Beynimizin esas görevlerinden birisi de bizim şu fani dünyadaki kısıtlı zamanımızda işimizi kolaylaştırmak, bize zaman kazandırmaktır. Bunu da özellikle “sol” lobunda bulunan devrelere yerleşmiş “tanıma ve etiketleme” sistemleriyle yapar. Bu sistem, hayat boyu zihninize yüklenen yazılım bileşenlerinin tartışmasız hüküm sürdüğü bir yerdir. Mesela sakalı şöyle olan “şucudur”, bu kelimeyi kullandığına göre “bucudur”, erkekse “şöyledir”, kadınsa “böyledir”, şu şekilse “güzel”, öbür türlüyse “çirkindir” gibi etiketleri hiç şuurunda olmadan yapıştırıp geçersiniz çoğu zaman. Bu etiketleme işinden sorumlu devreler her meselenin üzerinden boşuna düşünüp de kıymetli zihinsel yakıtımızı heba etmeyelim diye uyanık olduğumuz her an çalışır dururlar. Doğal ortamımızda özellikle atalarımızın hayatını çokça kurtarmışlıkları da vardır muhtemelen. Ormanın loşluğunda hayal meyal görünen bir silüetin dost mu, düşman mı yırtıcı mı yoksa sadece bir kedi mi olduğunu saniyenin kesirleri içinde anlayıp, uygun bir hareket planı çizmemizi sağlayan devreler de bunlardı. Ama bugün, modern ve karmakarışık yaşamımızda doğal ortamdaki bu avantajlar hızla dezavantaja dönüşüyor.