kadar 3 milyar euro STK'larımıza destek vermiştir. Peki biz ne harcadık? Biz şu ana kadar 40 milyar doları aşkın mültecilere destek verdik, hala da vermeye devam ediyoruz. Dünyanın en güçlüleri çıkıp ne diyor? "Biz bir numarayız" diyor. Hayır siz bir numara değilsiniz.

Dünyada en az gelişmiş ülkelere veya mültecilere en büyük desteği veren ülke Türkiye'dir. Bu benim rakamım değil, OECD'nin de rakamıdır. Türkiye böyle bir ülke.

"Bu insanları asla o varil bombalarına teslim etmeyiz"

Ekonomisi ve yönetim sistemi bizden çok daha ileride olan gelişmiş ülkeler, vatandaşlarının güvenliği ve refahı için kapılarını sığınmacılara kapattı. Biz ise, insani duyarlılığımızın gereği olarak, kapımıza gelen herkese kucak açtık. Ve biz o adeta kesici tel örgülerden geçmeye kalkan o kadınları, erkekleri, kadınları, çocukları gördükçe bizim ciğerlerimiz parçalanıyor. Ama onlarda böyle bir şey söz konusu değil.

Elimizdeki imkânları, barınmadan eğitim ve sağlığa kadar her alanda, yıllardır 4 milyonun üzerindeki mağdur ve mazlum sığınmacıyla paylaşıyoruz. Bizim ülkemizdeki ana muhalefet ise biz bunları tekrar memleketlerine göndereceğiz diyor. Biz varil bombaları altında inleyen, oralardan kaçan bu insanları asla o varil bombalarına teslim etmeyiz. Çünkü biz, yaradılanı yaradandan ötürü sevdik. Ama Türkiye’nin ana muhalefeti eder. Biz insanı seviyoruz. Onun için böyle bir ayrıma girmeyiz.

 

 

 

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.